Bir kamu kurumunda memursunuz.
Sabah bir uyandınız her yeriniz dökülüyor. İşe gidemediniz. Hastaneyi aradınız randevu için aynı güne sıra alamıyorsunuz. Ateşiniz yükselmeye başladı, bari acilden giriş yapayım dediniz.
Acile müracaat ettiniz. Zaten derdinizi anlatabilecek halden çıkmışsınız. Bir de acildeki hemşireye ve doktora durumunuzun aciliyetini ispatlamanız gerekiyor. Öyle ya, ya normal muayene sırasından yırtmak için geldiyseniz? Neyse, biraz fazla ajitasyonla bu engeli de aşıyorsunuz. Fakat o da ne? Çıkışta sizden para istiyorlar. Sebep? Sevksiz gittiğiniz için ücret ödemeniz gerekiyor. Ancak en geç ertesi gün işyerinden sevk getirebilirseniz ödediğiniz ücret size iade ediliyor. Yani acil olarak gittiğiniz hastanede (özellikle özel hastanede) size bir yığın prosedür çıkıyor.
Ne kadar acil hasta olursanız olun. Ertesi gün işyerinize gidiyorsunuz ve "acil sevki" yaptırıyorsunuz. Bu arada hastaneden aldığınız raporu dairenize veriyorsunuz. Daha işiniz bitmedi. Bütün bunlardan sonra tekrar hastaneye gidiyorsunuz ve acil sevkinizi verip paranızı geri alıyorsunuz. Eğer hasta halinizle bütün bu koşuşturma sonrasında evinize gidecek dermanınız kalmışsa, evin yolunu tutuyorsunuz.
Evet, burada anlattığımız süreç, bir memurun acil hastalık durumunda maruz kaldığı tipik bir süreç. Aynı memur, normal tedavi sürecine de sevk alarak başlıyordu. 'Başlıyordu' diyoruz zira 15 Ocak 2010 itibarıyla memurlar için sevk zorunluluğu sona eriyor. Bu tarih itibarıyla artık memurların işlemleri de Genel Sağlık Sigortası mevzuatına göre yapılacak. Böylece 2,5 milyona yakın kamu çalışanı artık bütün sağlık kurumlarına (acil haller dahil) sevksiz başvurabileceği gibi, SGK ile sözleşmeli bütün eczanelerden de ilacını alabilecek.
Emeklinin gözü kulağı Meclis'te
Kamuoyunda intibak çalışması olarak bilinen ve emekliler arasındaki maaş dengesizliğini gidermeye dönük çalışmanın sonuna gelindi. Sonuç bugün Başbakan tarafından grup toplantısında açıklanacak. İlk zamanlarda emekliler için büyük beklentiler yaratıldı. İdeal olan elbette herkesin ödediği prim ve çalıştığı süre ile orantılı maaş almasıdır. Mevcut durumda bu maalesef sağlanamıyor. Ancak şunu kabul etmek gerekiyor ki, yılların biriktirdiği adaletsizliğin bir günde/ayda/yılda giderilmesi de mümkün değil. Dolayısıyla emeklilerin, beklentilerini mümkün olduğunca düşük tutmalarında fayda var.
Hastaneler ligi hareketli başladı
Daha önceki bir yazımızda, özel hastanelerle vakıf üniversitesi hastanelerinin SGK tarafından sınıflandırılacağını ve her hastanenin kalitesine göre puan alacağını yazmıştık. Hatta sınıflandırma sonrası 'hastaneler süper ligi'nin başlayacağını da belirtmiştik. Evet, geçtiğimiz günlerde söz konusu sınıflandırma yapıldı ve lig başladı. Fakat lig, bizim bile tahminimizden hareketli başladı. Zira SGK'nın sınıflandırması sonucunda, kamuoyunda çok kaliteli olarak bilinen kimi hastaneler 2. ve 3. sınıfta kaldı. Bu durum, bahse konu hastaneler için hem prestij kaybı hem de hastalardan daha az fark ücret almaları anlamına geliyor. Dolayısıyla sınıfta kalan bu hastaneler konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor. Galiba hastaneler ligi, önümüzdeki günlerde en az futbol ligi kadar heyecanlı olacak.
Polislere teşekkür...
Geçtiğimiz sekiz gün içerisinde, "Polisler İçin Çalışma ve Emeklilik Rrehberi" konulu yazı dizimiz yayınlandı. Dizi ile ilgili olarak çok sayıda teşekkür e-maili aldım fakat bunların her birisine ayrı ayrı cevap verme imkânım maalesef yok. Dolayısıyla dizi boyunca yazılarıma gösterdikleri ilgiden dolayı memurundan amirine kadar bütün polis teşkilatına teşekkür ediyorum. Dizimiz sona erse de bu köşeden polis camiasının sorunlarını yeri geldikçe gündeme getirmeye devam edeceğiz.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 05.01.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.