BASINDAN YAZILAR
Tevkifat Vergisi-Hazine zararı ilişkisi / Veysi Seviğ - MuhasebeTR

Tevkifat Vergisi-Hazine zararı ilişkisi / Veysi Seviğ

Dolaysız vergilerde vergi kesintisi esas itibariyle önceden tahsil işlemi olup, istihkak sahiplerinin gelir/veya kurumlar vergilerine mahsuben yapılmaktadır. Kesinti suretiyle alınan vergiler genel ilke olarak beyanname üzerinden hesaplanan vergiden indirim konusu yapılabilmektedir.

Diğer yandan kesinti suretiyle ödenen vergilerde istihkak sahipleri ayrıca yıllık beyanname vermeye mecbur değillerse bu takdirde, kesinti suretiyle alınan vergiler nihai vergi haline dönüşmektedir. Bazı hallerde yasalar bazı kurum ve kuruluşların vergiden muaf olmasını sağlayıcı hükümleri içermektedir. Örneğin 1606 sayılı yasa ile getirilen bağışıklık gibi.

Yasal düzenleme gereği olarak vergi kesenlere, kestikleri vergilerle ilgili özel nitelikte bir sorumluluk yüklenmiştir. Buna göre yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar. (Vergi Usul Yasası Md: 11)

Kesinti suretiyle alınması gereken verginin ödemeyi yapanlarca herhangi bir şekilde istihkak sahibinden alınmaması halinde ödemeyi yapan, kesinti yapılmayan vergiden sorumlu tutulabilmektedir.

Ülkemizde yaygın bir biçimde menkul sermaye iratları vergi kesintisine tabi tutulmaktadır. Bu bağlamda da Gelir Vergisi Yasası'nın 75. maddesinde menkul sermaye iradı; sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratlar olarak tanımlanmış, aynı maddenin 7. bendinde ise mevduat faizleri, bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiştir.

01.01.2006 tarihinde yürürlüğe giren Gelir Vergisi Yasası'nın 67. maddesinin birinci fıkrasında bankalar ve aracı kurumlar takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle;

* Alım satımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ile diğer sermaye araçlarının alış ve satış bedelleri arasındaki fark,

* Alımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası araçlarının itfası halinde alış bedeli ile itfa bedeli arasındaki fark,

* Menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçlarının tahsiline aracılık ettikleri dönemsel getiriler (herhangi bir menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracına bağlı olmayan) üzerinden vergi tevkifatı yapmalarına yönelik yeni bir düzenlemeye yer verilmiştir.

20.7.1972 tarihinde yürürlüğe giren 3685 sayılı yasa ile değişik 1606 sayılı Dernek ve Kurumların Bazı Vergilerden Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Yasa'nın birinci maddesinde Türkiye Kızılay Derneği, Türk Hava Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Yardımseverler Derneği ve resmi Darülaceze kurumları ile Darüşşafaka Cemiyeti ve Yeşilay Derneği'nin kendilerine terettüp eden vergi, harç ve resim mükellefiyetinin kurumlara ait olduğu hallerde bütün vergilerden, harçlardan, resimlerden hisse ve fonlardan muaf olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda belirtilen ve özel yasa niteliğindeki 1606 sayılı yasa kapsamında olan kuruluşlara yapılan her türlü mevduat faizi ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmaması gerekmektedir.

Ancak uygulamada bu böyle olmamaktadır. Çünkü böyle bir uygulamanın olabilmesi için her seferinde ilgili kurumun Maliye Bakanlığı'ndan faiz gelirlerinin vergiden muaf olduğuna dair bir yazı alıp, banka şubesine vermeleri gerekmektedir.

Yine bu gibi hallerde her nedense ilgili kurum yetkilileri bu tür bir yazıyı alıp ilgili bankaya vermeyi ihmal etmekte olup, yine Maliye Bakanlığı da konuya ilişkin bir genel yazı yazarak söz konusu işleme devamlılık ve aleniyet kazandırmaktan kaçınmaktadır.

Böyle bir durumda elde ettiği faiz gelirinden tevfikat yapılan kuruluş avukatları aracılığı ile konuyu yargıya intikal ettirmekte ve her seferinde de bu davadan haklı çıkmaktadırlar. Kendisinden gereksiz yere vergi kesintisi yapılan kurum avukatı bu tür bir davayı kazanması yanında kendisi de Maliye'den ayrıca Avukatlık Yasası hükümlerine göre ücret-i vekâlet alma hakkına sahip olmaktadır. Bu hak hem Avukatlık Yasası hem de Hukuk Usulü Mahkemeleri Yasası'ndan kaynaklanmaktadır.

Maliye Bakanlığı'nın konuya ilişkin olarak ödemekte olduğu bu tür ücret-i vekâletlerin toplam miktarı her geçen gün artarken konunun basit bir şekilde ve kısa yoldan çözümünü sağlayacak ve hangi kuruluşların bu tür menkul sermaye iratları üzerinden vergi tevkifatının yapılmayacağını belirleyen bir genel yazının veya bir tebliğin yayımlanmaması yine uygulamada merak konusu olmaktadır. Bu konuda Sayın Şükrü Kızılot'un 28 Haziran 2008 günlü Hürriyet gazetesindeki uyarı yazısı yayımlanmış olmasına rağmen mevcut ihmalkârlık devam ederken, bu ihmalkârlığın sonucu olan Hazine kaybı da her geçen gün artmaktadır.

(Kaynak: Referans Gazetesi | 23.01.2009)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM