1980 doğumluyum. 17.10.2001 tarihinde basından duyduğum kadarıyla emeklilerin aylıklarından şubat ayında kesinti yapılmış.
Hiçbir zaman hiçbir derneğe üye olmadığım halde benim aylığımdan da 18 lira kesinti olmuş. Sonrasında bu derneğin şubesine gittim, benim fotoğrafım olan dernek üyelik kartı var ama imza bana ait değil. Nasıl olduğunu da anlayamadım. Şimdi ben bu kesintiden ve dernekten nasıl kurtulurum? İsmi mahfuz
Şubat ayında SGK tarafından, kendisine CD ile 700 bin kişiye yakın üye listesi gönderen Türkiye İşçi Emeklileri Derneği'ne 12 milyon TL'den fazla para aktarıldı. Bu listenin ne olduğu ve listede kimlerin olduğu ise hâlâ muamma. Ne SGK, ne Çalışma Bakanlığı ne de Dernek bu listeyi açıklamıyor. Siz, araştırıp sizden kesinti yapıldığını görmüşsünüz. Sahte imza ile nasıl üye olduğunuzu anlamamışsınız ama büyük bir ihtimal ile eskiden SSK'dan sağlık karnesi alabilmek için derneğe gitmek gerekiyordu ve sağlık karnesi çıkartmak için kişisel bilgilerle birlikte fotoğraf da veriliyordu. İşte sizin bilgilerinizi ve fotoğrafınızı kullanıp sahte imza ile derneğe üye yapmışlardır. Aynı şekilde emeklilere taksitle kömür dağıtmak işinde de aynı yöntem uygulandı. Bu sebeple de yüz binlerce kişi hiç haberi olmadan derneğe üye kaydedildi. 1979 yılından beridir de SSK veya SGK (arada 3 yıl hariç) emeklilerin aylıklarından hem de anlamasınlar diye zam aylarında dernek kesintisi yapıldı.
Öte yandan 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı kanun ile hiçbir emeklinin aylığından icra daireleri ve bankalar dahil, emeklinin bizzat vereceği yazılı izin olmadan tek bir kuruş bile kesinti yapılamaz. Fakat SGK, bu izinleri görmeden sadece derneğin kendisine gönderdiği listeye göre yasa dışı bir şekilde aylıklarınızdan kesinti yaptı. Şimdi yapmanız gereken, SGK'ya dilekçe gönderip, geçmiş yıllar da dahil olmak üzere emekli aylığınızdan dernek kesintisi olarak aldıklarını size geri ödemelerini isteyin. SGK, size bunları ödeyecektir. Sahte imza ile dernek üyeliği için ise ikamet ettiğiniz yerdeki cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunun.
SGK, kazandığı davaları bile temyize götürüyor
29.06.1998-31.08.2001 tarihleri arasında Bağ-Kur'da sigortalıydım. Bağ-Kur terkimi yapmadan 01.02.2001 tarihinden itibaren SSK'lı olarak çalışmaya başladım. Ancak Bağ-Kur terkimi 7 ay sonra verdiğim dilekçe ile yaptım. Şubat 2009'da verdiğim emeklilik dilekçesine istinaden yapılan hizmet birleştirmesi sonucunda hizmet çakışması olduğundan Bağ-Kur'daki günlerimin kurum tarafından SSK'lı olduğum ilk güne kadar geriye dönük terki yapıldı. Çakışan aralıktaki Bağ-Kur'a ödediğim primlerim silindiğinden kurumca yapılan terk sonucunda ortaya çıkan yeni terk tarihinde prim borcum oluştu. İlgili kanuna istinaden terk tarihinde borcum olduğu için Bağ-Kur'dan yasal 90 günlük sağlık süresi de işlememiş oldu. Bu dönemde Bağ-Kur'dan sağlık yardımı aldığımdan dolayı bu yersiz sağlık ödemesini (18.000 TL) Bağ-Kur benden dava açarak geri istedi. Dava 5724 sayılı Bütçe Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince lehime sonuçlandı ancak Kurum, kararı temyiz etti. Kazandığım dava, SSK'dan 01.02.2001 tarihinden itibaren 120 gün dolmadığı için yardım almaya hakkım olmadığından dolayı Yargıtay'da bozulur mu? Bir de Şubat 2009'da verdiğim emeklilik dilekçem iptal olduğundan Ağustos 2009'da yeniden verdiğim dilekçeye istinaden maaşım işlemeye başladı mı? İsmi mahfuz-İstanbul
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) hatalı uygulamalarından birisi de kazansın veya kaybetsin, taraf olduğu bütün davaları temyize götürmek. SSK'lı olmanız gerektiği halde, Bağ-Kur'a mükerrer olarak devam ettiğiniz, 01.02.2001 ile 01.09.2001 arasında SSK yerine Bağ-Kur'dan sağlık yardımı almanızı yasal hale getiren durumun, 2008 yılı Bütçe Kanunu'nun 27. maddesine göre silinmesi gerekir.
Hatta daha da ilerisini ifade edeyim. SGK, bu konu ile ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu olduktan sonra bir de genelge yayımladı ve 'alacakları silin, davalardan vazgeçin' talimatını il müdürlüklerine göndermişti. Bu talimata rağmen ya bilmediğinden veya bilerek sizi dava etmişler.
Şubat 2009'da SGK'ya verdiğiniz emeklilik dilekçesi de yasal olarak geçerli sayılmalı. Çünkü 5510 sayılı kanunun 28. maddesinde, 4-b sigortalılarına (Bağ-Kur'lulara) yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için emeklilik prim ödeme süresinden başka yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı sebebiyle prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması zorunludur. Ancak SGK, davaya konu sağlık yardımlarından dolayı sizi borçlu gösterip emekliliğinizi reddedebilir ama davanız Yargıtay tarafından onandığı zaman Bağ-Kur'a borcunuz kalmayacağı için ilk başvuru tarihiniz Şubat 2009'u takip eden ay başı olan Mart 2009'dan itibaren birikmiş aylıklarınızı size ödemek zorundadır.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 13.03.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.