Özel sektörde, çok iyi sosyal şartlarla çalışmaktaydım. Temininde güçlük çekilen bir meslek mensubu olarak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın çağrısı üzerine 1990'da işyerimden emekliliğimi talep edip kamuda öğretmenlik yapmaya başladım.
Göreve atanırken teşkilatım emekli olduğumu biliyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu, yıllar sonra çıkartılan bir kanun maddesine dayanarak (5335 sayılı kanun madde 30) SSK'dan aldığım yaşlılık aylığımı (aylık 700 TL) kesmek ve 2005'ten bu yana aldıklarımı da tahsil etmek istemekte. Oysa ben kanun yürürlüğe girdikten sonra dilekçe ile SSK Genel Müdürlüğü'ne müracaat edip, yasal mecburiyet varsa yaşlılık maaşımın kesilmesini istemiştim. Herhangi bir işlem yapılmadı.
Aradan bunca zaman geçtikten sonra maaş kesme ve beş yıllık tutarın faiziyle geri tahsili adil midir? 28 yıl bilfiil çalışarak yaşlılık maaşını hak ettim. Kimseden miras değil veya haksız, hukuksuz edinilmiş bir gelir değil. SSK maaşım kazanılmış bir hak değil midir? Öğretmen maaşımdan başka gelirim yok, bu durumda birikmiş parayı faiziyle birlikte ödemem gerekir mi? Sosyal Güvenlik Kurumu başkanı 20.9.2008 tarihinde basına yaptığı açıklamada, 'emekli maaşının kesilmesi gibi bir şeyin söz konusu olmadığını, bu uygulamanın 1 Ekim 2009'dan sonra sisteme girecekler için geçerli olduğunu' belirtmişti. Bu gerçekler kapsamında mağduriyetimizin giderilmesi için ne yapmalıyım? İdare mahkemesine dava açsam sonuç alabilir miyim? Ahmet Altınok, Mersin
Nereden emekli olursa olsun kamuda ister işçi ister memur olarak işe başlayanların emekli aylıklarının kesilmesi uygulaması önce 2005 yılı (5277 sayılı) Bütçe Kanunu ile getirildi. Ama bunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceği bilindiği için de 2005 yılı Nisan ayında 5335 sayılı kanunun 30. maddesi olarak tekrar kabul edildi. Aslında bu uygulamanın dayanağı eski Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'dür. Zira 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nda SSK ve Bağ-Kur'da olduğu gibi Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) uygulaması yoktur.
AYLIĞI KESTİRMESİ GEREKEN KAMU KURUMUDUR
Sizin gibi emekli olduktan sonra kamuda işe girenlerin 2005 yılı Ocak ayında başlayan uygulama gereğince emekli aylığının kesilmesi gerekir; ama bu kestirme işini yaptırması gereken emekli değil, emekliyi çalıştıran kamu kurumudur. Konuyla ilgili 'Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin E: 2006/8715 K: 2006/12522 T: 10.10.2006' tarihli kararına göre; "... 5277 ve 5335 sayılı yasalardaki düzenlemenin, 'Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; ... belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, ... ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar.' hükmünü içermesine ve yasal düzenlemenin Sosyal Sigortalar Kurumu'na aylık kesme yükümü getirmeyip, ilgili kuruluşlara aylığı kesilmemiş kişileri çalıştırmama yükümlülüğü öngörmüştür." denilmektedir.
Burada size düşen tek görev, emekli olduğunuzu bakanlığa en başta veya sonra bildirmiş olmaktır. Sizin en başta dahi olsa emekli olduğunuzu bakanlık biliyorsa, aylığınızı da kestirmesi gerekirdi.
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMİŞSİNİZ
Fakat bütün bunlara rağmen siz, SGK aleyhine sebepsiz zenginleşmişsiniz. Almamanız gereken emekli aylığını almışsınız. Borçlar Kanunu'na göre; sebepsiz zenginleşen kimse iyi niyetli ise (ki bana göre siz iyi niyetlisiniz), aldığı bu paradan sadece elinde kalanını iade eder. Siz emeği ile çalışan biri olarak bu parayı biriktirmiş olamazsınız, hepsini zaten harcamışsınızdır. Bu sebeple SGK'ya bu parayı ödemek zorunda değilsiniz. Eğer kötü niyetli olarak sebepsiz zenginleşmiş olsaydınız, bu kere aldıklarınızın tamamını faizi ile birlikte geri ödemek zorundaydınız. İşte bu sebeple en kısa zamanda bir avukata gitmenizi ve SGK aleyhine dava açmanızı tavsiye ederim. Konuyla ilgili size Yargıtay kararları da veriyorum.
