BASINDAN YAZILAR
Prim borçlarının KDV alacağından mahsubu için zamanı kaçırmayın / Veysi Seviğ-Bumin Doğrusöz - MuhasebeTR

Prim borçlarının KDV alacağından mahsubu için zamanı kaçırmayın / Veysi Seviğ-Bumin Doğrusöz

İşverenlerin sigorta prim borçlarını KDV iadesi alacağından mahsubunda en büyük sorun başvuru süresinde yaşanıyor. Primde en geç ödeme süresi ilişkili olduğu ücreti takip eden ay yerine, aynı ayı izleyen on beşinci gündür.

SORU: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88'inci maddesinin 13'üncü fıkrası uyarınca prim borçları Maliye Bakanlığı'ndan olan Katma Değer Vergisi iadesi hakkından mahsup edilebilmektedir. Ancak biz bu konuda zamanında başvuruda bulunmamıza rağmen, bazen bu mahsup işlemi yapılmıyor, bu nedenle sigorta prim borçlarını cezalı olarak ödüyoruz. Maliye, bize "Ne yapalım sigortaya gidin sorun" diyor. Sizce bu sorunların kaynağı nedir ve neler yapabiliriz?
YANIT: Sözü edilen yasal düzenleme ile "prim borçlarının Katma Değer Vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenebileceği, bu takdirde vergi iade hakkı sahibinin kendisinin, mal ve hizmet satın aldığı ya da iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebileceği, bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ay da muaccel olan prim borçlarının anılan maddenin birinci fıkrasına göre belirlenen prim ödeme sürelerini izleyen on beş gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde yasal süresinde ödendiğinin kabul edileceği" hususu hükme bağlanmıştır. Ancak aynı yasal düzenleme gereği olarak prim borçlarının Katma Değer Vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi isteminde bulunulduğu halde süresinde mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için 5510 sayılı yasanın 88'inci maddesinin birinci fıkrasına göre belirlenen prim ödeme süresini izleyen günden başlanarak gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaktadır.
Diğer yandan Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü ile bu uygulamadan faydalanması öngörülen işverenleri; iştigal konusu, işletme türü ile işletme büyüklüğü itibariyle belirlemeye ve lehine mahsup isteminde bulunan işverenlerin prim borcunu ödeme süresini otuz günü aşmamak üzere uzatmaya yetkili bulunmaktadır.
Bu uygulamada yasal haklardan yararlanmak için başvuran işverenlerin (mükelleflerin) işletme türü, işletme büyüklüğü ve iştigal konusu itibariyle ayırıma gidilmesinin Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu yolla tahsil edebileceği alacaklarının kapsamını daraltabileceği varsayımı ile bu konuda bir ayırıma gidilememiştir.
Buna göre Katma Değer Vergisi Yasası'nda yer alan hüküm çerçevesinde Maliye Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeler uyarınca, Katma Değer Vergisi iade alacakları Sosyal Güvenlik Kurumu'na olan prim borçlarına mahsup edilmesini isteyebilecek olan yasanın (4/1-a) kapsamında sigortalı çalıştıran işverenler mahsup hakkından yararlanabilmektedirler.
İşverenlerin mahsup isteminde bulundukları ayda muaccel olan cari aylara ilişkin prim borçlarının Katma Değer Vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi süresi; normal prim ödeme sürelerinin sona erdiği tarihi izleyen on beş gündür.
Dolayısıyla prim borçlarının Katma Değer Vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesinin talep edilmesi halinde primin en geç ödenmesi gereken yasal süre; 5510 sayılı Yasa'nın (4/1-a) kapsamında sigortalı çalıştıran işverenlerden; sigortalılara ait ücretleri her ayın biri ila sonu arasına ilişkin olduğu ayı takip eden ayın (vade) yerine, vadeyi izleyen on beşinci gündür. Uygulamada sorunların daha çok yasal sürelere uygun davranılmamasından kaynaklandığı gözlenmektedir. (V. Seviğ)


YARGI KARARLARINDA / ZAYİ OLMA HALİ

1. Danıştay 9. Dairesi'nin E.2000/4946, K.2001/1109 sayı ve 27.3.2001 tarihli kararı
"Mükellefin sel baskınında defter ve belgelerini kaybettiğinden bahisle defter ve belgelerini ibraz edememesi neticesinde Katma Değer Vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatın iptali talebi ile açılan davada yerel mahkemece davacının ilgili dönemde emtia alımı yaptığı bütün firmalar olmasa dahi yüksek meblağlı alımlar yaptığı birkaç firmayı dahi hatırlayamamasının ya da söz konusu firmalardan belge temin edememesinin ticari icaplara uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacının zayi belgesi almış olması, bahsi geçen sel baskınının da sadece davacının değil bütün bölgeyi etkilemiş olması, kaldı ki uyuşmazlık döneminin 1994 yılı olması itibariyle VUK 253. maddesi uyarınca defterlerin 5 yıllık muhafaza ve ibraz süresi geçtikten sonra mal alımında bulunulan firmalardan örnek belge temin etmesinin imkânsızlığı karşısında, davacının iyi niyetli olduğu kanaatine varılması nedeniyle, yerel mahkeme kararında isabet görülmemiştir."

2. Danıştay 3. Dairesi'nin E.1999/3652, K.2000/3566 sayı ve 7.11.2000 tarihli kararı
"VUK'un emsal değerlemesine ilişkin 267. maddesinde ortamla fiyat esası ve maliyet bedeli esasına göre emsal fiyatı tespit edilemeyen emtianın takdir komisyonu marifetiyle emsal değerlemesinin yapılacağı düzenlenmiştir. Takdir komisyonu kararlarına karşı mükelleflere dava hakkı tanındığından, takdir komisyonu kararına karşı açılan davanın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, ortada kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir."


ÖZELGELERDE / ZAYİ HALİNİN VERGİSEL SONUÇLARI

1. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 8.10.2007 tarih ve 4277 sayılı özelgesi
"Finansal kiralama şirketinden kiralanan aracın pert olması nedeniyle sigorta şirketi tarafından finansal kiralama şirketine ödenen ve ardından finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kiralayan şirkete intikal ettirilen sigorta bedelinde, Katma Değer Vergisi'nin konusuna giren bir teslim veya hizmet söz konusu olmadığından, söz konusu sigorta bedelinin Katma Değer Vergisi'ne tabi tutulması söz konusu değildir. Dolayısıyla sigorta şirketi tarafından finansal kiralama şirketine yapılan ödeme için sigorta şirketi adına fatura düzenlenirken katma değer vergi hesaplanmayacağı gibi, kiralayan şirketin finansal kiralama şirketi adına düzenleyeceği faturada da vergi hesaplanmaz."

2. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 5.12.2006 tarih ve 5353 sayılı özelgesi
"VUK'un 267. maddesi gereğince, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden kıymetinde önemli bir azalış meydana gelen emtiaların emsal bedel tespitinde ilk olarak ortalama fiyat esası ve maliyet bedeli esası tatbik edilir. Bu iki yöntemin tatbik edilememesi halinde takdir komisyonu marifetiyle emsal bedel tespiti yapılır. Bununla beraber, emtianın değerinin sıfır olarak tespit edilebilmesi ancak takdir komisyonu kararıyla mümkündür."

(Kaynak: Referans Gazetesi | 30.09.2009)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM