Küresel mali krizin etkisiyle ülkemizin konjonktürel bir işsizlik yaşadığı malum. %16'ları gören işsizlik oranı, en son açıklanan nisan ayı verilerine göre %14,9'a kadar gerilemiş görünüyor.
Ülkemizin de yer aldığı gruptaki ekonomiler için %5-6 civarındaki işsizlik, doğal işsizlik oranını ifade ediyor. Bu oran bir anlamda hükümetlerin razı oldukları işsizlik oranıdır diyebiliriz. Yani ağzınızla kuş da tutsanız, işsizlik oranının bu rakamların altına inmesi pek muhtemel değil. Öyleyse kısa ve orta vadeli politikalarla mücadele edilmesi gereken işsizlik, doğal işsizlik ile halihazırdaki işsizlik arasındaki fark olacaktır.
Küresel krizin etkisinin azalmasına paralel olarak işsizlik rakamlarının %10 civarına kadar gerileyeceğini öngörebiliriz. Yani geçici sebeplerle birlikte geçici sorunlar da ortadan kaybolacaktır. Fakat %10 civarındaki rakamlar da kabul edilebilir sınırın çok üzerinde kalmaktadır. Öte yandan ülkemizde işsizliği doğal işsizlik seviyesine çekmenin pek de kolay olmadığını belirtelim. Zira bunun için, belki de Cumhuriyet tarihimiz boyunca biriktirdiğimiz sorunların çözülmesi gerekiyor. Terör, eğitim, bölgesel gelişmişlik farkları bunlardan bazıları. Bir diğeri ve öncekiler kadar önemli olanı ise mesleksizlik.
Mesleksizlik sorununu, bu köşede müteaddit defalar irdeledik. Şu an yaşanmakta olan işsizliği besleyen unsurlardan birisinin nitelikli ara eleman eksikliği olduğunu vurguladık. Hatta mesleki eğitimin bitme noktasına geldiğini, bunun da meslek liselerindeki katsayı uygulamasından kaynaklandığını ve bunun çözümünün YÖK'e düştüğünü de yazdık. Nihayet YÖK Genel Kurulu, salı günü yaptığı toplantıda, mesleki eğitime neşteri vurdu ve katsayı engelinin önümüzdeki yıldan itibaren kaldırıldığı müjdesini verdi. Konunun siyasi boyutunu siyasetçilere havale edecek olursak, işsizlik ve istihdam açısından, atılan adım son derece isabetli olmuştur.
Aslında Türkiye için %5'ler seviyesinde doğal işsizlik oranı hayal değil. Ancak bunun için önce Türkiye'nin doğallaşması (normalleşmesi) gerekiyor. Katsayı uygulamasında bu normalleşmeye şahit olduk. Darısı diğer kronik sorunlara olsun.
Okur sorularına cevaplar...
Askerlik borçlanması yapayım mı?
Soru: 09.01.1967 doğumluyum. Sigorta giriş tarihim 23.10.1991 ve askerliğimi 2 yıl tecilli olarak yaptım (27.08.1989-27.02.1991). 17.11.1993'ten bu yana çalışıyorum. 5667 ödenmiş pirimim var. Askerliğimi ödersem sigorta başlangıcım geri gelir mi? Gelirse ne zaman emekli olabilirim? Askerlik ödemesi hakkında bilgi verir misiniz? Bayram Candan
Cevap: Bayram Bey, askerliğinizi borçlanmanız sigorta başlangıcınızı, borçlandığınız süre kadar geriye götürür. Eğer borçlanma yaparsanız 52 yaşınızı dolduracağınız 09.01.2019 tarihinde emekli olursunuz. borçlanma yapmazsanız bir yıl sonra yani 53 yaşınızda emekli olursunuz.
Ödediğimiz primler görünmüyor. Ne yapmalıyız?
Soru: Babam 1986 yılından itibaren Bağ-Kur'lu. 1988 yılında iş yerini kapatmış Maliye kaydını da kapatmış fakat Bağ-Kur kaydını kapatmamış. 1999 yılında bu prim borçlarını Bağ-Kur bize yansıtmış biz de ödedik fakat şu an yatırdığımız bu para görünüyor. Yatırdığımız primleri prim gün sayısı olarak nasıl saydırabiliriz? Hidayet Demirdelen
Cevap: Değerli okurum, ödemiş olduğunuz primler babanızın dosyasında olması gerekir. İnternet ortamında görünmüyorsa, ödeme yaptığınız müdürlüğe dilekçe ile başvurun. Verilen cevaba göre hareket edersiniz. Babanızın hizmetlerine dair bilgiler bulunursa mesele yok. Fakat bulunmazsa mahkeme yoluyla hakkınızı arayabilirsiniz.
Annemin maaşında bir artış olur mu?
Soru: Benim bir sorum olacak; babam kamu işçisiyken 1992 senesinde iş kazası sonucu vefat etti. Biz 3 kardeşiz. Benim maaşım 18 yaşımı doldurduğum için kesildi. Lise 4'e giden bir erkek kardeşim var, 1990 doğumlu. Okuduğu için maaşı devam etmekte ve kendisi almaktadır. Kız kardeşim evlendi ve maaşı kesildi. Annem şu anda sadece babamın maaşını alıyor. Hayat şartlarından dolayı aldığı maaş yetmiyor. Evlenen kız kardeşimin kesilen maaşını annem alabilir mi? Bunun için ne yapmamız gerekir? Zekai Karka
Cevap: Zekai Bey, annenizin aylık alan çocuğu olmasaydı, dul maaşında yarısı kadar artış olurdu. Ancak şu an bir erkek kardeşiniz maaş almaya devam ettiği için, kız kardeşinizin kesilen maaşı annenize bağlanmaz. Ne zaman ki erkek kardeşinizin maaşı da kesilir, annenizin maaşında yarısı kadar bir artış olur.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 23.07.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.