YargItay 10'uncu Hukuk Daİresİ
Esas: 2003/001057, Karar: 2003/001710, Tarih: 10.03.2003
(*) Fazla ödenen yaşlılık aylığının tahsili
(*) İyi niyet
Kurumun hizmet süresini yanlış hesaplaması sonucu, fazla ödenen yaşlılık aylığını alan davalının; yaşlılık aylığı talebi sırasında ve sonrasında kötü niyetli olmaması ve yaşam koşullarına göre de ödenen yaşlılık aylıklarını tüketerek elden çıkarmak zorunda olup zor geçinen kimselerden olduğunun anlaşılması karşısında kurum davasının reddine karar verilmelidir. (818 s. BK. m. 63)
Borçlar Kanunu'nun 63. maddesine göre; sebepsiz zenginleşen kişinin, iade borcu ile yükümlü tutulabilmesi için kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Davacının iyi niyetli olduğunun kabulü asıldır. Davacının kötü niyetli olmadığı ve kurumu yanıltmadığı dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davalı kurumca davacının kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Öte yandan, birçok Yargıtay kararında da belirtildiği gibi; iyi niyetle zenginleşen kimse, zenginleşmenin geri verilmesinden dolayı; zenginleşme hiç olmasaydı bulunacağı durumdan daha kötü duruma düşürülemez. Yaşam deneyleri ve günümüzün ekonomik koşullarına göre davacının, kendisine ödenen dava konusu yaşlılık aylıklarını tüketerek elden çıkarmak zorunda kalan, günü gününe ve kıt kıtına geçinen kimselerden olduğunun da kabulü gerekir. Şüphesiz bu yönden bir kuşku ve duraksama duyulması halinde mahkemenin gerekli inceleme ve araştırma yapabileceği de tartışmasızdır. Açıklanan nedenlerle kurumun davasının reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
İKİNCİ AYLIK HAKKINIZ VAR
Mektubunuzda doğum tarihinizi vermemişsiniz ama 1990 yılından beridir yani 19 yıldır 5434 sayılı kanun gereğince emekli keseneği ödüyorsunuz. Şayet yaşınız 61 veya daha büyük ise dilediğiniz zaman SGK'dan (5434 sayılı kanun gereğince) emekli olma hakkınız var. Emekli olunca hem SSK'dan hem de Emekli Sandığı'ndan olmak kaydıyla iki adet emekli aylığınız olacak. Bu iki aylığın da tek sebebi eski adıyla Emekli Sandığı'nın garip mantığıdır. Zira, Emekli Sandığı daha önce birleştirilmiş hizmetleri tekrar değerlendirip SSK ve Emekli Sandığı hizmetlerinizle yeni bir SGK emekli aylığı hesaplamak yerine, SSK aylığını almaya devam et, ben sadece 1990 yılından sonraki kısım için ayrı bir aylık vereceğim, demektedir.
Aslında, 2829 sayılı Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanun gereğince; SSK (4/a), Bağ-Kur (4/b), Emekli Sandığı (4/c), Özel Banka-Borsa Sandıkları (4/a) hizmetleri birleştirme kapsamındadır. Son yedi yıllık (2.520 gün) hizmet süreleri içinde en çok hangi kuruma (veya tipe göre) prim ödenmişse o kurumdan ve o kurum kuralları gereğince emekli aylığı bağlanmalıdır. Yani, öğretmenlikten ayrıldığınızda eski SSK ve yeni Emekli Sandığı hizmetleri ile tek bir emekli sandığı aylığınız olmalıdır. Fakat, eski Emekli Sandığı'nın uygulaması SGK tarafından aynen devam ettirildiğinden öğretmenlikten ayrıldığınız anda hem eski SSK aylığınızı verecekler, hem de öğretmenlikten de ikinci bir emekli aylığı alacaksınız, üstelik ikisi de tam ödenecek.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 26.09.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.