Yıl sonunda, bir başka deyişle ticari işletmeler ve ticaret şirketleri için envanter ve değerleme gününde vergi ertelemesi amacı ile oluşturulabilecek fonlardan birisi de Vergi Usul Kanunu'nun 328/4. maddesinde düzenlenen "yenileme fonu" müessesesidir. Geçen yılın sonunda da bu müessese ile ilgili bir yazı yayımlamıştık. Ancak hem gelen sorular hem de dönem sonunun yaklaşması dolayısıyla içinde bulunduğumuz kriz ortamında işletmelerin vergi yükleri üzerinde etkili olabilecek bu müesseseyi tekrar hatırlatalım istedik.
Ticari işletmelerce iktisadi kıymetlerin yenileme amacı ile satılması sonucu oluşan kâr, yenileme giderlerini karşılamak üzere pasifte geçici bir hesapta ve yenileme fonu adı altında üç yıl süre ile tutulabilir. Bu üç yıllık süre içerisinde yenileme amacı ile kullanılmamış söz konusu kâr, üçüncü yılın matrahına eklenerek vergiye tabi tutulabilir. Görüldüğü gibi "yenileme fonu" müessesesi işletmelere bir yandan iktisadi kıymetlerini daha kolay yenileme olanağı sunarken bir yandan da vergi erteleme müessesesi olarak işlev görmektedir.
Yenileme fonunun ayrılabilmesi veya oluşturulabilmesi, işletmenin iktisadi kıymet satış kârı ile satılan kıymeti yenileme iradesini ortaya koyması koşuluna bağlıdır. Dönem sonundan önce açıklanması gereken bu iradenin, ticaret şirketlerinde yetkili organ kararı şeklinde olması gerekir. Örneğin anonim şirketlerde yönetim kurulunun bu konuda bir karar almış olması yeterlidir. Yenileme amacının sebebi önemli değildir. İktisadi kıymetin yıpranmış olması veya teknolojik olarak geri bulunması veya tamir ve bakım masraflarının artması, gibi pek çok nedenle yenileme yoluna gidilebilir.
Yenileme fonuna alınan iktisadi kıymet satış kârı, vergisiz olarak bu fonda üç yıl boyunca tutulabilir. Ancak bu kârın sermayeye eklenmesi veya kâr olarak dağıtımı söz konusu olamaz. Bu fon, yeni bir iktisadi kıymet alınması halinde alınan iktisadi kıymetin amortismanlarının mahsubu suretiyle kapatılır. Üçüncü yılın sonunda mahsup suretiyle kapatılamayan bir tutar kalmışsa veya yeni bir iktisadi kıymet alınmayarak hiç kullanılmamışsa, fonda yer alan tutar, üçüncü yılın vergi matrahına eklenerek vergilendirilir. Üç yıllık süre sonunda yeni bir iktisadi kıymet alınmamış olunmasının herhangi bir yaptırımı da yoktur.
Vergi idaresine göre yenilemenin satışla aynı yıl içerisinde yapılması halinde, mevcut kıymetin satış kârı için artık yenileme fonu ayrılamaz. Ancak bu görüş bizce yanlıştır. Yine fon oluşturularak, yeni alınan kıymetin amortismanlarının bu fondan mahsubuna, yasal bir engel yoktur.
Yenileme fonu uygulamasının benzeri, çeşitli riskler sonucu tamamen veya kısmen meydana gelen hasar sonucu sigorta şirketlerinden alınan tazminatlar için de yapılabilmektedir.
İktisadi kıymetin dövizle satılması ve satış kazancının döviz cinsinden muhafaza edilmesi halinde, üç yıl boyunca doğacak kur farkı gelirinin akıbeti tartışmalıdır. Bize göre bu gelirin de yenileme fonuna eklenmesi mümkündür. Ancak maliye yönetimi aksi görüştedir. Maliye yönetimine göre söz konusu kur farklarının fona eklenmeyip, doğrudan ilgili yıl kazancına eklenmesi gerekmektedir.
Burada iktisadi kıymetin yenilenmesi söz konusu olduğundan satın alınan iktisadi kıymetin, satılanla aynı cinsten veya nev'iden olması zorunludur. Örneğin matbaa makinesi satılıp yerine ambalaj makinesi alınması için yenileme fonu oluşturulamaz. Ancak satılanla alınanın birebir aynılığı da aranmaz. Örneğin 9 kişilik minibüs satılarak 16 kişilik bir minibüs alınmasında, yasal amaç gerçekleşir Ancak minibüs satılarak yerine makam aracı alınması, yasanın fon oluşturma amacının dışında kalır.
Yasa, satılanın yerine yeni bir kıymet alınmasından söz etmişse de buradaki "yeni" kelimesi, kullanılmamış değeri kastetmemektedir. Yani satılanın yerine alınan iktisadi kıymet, ikinci el olarak da alınabilir.
Yasa yenileme fonunun "pasifte geçici bir hesapta" tutulmasından söz ettiğinden, bu fonun sadece bilanço usulüne göre defter tutanlarca ayrılabileceği kabul edilmektedir. Çünkü işletme hesabı esasında veya serbest meslek defteri esasında, "pasif hesap" yoktur. Ancak vergi yönetimi serbest meslek erbabının da iktisadi kıymet satış kârları için yenileme fonu oluşturabileceği görüşündedir. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün ve Ankara Defterdarlığı'nın bu konuda verilmiş özelgeleri vardır.
Yenileme fonu ile ilgili bir diğer tartışmalı konu da "üç yıllık" sürenin nasıl hesaplanacağı konusundadır. Bu konuda maliye yönetimi satışın yapıldığı ve dolayısıyla yenileme fonunun oluşturulduğu yılın birinci yıl olarak kabul edilmesi gerektiği görüşündedir. Buna karşılık konuya ilişkin yargı kararları, satış yapılarak yenileme fonunun oluşturulduğu yılı izleyen yılı birinci yıl olarak kabul etmektedir. Buna göre 2008 yılında bir sermaye şirketinin herhangi bir iktisadi kıymetini satarak satış kârı ile yenileme fonu oluşturması ve üç yıl boyunca yeni kıymet de almaması durumunda, maliye yönetimine göre bu kârın 2010 yılı kazancına eklenerek vergilendirmesi gerekmektedir. Buna karşılık Danıştay kararlarına göre bu kârın 2011 yılı kazancına eklenmesi yasaya uygundur. Bize göre de yargı anlayışı yasanın lafzı ile daha uyumludur.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 22.12.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.