Kamuoyu "barış" bekliyor ama ciddi ve saygın bir barış. "Gelin, teslim olun, valla bir şey yapmayacağız" şeklinde sözlere veya vaatlere değil, hukuk kurallarına bağlı ve yasama tarafından güvence altına alınmış bir barış bekleniyor.
Haksız yere hukuki dayanaktan yoksun kod listelerine alınmışlar, borcu faizlerle ödenemeyecek hale gelmişler, yasa maddelerindeki zaaflar dolayısıyla ceza mahkemelerinde yargılananlar, yoruma açık yasa maddeleri dolayısıyla haklarında rapor yazılan ve cezalı tarhiyat yapılanlar, yaptıkları işleri doğru yaptığına inanmakla birlikte ileride birileri nasıl yorumlar diye endişelenenler, kısaca on binlerce insan, barış bekliyor.
Barış nihayet ve tekrar geliyor. Bunu da nereden mi çıkarttım. Hürriyet gazetesinde 18 Nisan'da yayımlanan Merve Erdil'in haberinden.
Haberde aynen, Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren'in, NTV'de katıldığı programda "Şirketlerin yapılandırılması sürecinde varlık barışı sermaye artırımına neden olacak bir süreci de başlatacağı için makul olur diye düşünüyoruz" ifadesini kullandığı yazıyor. Sayın Nazım Ekren'in ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olduğunu da vurgulayalım. Haberde ayrıca Maliye Bakanlığı'nın "Londra'da yapılan G-20 zirvesinden çıkan vergi cennetlerine yaptırım kararının da etkisi ile yeni bir varlık barışının bu cennetlerdeki bankalarda parası bulunan Türklere ikinci bir imkân sunacağı ve Türkiye'nin bu kişiler için daha cazip bir ülke olacağı" düşüncesi ile bir düzenleme üzerinde çalıştığı yer alıyor. Devlet Bakanlığı'ndan ve Maliye Bakanlığı'ndan bir yalanlamanın gelmemiş olması da haberi doğruluyor.
Ancak burada gelecek "barış"ın nasıl bir barış olacağı, barışın başarı şansı açısından son derece önemli. Üzerinde tartışılması gereken; özellikle Hazine gelirleri açısından, "vergi barışı"nın mı, yoksa "varlık barışı"nın mı başarı şansının yüksek olacağıdır.
Her iki barış tipine de bir göz atalım.
Vergi barışı, geçmiş borçları temizliyor. Cezalar kaldırıldığı, faizler indirildiği ve kalan borçlar taksitlere bölündüğü için mükellefler borçlarını kapatabiliyor. Bu olanak varlık barışında yok. Borçlar olanca yapısı ile mevcudiyetini sürdürüyor. Hazine de bir tahsilat avantajına kavuşamıyor.
Vergi barışında ceza davaları da düşüyor. Ceza davalarında yargılanma riskini ve sonucu göze alamayan binlerce kişi, ceza davasından veya sonuçlarından kurtulmak için tarh edilen vergi ve kısmi faizi, haklı olup olmadığına bakmaksızın ödüyor. Kazanan Hazine. Zaten kişilerin yargılanması ve mahkûm olmasının Hazine'ye bir yararı yok. Ancak vergi barışının hem kişilere hem de Hazine'ye sağladığı bu avantajların hiçbiri vergi barışında yok.
Vergi barışı hem ceza yargısında hem de vergi yargısında dosya sayısını azaltarak, Hazine'ye tasarruf sağladığı gibi, diğer yargılamaların da bu suretle hızlanmasına yardımcı oluyor. Varlık barışının böyle bir işlevi de yok.
Vergi barışında mükellefler stoklarını ve envanterlerini düzeltme ve böylece mali tablolarını gerçeğe uygun hale getirme olanağına da kavuşuyorlar. Tabii bunun bedelini de Hazine'ye ödüyorlar. Varlık barışının ise mali tabloların gerçeğe uygun hale getirilmesi gibi bir amacı yok.
Vergi barışı matrah artırımı yolu ile Hazine'ye tahminin çok üzerinde gelir sağlıyor. Buna karşılık mükellefler de gece rahat uyuyorlar. Belki bazı mükellefler incelense, Hazine onların artırım tutarlarından daha fazla gelir elde edebilir. Ancak bu gelir Hazine'ye yargı süreci nedeniyle çok uzun süreler sonunda intikal edecektir. Tabii ki mükellef krizden hasar almadan çıkarsa. Kaldı ki idarenin matrah artırımından yararlanan mükelleflerin tümünü aynı anda inceleme olanağı fiilen yok. Varlık barışının ise iki tarafı da mutlu edecek böyle bir orta yolu yok.
Varlık barışı neye yarıyor? Kayıtdışı kaldığı veya yurtdışında olduğu iddia edilen bir kısım paranın çok cüzi vergi ile kayda girmesine yarıyor. Ancak kayıt içi paranın çevrilip tekrar varlık barışı şeklinde sisteme sokulduğu iddiaları, aksinin kanıtlanamaması veya bunu önleyecek bir düzenlemenin olanaksızlığı, sistemin zaafını oluşturuyor.
Varlık barışı yolu ile sisteme giren paranın mükellefe tek faydası, ileride bir inceleme olursa bulunacak matrah farkında nazara alınacak olması. Yani ağaçtaki kuş misali. Kaldı ki mükellefi hangi düzenlemelerden ne kadar koruyacağı, inceleme elemanlarının kanunu nasıl değerlendireceği, yargının nasıl yorumlayacağı hep soru işareti olarak kalacaktır. 5811 sayılı Varlık Barışı Kanunu'nun suçlar açısından, vergi farkları bakımından, düzenleme bazında dahi hiçbir koruyuculuğunun olmadığı çok kısa sürede anlaşıldı ve başarılı bir sonuca gidilemedi.
Geçmişi olduğu gibi bırakıp, sadece gelecek için barış olmaz. Barış; geçmişe bakılarak, affedilerek, sünger çekilerek yapılır.
Bakalım gelen barış, nasıl bir barış olacak.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 23.04.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.