Son ekonomik krizle birlikte dünyada ve ülkemizdeki işsizlik oranı ve işsiz sayısı alışılmışın üzerine çıktı. İşsizlik gecikmeli olarak kötüleşen bir ekonomik veridir. Bu nedenle işsizlikteki kötüleşme hem ülkemizde hem de ABD ve Avrupa'da kötüleşmeye devam edecektir.
Kriz tüm dünyada 2008 dördüncü çeyreğinde ve 2009 birinci çeyreğinde büyük darbe vuracak. ABD 2008 dördüncü çeyrek reel büyümesi son revizyondan geçti ve eksi 6.3 olarak kesinleşti. Bizim 2008 dördüncü çeyrek sayımız ise haftaya salı günü açıklanacak. Dünyada 2009 başında bu tarihlerde durgunluk ve işsizlik zirvede olacak. Bizim açımızdan da bu kaçınılmaz bir durum!
Aralık 2007 ila Aralık 2008 işsizlik oranları karşılaştırıldığında % 10,6'dan % 13,6'ya yükseliş görülmekte. Bu oran 3 milyon 274 bin kişiyi göstermektedir. Artış 838 bin kişidir.
Burada dikkat çekici olan iş arayanların % 49,9'unun lise altı eğitimliler yani mesleksizler olması. Her ne kadar % 15,6 oranında yüksek öğrenimli işsiz varsa da, mevcut yüksek öğrenim sistemimizin belirli mesleklerde ihtiyacın çok üzerinde diplomalı yarattığını bilmekteyiz.
Bu durumda varolan öğretim sistemimizin meslek sahibi insan yetiştirmek için gerekli değişikliklere uğraması kaçınılmaz görünmektedir. Meslek sahibi insan yetiştirme konusunda her ülke kendi koşullarına göre yöntemler geliştirmiştir. Bizim sistemimiz 19. yüzyılda kabul edilen Fransız sistemi ile neredeyse yalnızca üniversite yoluyla yüksek öğrenimi öngörmekte ve lise altı - lise - üniversite çizgisi dışında bir yol bırakmamaktadır. İş hayatına dönük meslek liseleri ve meslek okulları, özellikle teknik dallarda yeterli öğrenci yetiştirecek kapasitelere sahip değillerdir.
Çok yönlü meslek öğrenimi bakımından gelişmiş sistemler uygulatan bir ülke Almanya'dır. İlk ve orta öğrenim içerisinde meslek öğreten okullara giderek meslek sahibi olma olanaklarının tanınması dışında, meslek okullarını bitirenlerin belli bir zaman kaybını göze aldıkları takdirde üniversite veya eşdeğer yüksek öğrenim kurumlarına devam etme olanağı da vardır. Kısacası meslek eğitiminden yüksek öğrenime geçiş sağlandığı gibi aksi yönde, yani yüksek öğrenimde başarısız olanların meslek eğitimine geçişleri de mümkündür.
Üç kademeye ayrılan bu sisteme kısaca göz atalım. Birinci kademe ilkokuldaki dört yılı kapsamaktadır. Bu aşamada öğrenciler herhangi bir ayrıma uğramadan becerilerini geliştirmektedirler. Eksiklikler sınıfları tekrarlayarak değil ek çalışmalarla sağlanmaktadır. Dersler Almanca, Matematik, Tabiat Bilgisi, Müzik ve Din Bilgisi ile sınırlıdır.
İkinci kademe iki aşamaya ayrılmaktadır. Birinci aşamada öğrencinin dört seçeneği vardır. Burada seçilen her seçenekten sonra geçilen ikinci aşamada öğrenci kendi kabiliyeti ve isteği doğrultusunda bir okula devam edebilir. Yetişkin duruma gelme yaşındaki öğrencinin doğru seçim yapabilmesinde bir dizi sorunla karşılaşılabilir. Öğrenci bilgi ve becerisinin altında veya üzerinde kendisini değerlendirerek yanlış bir seçim yapabilir. İleri aşamalarda bu yanlışı düzeltebilmek için, yukarıda sözünü ettiğimiz geçirgenlik olanağı burada başlar. Her zaman ek derslerle öğrenim yolunu değiştirme olanağı vardır.
Bu aşamadaki seçeneklerden en önemlisi 'Hauptschule'dir (Temel Okul). Bu okul tümüyle meslek eğitimine dönüktür. Öğrencinin becerisini temel alarak pratik ve metot öğrenimi yapılır ve pratik çalışmayla öğrenime ağırlık verilir. Son yıllarda zayıf sosyal tabakalardan gelen ve anadili Almanca olmayan çocukların bu okullara fazlasıyla gönderilmesi eleştirilmektedir.
İlkokul ile Gymnasium (Türkiye'de lise eşdeğeri) arasında kabul edilen 'Realschule' ikinci seçenektir. Burada genişletilmiş genel bilgi verilir. Okulu bitirenler meslek yüksek okullarına devam edebilecekleri gibi meslek liselerine giderek yüksek öğrenime (üniversitelere) devam etme olanağına da sahiptirler.
Üçüncü seçenek olarak Gymnasium'a gidenler verecekleri 'Abitur' sınavı ile meslek yüksek okullarına veya üniversitelere girme hakkını kazanırlar. Gynnasium öğrencilerini devamlı denetleyen ve başarısızlığı görülenleri diğer seçeneklerdeki meslek eğitimi veren okullara doğru yönlendiren bir okuldur.
Son seçenek ise 'Gesamtschule''dir (Merkez okul). Bu okulu seçenler okulu bitirdiklerinde meslek okulunu mu yoksa yüksek okulu mu tercih edeceklerine son yılda karar verebilirler.
İkinci kademe eğitimin ikinci aşaması meslek okullarını ve doğrudan üniversiteye gitmeyi seçenlerin izlediği Gymnasium'un üst aşamasını kapsar. Almanya'da, mesleğe hazırlama aşamasından başlayarak meslek liselerine kadar erişen dokuz tür meslek okulu mevcuttur. Genel bilginin dışında meslek bilgisi de öğretilerek ikili bir öğrenim yolu izlenir.
Doğrudan yüksek öğrenim yolunu seçen öğrenci Gymnasium'a giderek 'Abitur' sınavını verir ve yüksek öğrenimine başlar. 2007 yılında Almanya'da yüksek okula giden 1,9 milyon öğrenciden mevcut 391 yüksek okul ve 124 üniversitede % 69'u, 215 meslek yüksek okulunda % 29'u, 52 güzel sanatlar yüksek okulunda da % 2'si öğrenim görmektedir.
Bu yazı ülkemizde geçerli olan Fransız modeline insan kaynağının becerisini ve verimliliği artırmak açısından alternatif yaklaşımlar olduğunu göstermek için yazıldı.
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 28.03.2009)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.