Şirket yönetim kurulu üyelerinin veya başkanının şifahi talimatları doğrultusunda yapılan işlerden dolayı şirket zarara girmiş bulunuyorsa, hem şirket yönetim kurulu başkan ve üyeleri ve hem de şirket müdürü bu işten sorumlu tutulabilir ve haklarında dava açılabilir.
Anonim şirketlerde genel müdürün sorumluluğu nedir? Şirket yönetim kurulu başkanının şifahi talimatı ile yapılan bir işten dolayı şirket genel müdürü sorumlu tutulabilir mi? Bu konuda şirketin zarara uğratıldığı iddiası ile genel müdür aleyhine dava açılabilir mi?
Türk Ticaret Yasası'nın 342 nci maddesi gereği olarak "şirket muamelelerinin icra safhasına taalluk eden kısmı, esas mukavele (ana sözleşme) veya umumi heyet (genel kurul) veya idare meclisi (yönetim kurulu) kararıyla idare meclisi azasından veya ortaklardan olmayan bir müdüre tevdi edildiği takdirde; müdür, kanun veya esas mukaveleye yahut iş görme şartlarını tespit eden diğer hükümlerle yükletilen mükellefiyetleri, gereği gibi veya hiç yerine getirmemiş olması halinde idare meclisi azasının mesuliyetlerine ait hükümler" çerçevesinde sorumlu olmaktadır. Bir başka anlatımla söz konusu yasa maddesi uyarınca ana sözleşme, genel kurul veya yönetim kurulu kararıyla atanan genel müdürün kanuna, ana sözleşme veya iş görme koşullarını saptayan diğer hükümlerle yükletilen yükümlülükleri gereği gibi veya hiç yerine getirmemesi halinde yönetim kurulu üyelerinin tabi olduğu hükümler gereğince ortaklığa, pay sahiplerine ve ortaklık alacaklarına karşı sorumlu olmaktadır.
Şirket genel müdürü hakkında Türk Ticaret Kanunu'nun 341. maddesi uyarınca dava açılabilmesi için şirket genel kurulunca davanın açılabilmesi yönünde karar alınması ve davanın da denetçiler tarafından açılması gerekmektedir. Bu aşamada da her ne kadar yasa maddesinde davanın "denetçiler" tarafından açılacağı hususu hükme bağlanmış bulunuyorsa da, davanın denetçilerin tümü tarafından açılmasına gerek olmayıp, yalnızca biri tarafından dava açılabilir.
Şirket yönetim kurulu üyelerinin veyahut da başkanının şifahi olarak vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda yapılan işlerden veyahut da ödemelerden dolayı şirket zarara girmiş bulunuyorsa, bu takdirde hem şirket yönetim kurulu başkan ve üyeleri ve hem de şirket müdürü bu işten sorumlu tutulabilir ve haklarında dava açılabilir.
Ancak burada üzerinde durulması gereken en önemli konu, şirket yönetim kurulu başkan ve/veya üyelerinin bu gibi durumlarda genel müdüre vermiş oldukları şifahi talimatı kabul edip etmemelerine göre ortaya çıkan hukuki sorundur. Çünkü şifahi talimatı veren başkan ve/veya yönetim kurulu üyelerinin böyle bir talimat vermedik demeleri halinde şirketi zarara sokan fiili icra eden genel müdür yapmış olduğu işlemden dolayı doğrudan sorumlu olur.
Örneğin şirket genel müdürüne yönetim kurulunca verilmesi öngörülen ücretin düşük olması karşısında, şirket müdürünün şifahi olarak yapmış olduğu görüşme sonucunda yönetim kurulu başkanının ifade ettiği ücreti tahakkuk ettirerek alan genel müdür, yönetim kurulunca karara bağlanmamış olan yüksek ücret dolayısıyla sorumlu tutulabilir.
Oluşan yargı kararlarına göre de "Ortaklık genel müdürü, kanuna, ana sözleşmeye veya iş görme koşullarını saptayan diğer hükümlere aykırı davranması halinde, yönetim kurulu üyelerinin tabi oldukları hükümlere göre ortaklığa, pay sahiplerine ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Ancak davanın açılabilmesi için genel kuruldan karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir. Bu durum usuli bir noksanlık olup, yargılama sırasında giderilmesi mümkündür." (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. No:2007/3690, K. No:2008/5378) (V. Seviğ)
FERDİ İŞLETMENİN GAYRİMENKULÜNÜ SATMASI
Bilanço esasına göre defter tutan bir süpermarket sahibi iken markete ait olup, sahibi bulunduğum dükkanı kayınbiraderime sattım. Söz konusu yerde kayınbiraderime kira ödeyerek faaliyetimi sürdürüyorum.
Hakkımda yapılan vergi incelemesi sonucunda söz konusu dükkânı bilânçoma dâhil etmediğim ve bunun sonucunda da satışı katma değer vergisine tabi tutmadığım için cezalı katma değer vergisi tarhiyatına muhatap oldum. Böyle bir şey olabilir mi?
Vergi Usul Yasası'nın 187 nci maddesi hükmü gereği olarak "Ferdi teşebbüslerde, mükellefin sahip olduğu bina ve arazi hakkında aşağıda yazılı esaslar cari olur:
· Fabrika, ambar, atölye, dükkân, mağaza ve arazi -işletmede ister kısmen, ister tamamen kullanılsınlar- değerlerinin tamamı üzerinden envantere alınır.
· Ticaret hanları gibi oda oda veya kısım kısım kullanılabilen binalarla evlerin ve apartmanların yarsından fazlası işletmede kullanıldığı takdirde envantere ithal edilir.
· Envantere alınan gayrimenkullerin kullanılış tarzlarında, sonradan vaki olacak değişiklikler hesap yılı içinde dikkate alınmaz."
Sizin sahibi bulunduğunuz dükkânda bizzat süpermarket işletmeciliği yapmanız nedeniyle söz konusu dükkânı envanterinize almanız gerekirken almamış olmanız sonucunda ortaya çıkan duruma göre, öncelikle aktifinize kayıtlı olması gereken dükkânınızın satışından kaynaklanan kazancın ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca aktifinize kayıtlı olması gereken bir varlığın satışı aynı zamanda katma değer vergisine tabi tutulması gerektiğinden, yapılan inceleme sonucunda bu işleminizi katma değer vergisine tabi tutmamanız nedeniyle hakkınızda cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmış bulunmaktadır.
Dolayısıyla vergi incelemesi sonucunda yapılan işlemde mevcut yasal düzenlemeler dikkate alındığında herhangi bir hata yoktur. (V. Seviğ)
(Kaynak: Referans Gazetesi | 08.07.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.