BASINDAN YAZILAR
İYUK’ta Netleşen Anayasa’ya Aykırılık - MuhasebeTR

İYUK’ta Netleşen Anayasa’ya Aykırılık

Hemen her yıl ocak ayında bir yazımı “Vergi Yargısının Parametreleri”ne ayırıyorum. Bu yazılarımda, vergi yargılama hukuku alanında uygulanacak tek hâkim sınırı, istinaf veya temyiz sınırı gibi parasal ölçütleri aktarıyorum. 

Her yıl yeniden değerleme oranı esas alınmak suretiyle artırılarak uygulanan bu parasal sınırlardan tek hâkimle bakılacak davaları ve duruşma yapılma zorunluluğunu belirleyen sınırlar, davanın açılış tarihi esas alınarak uygulama alanı bulmaktadır. Buna karşılık istinaf ve temyiz konusu yapılacak kararlara ilişkin parasal sınırlar, istinaf veya temyiz talebine konu edilecek karar tarihi itibariyle uygulanmaktadır. 

Yazılarımda önceleri Danıştay içtihadına göre yürüyen bu şekildeki uygulamayı hep eleştirmiş ve Anayasa’ya aykırı olduğunu hep vurgulamıştım. Zira, böylesi bir uygulama bence açıkça hak arama özgürlüğü, yargıya erişim hakkı ve tabii hâkim ilkesi ile çelişmektedir. Zira burada istinaf ve/veya temyiz şeklindeki kanun yoluna başvuru hakkı, kanuna göre değil, kararı istinaf veya temyiz konusu edilecek yargı merciine göre belirlenmektedir. Örneğin istinaf mahkemesinin kararını, yıl içerisinde vermesi ile iş yükü veya sair sebeplerle izleyen yıl vermesi hallerinde, yeniden değerleme oranına göre değişen temyiz sınırları dolayısıyla temyize tabi bir karar, temyiz edilemez şekle dönüşebilmektedir. Bu uygulamada tabii hâkim ilkesinden uzaklaşılmakta, kanun yolları kanunla belirlenir halden çıkartılmakta ve tamamen vergi ve istinaf mahkemelerinin takdirine kalmaktadır. Davanın açılışında belli olmasına rağmen, istinaf ve temyiz sınırlarının her yıl yeniden değerleme oranına göre değişir olması sebebiyle, bir ihtilafın istinaf veya temyiz mercilerine taşınıp taşınamayacağı, davanın açılışından sonra belirsiz hale dönüşmektedir. Böylesi bir sonucun ise aktardığım Anayasal ilkelerle bağdaştırılması mümkün değildir. 

Yazılarımda da belirttiğim gibi burada olması gereken; istinaf ve temyiz sınırlarının davanın açılış tarihinde geçerli parasal sınırlara göre belirlenerek uygulanmasıdır. 

Bütün bu eleştirilere ve hatta Anayasa Mahkemesi’nce de bir kararın gerekçe bölümünde bu konudaki uygulamanın yanlışlığına değinilmesine rağmen bu içtihada dayalı uygulama, İdari Yargılama Usulü Kanununun 7524 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen ek 1. maddesinde yapılan yeniden düzenleme ile yasal dayanağa kavuşturulmuş ve maddede (fıkra 2) “istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır” hükmü getirilmiştir.  

Aslında bu hükmün arkasında aynı yöndeki bir başka düzenleme yatmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) 6763 sayılı kanunla eklenmiş ek 1. maddenin 2. fıkrasında da benzer şekilde, “İstinaf veya temyiz sınırlarının uygulanmasında istinaf veya temyize konu edilecek hükmün verildiği tarih esas alınır” denilmiştir. 

HMK uygulamasındaki sakıncalar daha fazla

İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) uygulama ve/veya düzenlemesine yönelttiğimiz eleştiriler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) için de geçerlidir. Hatta HMK uygulamasındaki sakıncalar, adli yargıda davaların çok daha uzun sürdüğü nazara alınırsa, daha fazladır. 

Nihayet Anayasa Mahkemesi İYUK’daki düzenlemenin bir benzeri olan bu HMK düzenlemesini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesinin 2024/203 sayılı oy birliği ile verilmiş bu kararı İYUK’taki “istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır” hükmünün Anayasaya aykırılığını da net olarak ortaya koymuştur. 

Anayasa Mahkemesi bu Kararında konuyu, değindiğim hak arama özgülüğü, mahkemeye erişim hakkı, tabii hâkim ilkesi gibi haklardan değil, düzenlemenin taşıdığı yargıyı hızlandırma amacı ile kişilere yüklediği istinaf veya temyiz hakkının kısıtlanmasından kaynaklanan külfeti karşılaştırarak değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi Kararında, “kural gereğince parasal sınırlar her yıl güncellenirken dava konusunun güncellenmemesi nedeniyle enflasyondan dolayı oluşan külfetin tamamının davanın taraflarına yüklendiğine” işaret edilmiştir.

Bu gelişmeler ışığında vergi yargısı alanında da davanın açıldığı tarih itibariyle istinaf veya temyiz hakkını sağlayanların, istinafa veya temyize konu etmek istedikleri karar tarihi itibariyle yeniden değerleme oranına göre sınırların revize edilmesi sebebiyle bu haklarını yitirdikleri hallerde, karar aleyhine Anayasa’ya aykırılık savı ile birlikte istinaf veya temyiz yoluna gitme olanağı ortaya çıkmıştır. Öte yandan İYUK ek madde 1’de yer alan aktardığımız düzenlemeyi vergi mahkemeleri veya istinaf mahkemelerinin de re’sen Anayasa Mahkemesi’ne götürerek kanun yolu belirlemesi yapma olasılığı da bence yüksektir.  

(Kaynak: Bumin Doğrusoz / Ekonomim.com | 03.02.2025)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM