Geçen hafta Antalya'da sekiz yeminli mali müşavirler odası tarafından, mesleğin oluşumunun 20. yılı dolayısıyla birlikte düzenlenen "1. Yeminli Mali Müşavirlik Denetim ve Tasdik Sempozyumu"ndaydım. YMM'lerin 20 yıllık bilgi birikimi ve tecrübenin ışığında yapılan sempozyumda ele alınan konu başlıkları, "mesleğin tarihsel gelişimi ve denetime katkıları", "mesleğin vergi denetimindeki yeri", "mesleğin bağımsız denetimdeki yeri", "mesleğin TTK ve Denetim Standartları Kurulu Kanun Tasarısı'ndaki yeri" şeklindeydi.
Konu başlıklarından da anlaşılacağı gibi, YMM'lik mesleği hemen her yönü ile tartışma konusu yapıldı ve çözüm bekleyen sorunlar irdelendi. Toplantıya YMM'lerin ve konuyla ilgili akademisyenlerin dışında, Gelir İdaresi Başkanlığı, Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü, Sermaye Piyasası Kurulu Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu, Enerji Piyasaları Denetleme Kurulu gibi kamu kurumlarının temsilcileri de katıldı. Bu kurumların temsilcilerinin katılımı, özellikle toplantıda ortaya çıkan sorun ve çözüm önerilerinin yaşama aktarılması açısından son derece önem taşıyor. Zira benim gözlemim, kamu organları ile mesleklerin temsilcilerinin birlikte yer aldığı toplantıların olumlu sonuçlarının, her zaman düzenleyici idari işlemlere veya kanun tasarılarına yansıdığı yolunda.
Toplantıda yapılan tartışmalar, verilen istatistiki bilgiler, YMM'lik mesleğinin artık mükellef kesiminde de benimsendiğini ve gerekli saygınlığa kısa zamanda kavuştuğunu gösteriyor. Bugün 31 mali konunun yaşama geçmesi artık YMM raporunun varlığını gerektiriyor. Nitekim 2001 yılında 18.722 olan tasdik raporu sayısı 2008 yılında 36.325'e çıkmış durumda.
Ancak kamu otoritelerinin bu mesleğe göstermesi gereken itibarın ve bu meslekten yararlanma olanaklarının istenen düzeyde olmadığı da görülüyor. YMM raporuna bağlanan işlemlerin olması gereken hızda sonuçlanmaması, tasdik raporu alan çok sayıda mükellefin incelemeye alınmış olması, YMM'ler hakkında herhangi bir standarda bağlı olmaksızın sorumluluk raporları yazılması ve bu konunun sadece inceleme elemanlarının takdirine terk edilmiş bulunması da bu sonucu göstermektedir.
Toplantıda da vurgulandığı gibi, YMM'lik mesleğinin asıl olması gereken işlevi tasdik değil, denetimdir. Muhasebenin en önemli sonuçlarından biri olan işletmenin kâr veya zararı yerine vergi idaresinin konusu olan matraha yoğunlaşma ve mesleğe sadece vergi penceresinden bakma, vergi idaresinin kendisini YMM'lerin işvereni olarak görmesi, meslekte bağımsızlık sorunu da yaratmaktadır. Bu nedenle belki, mesleğin ileriye doğru sıçraması TTK tasarısının yasalaşması sonrasında yaşanacak.
Nitekim dünyada bağımsız denetim şirketlerinin gelirleri içerisinde vergi hizmetlerinden sağlanan gelirin payı yüzde 25 civarındayken, bu oran Türkiye'de yüzde 80 civarındadır. Bu nedenle bizim de bu güzide mesleği, vergi tasdikinden ziyade, mali tabloların ilgili mevzuat ile muhasebe ilke ve standartlarına uygunluğunu denetime yöneltmek gerekmektedir.
Oysa yurtdışında kazanılan gelir miktar ve çeşitlerinin artması, finansal ürünlerin karmaşıklaşması, bilgi işlem teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda karışık ve zekâ ürünü bu araçlar aracılığıyla servetin saniyeler içerisinde dünyanın çeşitli yerlerine yayılması, ülkelerde bu gelişmeler karşısında hızlı mevzuat değişimleri ve giderek daha karmaşıklaşma, gelir idarelerinin denetim ve algılama yeteneğini giderek zayıflatmaktadır. Buradaki doğan boşluğun doldurulması ise ancak YMM'lerden daha fazla yararlanmak suretiyle mümkün olabilir.
YMM'lerin yaşadıkları en önemli sorun ise sorumluluklarının "müteselsil sorumluluk" şeklinde belirlenmiş olması. Hiçbir meslekte olmayan ve meslekler için kabulü bence çağdışı olan müteselsil sorumluluk, pek çok can yakıyor. Ama sempozyuma kamudan katılarak söz alanların çoğunluğunun kusur sorumluluğu anlayışına uzak durarak, bu sorumluluğu benimsemeleri de düşündürücü. Bu konuyu ayrı bir yazımda ele almayı düşündüğümden, şimdilik ayrıntılarına girmiyorum.
YMM'ler için özellikle denetim işlevinde karşılaşılan en önemli ikinci sorun ise mesleğin düzeninin oluşumundaki çok başlılık. Özellikle meslek mensupluğu, bağımsız denetim, lisanslama konularında Maliye Bakanlığı, BDDK, SPK, EPDK, TCMB, TÜBİTAK ve daha birçok kamu organının kendine göre düzenleme yapması karmaşa doğurmakta ve dolayısıyla mesleğin gelişimini de engellemekte.
Yeminli mali müşavirlik mesleğinin gelişimi yolunda, yukarıda sadece birkaçını aktardığımız çok önemli konu ve sonuçların ortaya çıktığı bu toplantının olumlu izlerinin mesleğin geleceği, yapısı ve hukuki düzeni üzerinde mutlaka etki ve katkısı olacaktır. Ancak bu toplantıyı kutlanacak şekilde düzenleyenler, hem sonuçlarını izleme hem de toplantıları devam ettirme görevini de üstlenmiş olmaktadırlar.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 18.05.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.