1 Ocak 2009'dan itibaren işçilere ücret, prim, ikramiye ve benzeri ödemelerin bankadan yapılması mecburiyeti getirildi. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan yönetmeliğe göre en az 10 işçi çalıştıran işverenler veya bunların vekilleri yeni yılda ücret, prim, ikramiye ve benzeri ödemeleri net tutar üzerinden bankalar vasıtasıyla yapmak zorunda. | |
10 işçiden az sayıda çalışanı bulunan işletmeler maaşlarını elden ödemeye devam edebilecek. Bu mecburiyete uymayıp ödemeleri elden nakit olarak yapan işverenlere, işçi başına her ay 1.500 YTL'yi bulabilen para cezası verilecek. Bu noktada kamu ve özel kuruluşlar ile bankalar arasında yapılan maaş ödeme protokollerinde bankaların ayni veya nakdi olarak promosyon adı altında yaptığı ödemelerin vergiye tabi olup olmayacağı soru işaretlerine sebep oldu. Bu tür ödemeler ücret kabul edilip Gelir Vergisi tevkifatına mı tâbi tutulacak yoksa karşılıksız intikal olarak kabul edilip Veraset ve İntikal Vergisi ile mi vergilendirilecek? Gelir Vergisi Kanunu'na göre bir ödemenin ücret sayılabilmesi için, işi yapanın işverene tabi olması, muayyen bir işyerine bağlı olarak çalışması, ödemenin bir hizmetin karşılığını teşkil etmesi ve verilen şeyin para veya para ile temsil edilebilen bir menfaat olması gerekiyor. Maaş promosyonları bankalar tarafından doğrudan çalışanlara puan veya nakit olarak ödeniyorsa, banka ile çalışanlar arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığından bu ödemeler ücret olarak kabul edilemez. Ayrıca promosyonlar doğrudan anlaşma yapılan kuruma ödeniyorsa ve kurumlar bu ödemeleri gelir kaydetmeden çalışanlara aynen aktarıyorsa, ödeme yapan kurum aracı durumunda olacağından, çalışanlara yapılan bu tür ödemeler ücret olarak değerlendirilemez. Bu yüzden de vergilendirilemez. Ancak promosyon ödemeleri doğrudan iktisadî faaliyeti olan kurumlara yapılır ve kurum kazancına dahil edilirse ilgili kurum tarafından çalışanlara bu kapsamda yapılacak ödeme banka promosyonu olma niteliğini kaybeder. Bu durumda vergiye tâbi tutulmalıdır. Kanuna göre bir ödemenin Veraset ve İntikal Vergisi'ne tâbi olması için, malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız (karşılıksız) bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikal etmesi gerekiyor. Yani ivazlı intikaller bu vergiye tâbi değil. Bu bağlamda ele alındığında verilen promosyonların tam manasıyla ivazsız olmadığı görülecektir. Bankalar, kendilerinden maaş alan personele kredi temin etme, kredi kartı verme, havale ve EFT işlemlerinin yapılması gibi işlemlerin bankalarında gerçekleştirilmesini sağlamak için bu protokolleri imzalıyor. Ayrıca personel için açılan hesaplardaki atıl parayı kullanarak ticarî kazanç elde etmeyi amaçlıyor. Dolayısıyla promosyon ödemeleri ivazsız bir intikal niteliği taşımadığından, Veraset ve İntikal Vergisi kapsamında değerlendirilemez. Gelir İdaresi Başkanlığı, maaş karşılığı verilen promosyonların vergiye tabi olup olmadığına yönelik tartışmaları bitirdi. Başkanlık, promosyonların Gelir Vergisi ile Veraset ve İntikal Vergisi kapsamına girmediğine karar verdi. Böylece memurlar yüzde 15'lik Gelir Vergisi ödemekten kurtulmuş oldu. Gelir İdaresi Başkanı Akif Ulusoy, maaş promosyonlarının bankalar tarafından doğrudan çalışanlara puan veya nakit olarak ödenmesi durumunda, banka ile çalışanlar arasında işçi-işveren ilişkisi olmayacağını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bankalar tarafından, vergi mükellefi olsun veya olmasın promosyon anlaşması yapılan kuruma ödeme yapılması ve bu ödemelerin gelir olarak kaydedilmeden çalışanlara aynen aktarılması halinde, ödeme yapan kurum aracı durumunda olacağından, çalışanlara yapılan bu türden ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi mümkün değildir." VIP mükellef sayısı 1.200'e çıkıyor VIP vergi dairesi olarak tanınan Büyük Mükellefler Vergi Dairesi, IMF'nin de talebi doğrultusunda 2007 başında faaliyete başlamıştı. Müşteri odaklı hizmet vermek ve büyük şirketleri yakından takip etmek maksadıyla kurulan daireye bağlı mükellef sayısının 500'den 1.200'e çıkarılacağı konuşuluyor. İlk etapta belirli ciro ve personel sayısı kriterini aşan şirketlerden Marmara Bölgesi'nde faaliyet gösterenlerin mükellefiyeti aktarılacak. Gelecekte şubeleşmeye de gidilebilecek. İki yıldır faaliyet gösteren vergi dairesinden mükellefler çok memnun. Çünkü; başvurularına kısa sürede cevap alabiliyor, işlerini çoğu zaman vergi dairesine gitmeden çözebiliyor ve güler yüzlü personel her işlerini kolayca çözüme kavuşturuyor. Ancak vergi gelirlerindeki artış açısından durumun eskiye oranla çok değişmediği belirtiliyor. Bunun birçok sebebi var; başta çalışılan dairenin bulunduğu arazi ve binanın TOKİ tarafından satılmış olması, ciddi bir belirsizliği ortaya çıkardı. Taşınılacak bina arayışı her şeyin önüne geçti. Planlanan birçok hamle taşınmadan sonraya ertelendi. Denetim konusunda da ciddi bir adım atılamadı. Maliye bürokrasisi arasındaki çekişmeler buraya da yansıdı. Denetimin kimler tarafından nasıl yapılacağı konusundaki çekişmeler boşluğa sebep oldu. Kurulan inceleme grupları bir türlü aktif çalışamadı. Ancak yeni gelişmeler ümit verici. Taşınılacak bina bir hafta içinde belli olacak ve ocak ayı içerisinde yeni binaya taşınılacak. Mükellef sayısı artıp inceleme grupları faaliyete geçince vergi gelirlerinde olumlu değişiklikler olacaktır.
|
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 24.11.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.