BASINDAN YAZILAR
Şerif AKCAN - Hizmet Tespitinde Zamanaşımı - MuhasebeTR

Şerif AKCAN - Hizmet Tespitinde Zamanaşımı

Ülkemizde işsizlik oranının yüksek olması nedeniyle işçilerimiz sigortasız çalıştırılmaya itiraz edememektedirler. Ancak, işveren ile işçi arasındaki iş akdi herhangi bir sebeple sona erdikten sonra işçiler sigortasız çalıştırılmadan kaynaklanan haklarını aramaya başlarlar.
Tabii ki, işçinin iş yerinden ayrıldıktan sonra daha çok dava yolu ile hizmet tespiti yaptırması gerekmektedir. Hizmet tespiti için açılacak davanın belirli bir süresi vardır.
Aslında halk arasında zamanaşımı olarak bilinen bu süre bir hak düşürücü süredir. Hemen akla aralarında ne gibi bir fark olduğu sorusu gelir. Bilindiği gibi zamanaşımı olan durumlar da davalının zamanaşımı defini ileri sürmesi lazım. Hak düşürücü üreyi ise mahkemenin re’sen dikkate alarak işlem tesis etmesi gerekiyor.
Halk arasında zamanaşımı süresi olarak adlandırılan bu süre için başlığımızı da buna uygun belirledik. Hak düşürücü süre olarak başlık yaparsak bir çok okuyucumuzun dikkatini çekmeyebilirdi.
Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 6’ıncı maddesine göre, çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı sayılırlar. Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlar. Sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.Öyle ki, yapılan hizmet sözleşmelerine sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamaz. Bu kuralların hepsi Kanunun emredici kurallarıdır.

Hak düşürücü süre beş yıl
Sigortasız çalıştırılan yani prim belgeleri işverenleri tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu’na verilmeyen çalışanların, fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden bu iş yerindeki çalışmalarının saptanması durumunda bu iş yerindeki sosyal sigorta hakları, sigortalının işe giriş tarihinden veya çalışmalarının fiilen veya iş yeri kayıtlarından ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden saptanabildiği tarihten itibaren başlamaktadır.
506 sayılı kanunun 3395 sayılı kanunla değiştirilen 79’uncu maddesinin 10’uncu fıkrasında, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır” denilmektedir.
Kanunda öngörülen “hak düşürücü sürenin” başlangıç tarihi, sigortalının iş yerinden ayrıldığı yılın sonundan itibaren başlamaktadır. Örneğin; 30 Nisan 2004 tarihinde çalıştığı iş yerinden ayrılan sigortalının hizmet tespiti davası için hak düşürücü süre 31 Aralık 2004 tarihinde başlamaktadır. Süre sonu ise 31 Aralık 2009 tarihidir.
Madde hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere, çalışmaları fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden tespit edilemeyen sigortalıların çalışmalarını ancak yargı kararıyla ispatlamaları gerekmektedir. Belirtilen yetkili mahkeme, iş mahkemesi veya iş mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davalara iş mahkemesi sıfatıyla bakan asliye hukuk mahkemeleridir.

> Doğum yapan kadın işçinin hakları
*Doğum yapmış kadın işçilerin çalıştırılma koşulları İş Kanunu ile belirli kurallara bağlanmıştır. Gerçekten 4857 sayılı İş Kanunu’nun 88’inci maddesinde gebe veya çocuk emziren kadınların çalışma şartlarını düzenleyen bir yönetmelik çıkarılması hükme bağlanmıştır.
İş Kanunun anılan maddesine dayanılarak, “Gebe veya emziren kadınların çalıştırılma şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik” 1 Temmuz 2004 tarih ve 25522 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Söz konusu Yönetmeliğe göre;
Emziren işçinin doğumu izleyen 6 ay boyunca gece çalıştırılması yasaktır. Yeni doğum yapmış işçinin doğumu izleyen sekiz haftalık süre sonunda, emziren işçinin ise, 6 aylık süreden sonra gece çalışması yapmasının güvenlik ve sağlık açısından sakıncalı olduğunun hekim raporu ile belirlendiği dönem boyunca, gece çalıştırılması yasaktır. Kadın işçiler, gebe olduklarının hekim raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar geçen sürede gece çalışmaya zorlanamazlar.
Öte yandan; gebe, yeni doğum yapmış ve emziren işçi günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamaz.
Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.
Bilindiği gibi İş Kanunun 63’üncü maddesinde iş günlerinde çalışmış olmaları şartıyla yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verileceği hükme bağlanmıştır. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenmektedir.
İşçinin haftada bir gün hafta tatili hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla, yeni doğum yapmış kadın işçilerde haftalık 45 saat çalışma süresini aşmamak şartıyla ve iş yerinde cumartesi çalışması yapılıyorsa çalıştırılabilir.

(Kaynak: Türkiye Gazetesi | 25.09.2006)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM