Dünya üzerinde yaşanan finansman krizinin olumsuz etkileri her geçen gün artmakta ve çeşitlenmektedir. Bu bağlamda dünyanın imalat sanayiinde önde gelen ülkelerinde belirgin hale gelen üretim düşüşü ile birlikte istihdam olanaklarının daralması yine dünya üzerinde yeni bir sorun kaynağı haline dönüşme eğilimindedir.
Üretim azalışının kaçınılmaz sonucu işsizliktir. Bunu yaratan önemli bir neden talep yetersizliğidir. İstihdam olanağının daralması ile birlikte ortaya çıkan talep yetersizliği işten çıkarmalara neden olmakta ve bu oluşum giderek artmaktadır.
Talebi azaltıcı faktörlerin çoğalması dünyada işsizlik sorununu da beraberinde getirmektedir. Bu sorunun yaşanan finansman darboğazı nedeniyle aşılması şimdilerde çok zordur.
Gelişmiş ülkelerde finansman piyasasında yaşanan sorunların aşılması için oluşturulan canlandırıcı paket önerilerinin finansmanı konusu da şimdiye kadar açıklık kazanmamıştır. Özellikle yetkililerce açıklanan finansman paketlerinin hangi kaynaklarla karşılanacağı konusu belirgin hale gelmemiştir. Eğer söz konusu finansman paketlerinin sonuçta vergi yoluyla karşılanmasına karar verilirse, vergi mükelleflerinin bu durumu nasıl karşılayacakları konusu da belli değildir.
İşsizliğin yaratacağı en önemli sorun üretimin azalmasıdır. Düşük üretim talep azalmasına, azalan talep ise işyerlerinin kapanmasına ve daha açıkçası üretim dışı kalmasına neden olduğundan ülkelerin gelir kaybına yol açar.
Üretimi artırabilmek için iç ve dış talebin artırılması zorunludur. Bir başka anlatımla satılamayan bir malın üretilmesi mümkün değildir.
Ülkemizin de içinde bulunduğu henüz yeterli istihdam olanaklarından yoksun ülkelerde üretim dışı bırakılan işgücünün riski sadece üretimin düşmesi veya yeterli üretim hacmine ulaşamamak olarak tanımlanamaz.
Günlük geçimini karşılayacak geliri olmayan insanların bulundukları toplumun yapısına paralel olarak yaratacağı olumsuzluklar da çok çeşitlidir. Bu bağlamda işsiz kalanların günlük geçim kaynaklarının olmaması halinde yaşamlarını sürdürmek amacıyla çoğu kez kriminal olaylara yönelme olasılığı yüksek olmaktadır. Bu durum toplumsal huzuru ve yaşam hakkını dahi tehdit eder bir oluşumdur.
Çalışabilir yaşta olup, istihdam olanaklarının yetersiz olması nedeniyle ortaya çıkan işsizlik ülkelerin fakirleşmesine neden olmakta, bu durum ise ülkelerin gelişmişlik düzeylerini olumsuz etkilemektedir.
Ülkemizde son günlerde yaşanan işten çıkarmalar kanımızca endişe vericidir. Özellikle büyük kent merkezlerine yönelik olarak yıllardır yaşanan iç göçler belli bir beklentiden kaynaklanmaktadır. Bu beklenti büyük kent merkezlerinde çalışma olanaklarının ülkemizin birçok şehrinden daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır.
Büyük kent merkezlerinde çalışan her insan üretime fiilen katkı sağlamanın yanında elde ettiği gelirle yanında ya da göç ettiği yerde birden fazla kişinin geçimine katkı sağlamaktadır.
Çalışma olanağından yoksun kalmanın kaçınılmaz sonucu gelirden yoksun kalmaktır ki, bu durum yoksulluk ve sefalet anlamına gelir. İşten çıkartma ve çalışanların işsiz bırakılması toplumları bunalıma sürükleyen bir olgudur.
Ekonomik kriz dönemlerinde ekonomi yönetimlerinin istihdam olanaklarını azaltıcı girişimleri, istihdamı engelleyen faktörleri devre dışı bırakan programları üretmeleri gerekmektedir. Bu programların üretiminde zaman faktörü çok önemlidir. Gecikmiş müdahaleler bazen etkili olamamaktadır.
Dünyada ve ülkemizde istihdamı olumsuz etkileyen faktör bellidir. Finansman olanaklarının yetersiz kalması, dünyada yaşanan finansman krizinin sonucudur. Bu krizin aşılabilmesi için önlemlerin uygulanabilir şekilde belirlenmiş olması gerekir. Şöyle ki;
İstihdamın maliyeti azaltılmalıdır. İstihdam sadece ücret ödemesi ile fiyatlandırılmamaktadır. Çünkü çalışana ödenen net ücret dışında istihdam üzerinden her ülkede ayrıca kamuya vergi ve sosyal güvenlik ödemeleri gibi ayrıca fon aktarımı yapılmaktadır. Bu fon aktarımı bazen net ücret düzeyine kadar çıkmaktadır. Örneğin ülkemizde brüt 1000 YTL ile işe başlayan bir kişi için kamuya aktarılan fon miktarı çalışanın eline geçen yaklaşık net ücret kadardır.
Diğer yandan işletmelerin kriz dönemlerinde yaşamakta oldukları finansman sorunlarının aşılabilmesi için bir birbuçuk yıl vadeli düşük maliyetli işletme kredilerinin devreye sokulması halinde işletmelerin yaşamakta oldukları finansman krizinin işletmeler ve müteşebbisler üzerindeki olumsuz etkisi azaltılabilir.
Kriz dönemlerinde en hatalı tutum ise özellikle üretim sektörünü yaşadığı sorunlarla baş başa bırakmaktadır.
NOT: Okurlarımızın Kurban Bayramı'nı kutlar, esenlikler ve sağlıklı günler dileriz.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 06.12.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.