BASINDAN YAZILAR
Özel emeklilik sisteminden erken çıkan, ödediği primi bile geri alamıyor / Ahmet Yavuz - MuhasebeTR

Özel emeklilik sisteminden erken çıkan, ödediği primi bile geri alamıyor / Ahmet Yavuz

Birçok insan tasarruflarını değerlendirmek için bireysel emeklilik sistemine dâhil oluyor. Ama daha sonra primleri ödeyemedikleri veya farklı bir yatırıma yönelecekleri için sistemden çıkmak istiyorlar. Çıkış esnasında yapılan kesintiler ve alınan vergiler katılımcıları şoke ediyor.
Çünkü ödenen prime ve kalınan süreye göre farklılık arz etmekle beraber kimi zaman yatırılan prim toplamı kadar bile iade alınamıyor. Birkaç okur da bu durumla karşılaşmış, uygulamada bir hata olup olmadığını soruyor.

Bireysel Emeklilik Sistemi, bireylerin güvenli bir şekilde tasarruf yapmalarını ve yatırıma çevirmelerini sağlayan özel bir emeklilik sistemidir. 2001'de yürürlüğe giren sistem, gönüllü katılım esasına dayanıyor. Giriş tarihinden itibaren en az 10 yıl sistemde kalan, 56 yaşını tamamlayan ve asgari katkı payını ödeyen herkes emekli olmaya hak kazanıyor. Elde edilecek gelir, katkı paylarının miktarına ve bunların getirisine bağlı olarak değişiyor. Çalışan veya çalışmayan, isteyen herkes sisteme dâhil olabilir. Bu sistem kapsamında toplanacak paraların ekonomiye girecek olması sebebiyle devlet de sistemi destekliyor. Bir fikir vermesi için, mayıs itibarıyla sisteme giren kişi sayısının 1 milyon 815 bin 610 ve bu katılımcıların sistem kapsamında topladığı toplam fon tutarının 7 milyar 318 milyon lira olduğunu belirteyim. Bu fonun 5 milyar 710 milyon lirası yatırıma yönlendirilmiş. Bu destek çerçevesinde birçok vergisel teşvik getirilmiş durumda. Ancak geri ödemelerde yapılan vergi kesintisi ve karşılaşılan trajikomik durum biraz da bu teşviklerden kaynaklanıyor.

Bir kişi ücretliyse, aylık brüt maaşının yüzde 10'unu ve asgari ücretin yıllık tutarını, beyana tâbi mükellef ise brüt gelirinin yüzde 10'unu ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmayan kısmını vergi matrahından düşebiliyor. Yanlarında çalışan kişiler adına sisteme ödenen katkı payları aynı limitler kapsamında Gelir veya Kurumlar Vergisi'nden indirilebiliyor. Ancak sistemden ayrılma aşamasında; vergilendirilecek gelirden düşülen bu giderler vergiye tâbi tutularak başta alınmayan verginin stopaj yoluyla tahsil edilmesi hedeflenmiş. Bu düşünceyle yapılan düzenleme Gelir Vergisi sistemine uymuyor. Menkul sermaye iradının şekil verildiği 75. maddede özel düzenleme yoluna gidilerek bireysel emeklilikten ayrılma aşamasında, kişilere yapılan tüm ödeme, menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiş. Normalde sistemin kişiye yaptığı fazla ödemenin gelir olarak kabul edilmesi ve vergilendirilmesi gerekiyordu. Ama kanun koyucu bunu bu şekilde düzenlememiş, ödenen primler dâhil sistem tarafından yapılan tüm ödemenin vergiye tâbi tutulmasına karar vermiş.

Meclis'te görüşülen vergiyle ilgili tasarı, yasayı değiştirmek için fırsat

Bireysel emeklilik sisteminde kalınan süre uzadıkça alınan ödemelerin bir kısmı vergiden istisna tutuluyor. Böylece sistemden çıkışın engellenmesi hedefleniyor. Kanuna göre on yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemelerden yüzde 15 vergi kesintisi yapılıyor. Sisteme on yıl süreyle prim ödemekle beraber emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlara yapılan ödemelerin yüzde onu vergiden istisna tutuluyor. Geriye kalan ödemenin yüzde 90'ı üzerinden yüzde on oranında vergi kesintisi yapılıyor. Sistemden emekli olmayı hak ederek ayrılanlara vergisel teşvik daha üst düzeyde.

Sistemden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet, tasfiye gibi mecburi sebeplerle ayrılanlara yapılan ödemelerin yüzde 25'i vergiden istisna tutuluyor. Geriye kalan yüzde 75'lik kısım üzerinden yüzde 5 vergi kesintisi yapılıyor. Sisteme ödenen primler bile geri alındığında vergiye tâbi tutuluyor. Yani diğer gelir unsurlarında olduğu gibi kazanç olması şartı aranmıyor. Bu durumda da sistemde on yıldan az süre kalan birisi, ayrılmak istediğinde ödediği tüm primler ve bunların iratları toplamından yüzde 15 oranında vergi kesintisini göze almalı. Ayrıca normalde sisteme giriş esnasında alınması gereken giriş aidatı da ödenmemişse bu kesinti yapılarak ödeme yapılır. Bu durumda kişilerin ödedikleri prim toplamından az tutarda para alarak sistemden ayrılma bile söz konusu olabiliyor. Böylece kişilerin daha önce vergilendirilmiş gelirlerinden elde ettikleri tasarrufları bir kez daha vergilendirilmiş oluyor. Bu mükerrer vergileme vergi adaletine terstir. Bu kişiler ödedikleri primleri ücret veya diğer kazançlarının vergilendirilmesi esnasında gider göstermişlerse zararlarını bir nebze telafi etmiş olabiliyorlar. Ama bu yola gitmemişlerse zararları katlanmış oluyor. Bu çarpık vergilemenin yukarıda bahsettiğim mağduriyetlere sebep olmaması için acilen bir düzenleme yapılması gerekiyor.

Şu an Meclis'te olan vergi kanunlarında değişiklik öngören kanun fırsat görülmeli ve bu adaletsiz uygulama değiştirilmeli. En azından primlerini gider olarak göstermeyenlerden vergi alınmaması gerekir. İdarenin primleri kimin gider gösterdiği, kimin göstermediğini tespit etmesi zor, deniyorsa bu gelirlerin beyanı sağlanarak mahsup imkânı getirilebilir.

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 18.05.2009)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM