Her yılın Mart ve Nisan ayı bir önceki yıl elde edilen kazançların beyan edildiği aylardır. Şirketlerin mali ve muhasebe departmanlarının yoğun olduğu ve yıllık işlemlerin tekrar gözden geçirilerek gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri ile kazançlar beyan edilir. Her yıl olduğu gibi Mart ve Nisan ayı sonunda Türkiye genelinde ve iller bazında vergi rekortmenleri açıklanır. Bu yıl da gelir vergisi ve kurumlar vergisi mükellefleri açıklandı. Kamuoyuna vergi rekortmeni olanlar yayınlanarak bir şekilde kamuoyuna kamu hizmetlerinin kaynağı olan vergilerin en çok kimler tarafından ödendiği açıklandı.
Geçtiğimiz günlerde hem iller bazında hem de Türkiye genelinde en çok kurumlar vergisi ödeyen şirketler kamuoyu ile paylaşıldı. Listenin önemli bir kısmı kamuoyunda tanınan veya bilenen şirketler.
Vergiler en çok telekomünikasyon, banka ve sigara şirketlerinden;
2008 yılı en çok kazanan ve dolayısıyla en fazla vergi veren şirketler ağırlıklı olarak telekomünikasyon, banka ve sigara şirketleri. Bu durum aslında Türkiye olarak 2008 yılında en çok harcama yaptığımız sektörleri de gösteriyor. Cep telefonu alışkanlığının yaygınlaşması doğal olarak telekomünikasyon şirketlerinin gelirlerini de artırıyor. Sağlık Bakanlığı'nın her türlü yayın ve kampanyalarına rağmen hala sigara içen bir toplum olduğumuz bu tabloda ortaya çıktı.
Bu tabloda en çok dikkat çeken husus ilk sıralarda ağırlıklı bankaların olması. Diğer bir değişle üretimden, reel sektörden ziyade mali sektörün aldığı pay artmış. Şirketlerin kredi borçları dolayısıyla ödedikleri faiz ve diğer mali yükler esas itibariyle mali piyasalarda faaliyet gösteren bankalar için gelir kaynağı. 2008 vergi rekortmenleri listesine göre bu gelir kaynağı üretim yapan reel sektörün aleyhine mali piyasalar lehine bir gelişme göstermiş.
Ülkemize sağladıkları katkılar büyük;
Listede yer alan şirketler Türkiye'nin göğsünü kabartan işletmeler. Faaliyetleri ile binlerce kişiye iş imkanları sağlarken, yaptıkları ihracatlar ile ödemeler dengesine büyük katkılar sağlıyorlar. Son günlerde yaşanılan ekonomik krizde birkaç kişiye bile iş imkanının sunulmasının önemi ortada. Türkiye olarak vergisini ödeyen kişi ve kuruluşlara bu anlamda büyük takdir duymalıyız. Kaynaklarını yine bu ülke için harcayan, vergisini ödeyen ve yatırım yapan kişi ve kuruluşlar her ülkede olduğu gibi bizde de baş tacı yapılmalı. Bu konuda bürokraside bulunduğum dönemde başımdan geçen bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim. Yabancı bir vatandaş Türkiye'de yatırım yapmak için gayret göstermesine rağmen yatırım yeri ile ilgili ciddi problemler ortaya çıkıyor. Bu durumun çözümü konusunda gayret gösterilmesine rağmen yatırımcı şirketin ülkesinin Büyükelçisi Bakandan randevu almak suretiyle işin takipçisi olduklarını ve bu konuda destek olunmasını rica etmek için Bakanlığa kadar gelebiliyor. Söz konusu ülkenin zenginliği ve sermaye birikimi konusunda bizim ülkemizin açık ara ilerisinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Böyle bir ülkenin yatırımcısı bile ülkesi dışında yalnız bırakılmıyor. Ülke olarak yatırımın ve üretime ne kadar çok ihtiyacımız olduğu açık. Ülke olarak yatırım yapanları sadece ödül törenlerinde onurlandırmak yetmez. Kamu çalışanları veya özeli ile yatırım yapanların, üretenlerin istihdama katkı sağlayanların yanında olmamız gerekir.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 18.05.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.