BASINDAN YAZILAR
Maliye'nin 'kara listesi' mükellefleri tedirgin ediyor / Ahmet Yavuz - MuhasebeTR

Maliye'nin 'kara listesi' mükellefleri tedirgin ediyor / Ahmet Yavuz

Son günlerde mükelleflere Maliye'den yapılan tebligatta artış gözleniyor. Gelen yazılarda mükelleflere; kod listesinde bulunan kişi veya firmalardan mal veya hizmet aldıklarının tespit edildiği, konuyla ilgili izahat vermeleri veya Varlık Barışı'ndan faydalanmaları gerektiği söyleniyor.
Aksi takdirde kendilerinin de kod listesine alınacakları ifade ediliyor. Kod (olumsuz mükellefler listesi) uygulamasından haberdar olanlar, tebligatları anlıyor ama özellikle ilk kez kod listesi tabirini duyanlar bunun ne olduğuna mana veremiyor. Ama eski de olsa, yeni de olsa, kod listesini bilse de bilmese de herkes gelen yazıdan panikliyor. Çünkü işin içinde 'Maliye' ve 'koda alınmak' gibi tabirler geçiyor. Tabii ki buna hak vermek gerekir. Çünkü bu yazıların gerçekten ciddiye alınması gerekiyor. Çünkü faturası kullanılan mükellef, kod 1, kod 9/1 veya kod 5/1'de ise işin sonu mahkemeye kadar gidebilir, hürriyeti bağlayıcı hapis cezası bile alınabilir.

Önce kod (olumsuz mükellefler listesi) sisteminin ne olduğunu hatırlamakta fayda var. Kod listesi özellikle vergi iadelerinde hızlı bir şekilde tarama yapmak için getirilen bir sistem. İstanbul özelinde başlanan bu çalışma, Gelir İdaresi tarafından oldukça olumlu bulunuyor ve tüm ülkeye yaygınlaştırılmak isteniyor. Çeşitli sebeplerle düzenlenen vergi inceleme raporlarında olumsuzlukları (sahte fatura düzenledikleri, kullandıkları, bunlarla irtibatlı oldukları vb.) tespit edilenlerle, vergi dairelerince yapılan araştırma ve yoklamalarda olumsuzlukları belirlenenler durumlarına uygun kod listesine alınıyor. Bu mükelleflerin ve bunlardan mal alanların KDV iade işlemleri, yükseltilmiş teminatlar karşılığında yapılıyor. Aslında bu çalışma bir bakıma idarenin iç işleyişi. Mesela sahte fatura düzenlediğine dair rapor bulunan bir mükellef veya bu mükelleften mal alan birisi KDV iadesi talep ederse bu iadenin yapılmaması gerektiği yönünde, ilgili daireyle yazışmaya gerek kalmadan karar verilebiliyor. Bu işlem bir nevi idarenin mükellefler hakkında istihbarat toplaması olarak da görülebilir.

Mükelleflerin lehine işlerin hızlandırılması için 84 No'lu KDV tebliği çerçevesinde oluşturulan ve idari işlemler için kullanılan kod sistemi, artık idarenin bir iç işlemi olmaktan çıkmış durumda. Mükellefler mali müşavirleri vasıtasıyla veya başka şekilde kodda olduğunu duyduğu firmalardan mal almayı kesiyorlar. Satışları bir anda kesilen firmalar ne olduğunu anlamaya çalışırken neredeyse iflasın eşiğine kadar gidebiliyor. İşin garibi, bu liste hakkında mükellefin bilgisi olmuyor. Ayrıca listenin muhtevasını mükellef veya mali müşavirlerin öğrenmesi mümkün değil. Daha önce yeminli mali müşavirlere bu listeye bakma imkânı veriliyordu. Mayıs ayından itibaren buna da müsaade edilmiyor. Çünkü mayısta Ankara'da bir yeminli mali müşavir kod listelerini kendisine görme imkanı veren şifreleri etrafındaki bazı kimselere belli bir para karşılığında satmıştı. Daha sonra bu şifreler, şifre kırıcıların eline geçince listelerde yer alan bilgiler elden ele dolaşmaya başlamıştı. Ayrıca şifre kırıcılar kod listelerinde istedikleri değişiklikleri yapmaya başlayınca kod listeleri anlamsız ve güvenilmez bir hal aldı. İdare de yeminli mali müşavirlerin listeleri görme imkanına son verdi. Dolayısıyla Maliye'den kendisine yazı gelen mükellefin kendisinin de listede olup olmadığını, faturasını kullandığı mükellefin hangi sebepten kaçıncı koda alındığını bilmesi mümkün olmuyor. Sadece kendisine yazıyı gönderen merciye giderek durumu öğrenebiliyor.

Duruma göre ya alınan faturalara ilişkin düzeltme yapılacak, daha önce mükelleflere ödenen KDV'ler faizleriyle birlikte vergi dairesine yeniden ödenecek veya Varlık Barışı'ndan faydalanılarak koda girmekten kurtulmuş olunacak. Bunlardan ikisini de yapmak istemeyen mükellefler daha sonra incelenmeyi göze alacak. Olayı bir misal ile açıklayalım: A firması 2005 yılında B firmasından KDV dahil 100 bin liralık mal almış olsun. Yıllar sonra B firmasının 2008 yılında yapılan yoklamada yerinde olmadığı veya SMİYB düzenlediği/kullandığının tespit edildiğini varsayalım. Bu durumda mükellef A'dan bu 100 bin liranın KDV'sini yeniden ödemesi isteniyor. Mükellef bunu yapar veya Varlık Barışı'na bu tutarda müracaatta bulunursa koda girmekten kurtuluyor. Bunları yapmayı kabul etmezse, incelemeye sevk ediliyor.

'Kod'dan nasıl çıkılır?
Normal prosedürde koda giren mükellefler listeden çıkmak için idareye müracaat ederek koda alınma sebeplerini öğrenmeli.

Listeden çıkmak, giriş sebebine göre farklılık arz ediyor. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyenlerle, bunları kullananlar raporla tespit edilmişse, bu raporların yanlış düzenlendiğinin yeni bir rapor veya mahkeme kararı ile ispat edilmesi hariç, listelerden çıkmak mümkün değil.

Yanıltıcı belge kullananlar, raporlarda belirtilen vergiyi öderlerse koddan çıkma talepleri yerine getirilebilir. Ama işyerini değiştirip bunu vergi dairesine bildirmeyen bir mükellef, bu sebepten listeye dâhil edilmişse, vergi dairesine başvurarak yeni adresini bildirince yeni bir tespit yapılacak ve listeden düşecektir.

Diğer kodlardan çıkmanın yolu ise vergi dairelerinin istemiş olduğu bilgi ve belgelerin ilgili birimlere verilmesi ve ardından koddan çıkma talebinin iletilmesi ve takipçisi olunması gerekiyor. Eğer vergi daireleri işi hızlandırmaz ve çözümünde isteksiz davranırsa müracaat edilecek yer, ilgili KDV grup müdürlükleridir.

Kendilerine yazı gönderilen mükellefler ne yapmalı?
Bu köşede Varlık Barışı'na müracaat etmenin avantajlarını sık sık gündeme getirdim. Mükelleflere bunun bir nevi sigorta vazifesi göreceğini belirttim. Ancak son zamanlarda bu kanunun çıkış maksadını aşarak tam bir vergi affına ve idarenin ekstra gelir elde etme yöntemine dönüştüğünü müşahede ediyorum. Bu bağlamda son günlerde yazı gönderilen mükelleflere tavsiyem olacak. Mükellefler öncelikle kendilerine neden yazı gönderildiğini öğrenmeli. Sonra durumlarını gözden geçirmeli. Eğer faturasını kullandıkları mükellef sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen bir mükellef ise ve bu durum bir raporla tespit edilmiş ise Varlık Barışı'na müracaat etmekte fayda var. Yok eğer yerinde bulunmayan, sahte fatura kullandığı tespit edilen bir mükelleften fatura aldıkları iddia ediliyorsa tespitin ne zaman yapıldığına bakmak gerekir. Eğer mal alımı 2005'te, tespit ise daha sonra (mesela 2008'de) yapılmış ise ödeme ne şekilde yapılırsa yapılsın idarenin hukuken iddia edeceği bir durum yoktur. Daha önce ödenen KDV'nin yeniden ödenmesini istemek veya Varlık Barışı'na zorlamak hukuksuzdur. Fatura alış tarihi ile bu sebeplerden dolayı koda alınma tarihi çakışıyorsa ödemenin banka veya çekle yapıldığının ispatlanması da mükellefleri sorumluluktan kurtarır. Mükellefler koda girmemek için Varlık Barışı'na müracaat edebilir. Ancak beyan edilen nakit tutarın 6 ay içinde sermayeye ilave edilmesi gerektiği unutulmamalı. Yüksek tutarlı beyanlarda kaynak bulmak sorun teşkil edebilir.

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 23.11.2009)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM