Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e açık mektup:
Vergi mükelleflerinin çoğu bugünlerde dertli. Aslında dönem sonunda mükellef ve mali müşavirler dönem sonu işlemleri, defter tasdik ettirme, kapanış kayıtları vs. için zaten yoğun olur. Ama bu seferki dert sadece bu işlemlerden kaynaklanan yoğunluk değil. Vergi daireleri, mükelleflerin Form Ba-Bs bilgilerinden hareketle koda girmiş firmalardan mal veya hizmet alımına ait faturaları KDV indirim listesinden çıkarmalarını istiyor. Aksi halde kendilerinin de kod listesine gireceklerini, ayrıca incelemeye sevk edileceklerini bildiriyor.
Vergi daireleri, bu bilgilendirme yazıları ile mükellefleri uyarma görevini yerine getirdiklerini belirterek, farkına varmadan listeye girmemeleri ve yapılacak incelemelerde yüksek tutarlı vergi ve cezalarla karşı karşıya kalmamaları için mükelleflere Varlık Barışı'ndan faydalanma imkanını değerlendirmeleri için fırsat tanıdıklarını düşünüyor. Fakat maalesef bu konu bazı kişiler tarafından suistimal edilmeye başlandı, kötü niyetlilere malzeme oldu. Mükellefi haksız yere listeye alıp çıkarmak için para alanlardan tutun da koda girmiş mükellefleri menfaat temin ederek listeden çıkarmaya kadar birçok suistimal zaten yapılıyordu. Şimdilerde avukat, mali müşavir, muhasebeci, danışman gibi unvanlar kullanan kişiler mükelleflere koda girme-çıkma gibi konularda yardımcı olacakları vaadinde bulunuyor.
Maliye'den aldığı yazı sonrasında ne yapacağını şaşıran mükellefler, bu kişilere gidiyor. Bunlar da çoğu zaman hiçbir şey yapmadan haksız kazanç elde ediyor. Hiçbir şey yapmıyorlar çünkü gelen yazılardan çoğu sahte fatura kullanmaktan dolayı koda girmiş firmalardan alınan faturalarla ilgili. Yani yazıyı alan (A) mükellefi (B) firmasından mal satın almış olsun, fakat (B) firması sahte fatura düzenleyen (C) şahsından fatura almışsa, bu durumda (A) mükellefine, sahte fatura kullanmaktan dolayı koda alınmış (B) firmasından alınan mal ile ilgili yazı yazılmış oluyor. Özellikle 84 No'lu KDV tebliğinde belirtildiği gibi çek veya banka aracılığıyla ödeme yapılmışsa mal alan mükellefin sorumluluğu bulunmuyor. Çünkü faturası kullanılan (B) mükellefinin sahte fatura düzenlediğine ilişkin bir tespit veya rapor yok. İşte bahsettiğim fırsatçılar (A) mükellefi durumundaki kişilere bu işi hallettiklerini söyleyerek haksız kazanç elde ediyor.
Kod listesi uygulamasının aksayan yönleri var. Bu aksaklıkların giderilmesi gerekiyor. Ayrıca son dönemde mükelleflere gönderilen yazılarla ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı'nca açıklama yapılması gerekiyor. Hangi kod ne anlama geliyor, hangi durumda ne yapılması gerekiyor tek tek açıklanmalı. Mükellefi böylesine haksız şekilde zor durumda bırakmaya kimsenin hakkı yok.
FAİZİ SİLİNİP KALANI TAKSİTE BAĞLANSIN
Mükelleflere koda girmemek ve yüksek tutarlı vergi ve ceza ödememek için Varlık Barışı'ndan faydalanmaları tavsiye ediliyor. Varlık Barışı artık tamamen mükelleflerin incelemelerden en az hasarla kurtulmalarını sağlamak için kullanılan bir af niteliği taşımaya başladı. Oysa çıkarılma amacı bu değildi. Beyan edilen matrahın, incelemelerde bulunacak matrah farkından mahsup etme avantajı, kanundan faydalanmak için sadece bir teşvik unsuru idi. Asıl maksat, kayıt dışında bulunan varlıkların ülke ekonomisine kazandırılmasıydı. Yani devlet mükelleflerin önceki yıllarda kayıt dışından kazanç elde ettiklerini kabul ediyor ve belirli bir yüzde vergi ödeyerek bu kazançların vergisinden vazgeçiyor.
Zamanla söz konusu teşvik unsuru öne çıktı. Mükellefler, mali müşavirler, vergi daireleri ve inceleme elemanları incelemelerden kurtulmak için Varlık Barışı'nı teşvik eder oldu. Fakat beyan edilen bu varlıkların 6 ay içerisinde sermayeye eklenmesi gerektiği unutuluyor. Maalesef herkesin yurtdışında veya yastık altında kaynağı yok. Varsa bile incelemeden çıkacak matrah farkını telafi edecek seviyede değil. Hal böyle olunca mükellefler bankalardan kredi çekerek, eş-dost veya tefecilerden borç bularak varlık beyanında bulunmaya başladı. Bazı mükellefler bir varlığı veya kullandığı bir krediyi birkaç kez beyanda bulunuyor. Zamanı gelince bu varlıklar sermayeye eklenemeyecek. Eklense bile bu sadece kayıtlar üzerinde gerçekleşecek. Üstelik bu kayıtların zamanla mükelleflerin başına iş açma ihtimali bulunuyor.
Asıl görev Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'e düşüyor. Mükelleflerin bu yöndeki teveccühleri dikkate alınmalı ve 2002'de çıkarılan 4811 sayılı Vergi Barışı'na benzer bir uygulama getirilmelidir. Matrah artırımında bulunan mükellefler böylece hem vergi incelemelerinden kurtulmuş olacak, hem Hazine'ye gelir sağlanmış olacak hem de yukarıda bahsettiğim durumlara benzer sorunlar yaşanmamış olacak. Ayrıca madem Varlık Barışı çıkarılış amacının dışında gelir elde etmek ve bütçe açığını kapatmak için bir araca dönüştü, o zaman Maliye'ye borcu olana neden bir kolaylık yapılmasın. Zamanında vergisini beyan etmiş ama borcunu ödeyememiş vatandaşların da sigorta prim borçlarında olduğu gibi faizleri silinsin, kalan borçları taksitlendirilsin.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 07.12.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.