Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve başladığı günlerde vergi affının gündemlerinde olmadığını beyan etmişti. Ancak piyasada yaşanan darlığın hem mükellefleri hem de alacaklı idareleri sıkıntıya soktuğu görülüyordu.
Bu manada her iki tarafı da rahatlatacak, aynı zamanda ekonomiyi de canlandıracak bir hamlede bulunulması gerekiyordu. Bakanlık bu aşamada yeni bir kanun metni hazırlamaktansa daha önce çıkarılan Varlık Barışı affını güncellemeyi ve başvuruyu 3 ay daha uzatmayı uygun gördü. Kabul edilen kanun ile Varlık Barışı uygulamasının süresi, 30 Eylül'e kadar uzatılmış oldu.
Kanun mükelleflere sonraki yıllarda karşılaşabilecekleri incelemelerde avantaj sağlayacak. Mükellefler beyanda bulunur ve tahakkuk eden vergiyi vadesinde öderlerse sonraki yıllarda rahat uyku uyuyabilecek. Çünkü bir vergi incelemesinde tarhiyatı gerektiren sonuç çıkması halinde kanun kapsamında beyan edilen tutarlar, tarh edilecek matrahtan mahsup edilecek. Geriye matrah farkı kalırsa tarhiyat, kalan fark üzerinden yapılacak. Üstelik kanuna eklenen yeni hükümle Varlık Barışı'na müracaat ettiği halde bilmeden sahte fatura kullanan mükelleflerin mahsup imkanından faydalanamamaları sebebiyle uğradıkları mağduriyet de gideriliyor. Bu konuyu daha önce de gündeme getirmiştim. Ocak sonunda bu köşede Varlık Barışı'na müracaat eden ve şartları yerine getirenlerin bilmeden kullandıkları sahte faturalar sebebiyle reddedilen KDV'ler sonucu vergi ödemek zorunda kalacaklarını ve bunun haksızlık olduğunu ifade etmiştim. Çözüm olarak yapılması gerekeni de işaret etmiştim. O yazıda aynen şunları yazmıştım: "Gerçi indirimi reddedilen KDV'lerin matrahı bellidir. Reddedilen bu indirimlere ait matrahlar Varlık Barışı kapsamında beyan edilen tutarlardan mahsup edilebilir. Yani böyle bir çıkış noktası var ama inceleme elemanlarının bu şekilde yorum getireceğini düşünmüyorum. Maliye'nin bu konudaki görüşünü net olarak kamuoyuna bildirmesinde fayda var." Şimdi eklenen hükümle inceleme neticesinde vergi farkı da bulunsa mahsup imkanı sağlanmış oldu. Yeni düzenlemeye göre indirimi reddedilen KDV'ye ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedel olacak. Ancak indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde, mahsup edilecek matrah tutarında yüzde 18'lik KDV dikkate alınacak.
Mesela Kasım 2006 döneminde KDV dahil 59 bin YTL tutarında sahte fatura kullanan ve bu faturadaki KDV'yi indirim konusu yapan mükellefin Varlık Barışı kapsamında 100 bin TL'yi beyan ettiğini ve yüzde 5 oranında 5 bin lira tutarında vergi ödediğini kabul edelim. 19 Haziran'dan sonra başlayan incelemede indirim konusu yapılan 59 bin lira tutarındaki faturanın KDV matrahı (59 bin/1.18= 50 bin) bulunarak Varlık Barışı kapsamında beyan edilen tutardan düşülecek. İşlem sonucunda (100 bin-50 bin) matrah farkı çıkmadığından KDV tarhiyatı ve vergi ziyaı cezası önerilmeyecek. İndirimi reddedilen 9 bin lira KDV tespit edilmişse ve bu fatura yüzde 8 oranına tabi mala ait faturaysa mahsup işlemine esas olacak KDV matrahı tutarı (9 bin x 100/8) = 112 bin 500 lira olarak dikkate alınacaktı. Bu durumda 12 bin 500 lira üzerinden tarhiyat yapılacak.
9 bin lira tutarındaki KDV vergi farkı tutarının farklı KDV oranlarından oluştuğu (yüzde 1, yüzde 8, yüzde 18) ve bedelin tespit edilemediği durumlarda ise mahsup işlemine esas matrahın tespitinde vergi oranı olarak yüzde 18'lik genel KDV oranı dikkate alınacak. Böylece yeni düzenlemede, indirimi mümkün olmayan KDV sebebiyle yapılan tarhiyatlara da mahsup imkânı tanınmış oluyor. Süre uzatımı sonucu beyanda bulunanlardan 19 Haziran 2009 tarihinden önce haklarında vergi incelemesi başlatılan mükellefler, bu incelemelerle ilgili olarak kanunun (vergi incelemesi yapılamayacağı) ilgili maddesinden faydalanamayacak ve inceleme sonucu tespit edilen matrah farkları–vergi farklarından dolayı Varlık Barışı kapsamında mahsup imkânından faydalanamayacak. Değişiklik öncesinde beyan edilerek tahakkuk eden, ancak vadesinde ödenmeyen vergilerin 30 Eylül 2009'a kadar yatırılmaması halinde mahsup uygulamasından faydalanılamayacak. Peki, hangi durumlarda inceleme başlamış kabul ediliyor? Kanun ile ilgili çıkarılan tebliğde aşağıdaki durumlardan birinin varlığı halinde incelemenin başlamış olduğunun kabul edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Vergi incelemeleriyle ilgili olarak mükellefler nezdinde işe başlama; tutanağın düzenlenmesi, vergi incelemesi yapılmak üzere davet edilmesi, yasal defter ve belgeleri isteme yazısının tebliğ edilmiş olması veya matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da defterlerin incelenmek üzere yetkili olanlara ibraz edilmiş olması durumunda, vergi incelemesine başlanıldığı kabul ediliyor. Mükellefler yukarıda sayılan hallerden herhangi birisi ile karşı karşıya kaldıysa Varlık Barışı kapsamında beyan ettiği tutarları bulunan matrah farkından indiremeyecek.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 29.06.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.