Hafta başında Türkiye ekonomisinin 2009 yılı beklentilerinde yapılan değişiklik açıklanmıştır. Buna göre Türkiye 2009 yılında büyümeyecek, tam aksine yüzde 3,6 oranında küçülecektir. Bu belirlemeye göre 2009 yılında muhtemelen işsizler ordusuna katılım artacaktır. Bu bağlamda da Türk halkı geçen yıla göre daha az harcayacak ve daha az tüketecektir.
Bir başka açıdan baktığımızda vergi gelirlerimizde önemli miktarlara varan bir azalma gündeme gelmiş olup, bu durum bütçe dengelerini olumsuz etkilemeye başlamıştır.
Diğer yandan bir süredir dış işlemler açığında ortaya çıkan olumsuzlukları aşmaya yönelik olarak Türkiye ile IMF arasında devam eden görüşmeler zaman zaman duraksamalara ve kesintilere neden olsa bile sonuçlanmak üzeredir. Eğer IMF ile yapılan görüşmeler olumlu sonuçlanırsa sağlanacak finansman olanağı ile Türkiye en azından belli bir süre dış finansman sorununu çözmüş olacaktır.
Türkiye'nin 2009 yılında karşı karşıya kalacağı sorunlar nedeni ile bütçe dengesindeki değişikliği karşılayacak kaynak arayışına yönelmek zorundadır. Dolayısıyla;
* Türkiye'de büçte gelirleri bütçe harcamalarını karşılamayacağı gibi 2009 yılında büçte gelirleri azalırken büyük bir olasılıkla bütçe giderlerini daha da artırmak zorunda kalacaktır.
* Halihazırda dış ödemelerde çıkması muhtemel bir darboğazı aşabilmek için de IMF ile görüşmelerin olumlu sonuçlanması gerekmektedir.
Ülkemizde belli bir süredir uygulanan ekonomi politikaları sonucunda iç pazarda ortaya çıkan tasfiyeler (işi bırakmalar) nedeniyle Türkiye daha çok ithal mallarına bağımlı bir görünüm sergilemeye başlamış, iş âleminde yaşanan olumsuzluklar işsizliği artırmıştır.
Türkiye işsizlik büyüklüğü açısından dünyanın ikinci ülkesi konumuna gelmiştir. Bu durum üzerinde durulması gereken hayati bir konudur. Çünkü bir ülkede işsizliğin artması, üretimin azalması ve tüketimin daralması anlamına gelmekte olup, bu bağlamda da işsiz kalanlara işsizlik sigortasından ödeme yapma görevi devlete düşmektedir.
Türkiye'de ortaya çıkan olumsuz ekonomik değişim sonucunda vergi gelirlerindeki azalma bütçe açığının beklenenin çok üzerinde olmasına neden olacaktır.
Türkiye'de vergi gelirlerinin önemli bir bölümü KDV ve ÖTV toplamından sağlanmaktadır. Her iki vergi de tüketimdeki değişimden doğrudan etkilenebilmektedir.
Kriz dönemlerinde ağırlık verilmesi gereken vergilendirme teknikleri ülkemizde kriz ciddiye alınmadığı için zamanında uygulanamamıştır.
Kriz dönemlerinde ortaya çıkan spekülatif faaliyet gelirleri, denetim altına alınmadığı gibi adeta serbest ve vergisiz bırakılmaktadır. Kriz dönemlerinde denetim altına alınamayan spekülatif faaliyet gelirleri, geleceğin üretim yelpazesini de olumsuz etkilemekte, kalıcı yatırımlar yerine çabuk değişime uğramaya elverişli yatırımlar ön plana çıkmaktadır.
Türkiye'de uygulanan vergi politikalarında dolaylı vergilere ağırlık verildiğinden ekonominin daralması ile birlikte dolaylı vergilerde belli bir azalma ve hatta gerileme olmuştur. Buna karşılık büyük kent merkezlerinde ortaya çıkan arazi rantları giderek artmıştır.
Mart 2009'da vergi gelirleri yüzde 3,7 azalışla 10.5 milyar lira olmuştur. Oysa mart ayı içinde yıllık Gelir Vergisi beyannameleri verilmiş bu bağlamda beyanname üzerinden hesaplanan vergilerden, yıl içinde ödenen geçici vergiler ile tevkifat suretiyle ödenen vergiler indirim konusu yapıldıktan sonra kalan Gelir Vergisi borçlarının birinci taksitleri söz konusu ayın sonuna kadar ödenmiştir.
Ekonominin küçülmesine paralel olarak vergi gelirlerinde ortaya çıkan düşüş gelecek aylar için tehlike sinyalleri vermektedir. Ortaya çıkması muhtemel açığın beklenenden büyük olma olasılığı vardır.
İçinde bulunduğumuz aylarda dolaylı vergilerden yakınmalar daha da artacak ve bunun sonucunda büyük bir olasılıkla dolaylı vergilerde ileri tarihlerde daha kapsamlı indirim programlarının uygulanması gündeme gelebilecektir.
Ortaya çıkması muhtemel istekler doğrultusunda dolaylı vergilerde yapılacak değişiklik ve indirimlerle vergi gelirlerinde de belli bir düşüş olacak ve bu düşüş katlanarak büyüyecek ve dengeleri bozacaktır. Vergi gelirlerinin azalmasına neden olan kararların alınmasına paralel ortaya çıkması muhtemel açığın kapatılmasına yönelik yeni kaynakların dikkate alınması bu bağlamda zorunlu olmaktadır.
Büyük bir olasılıkla ülkemiz üzerinde ortaya çıkan değişimin önlenememesi halinde gelecek aylarda bütçe gelirlerinin bir defa daha (yeniden) revize edilmesi gündeme gelecektir.
Ekonomi yönetiminin özellikle bütçe gelirlerinin oluşumu konusunda gelişmeleri yeniden değerlendirmesi ve bundan böyle değiştirilmesine gidilemeyecek bir programı uygulamaya koyması artık kaçınılmaz olmaktadır.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 18.04.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.