Gazetemizde 18 Eylül 2024 tarihinde yayınlanan “Taşınmaz değerlemesi tartışması Danıştay’a taşındı!” başlıklı köşe yazımızda; inşaat şirketlerinin aktifinde kayıtlı emtia niteliğindeki taşınmazların (konut, ofis vb.) VUK’un enflasyon düzeltmesi öncesi yürürlükte olan geçici 31 ve geçici 32. maddeleri kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutulup tutulamayacağı konusunda Maliye ile inşaat sektörü arasında yaşanan tartışmanın Danıştay’a taşındığını, dava sürecinin Danıştay’da devam ettiğini, vergi mahkemesi ve istinaf kararlarının inşaat sektörü lehine olduğunu belirtmiştik.
Evet, Danıştay bu konudaki kararını nihayet verdi, KAZANAN İNŞAAT SEKTÖRÜ OLDU!
Konu tam olarak neydi?
Danıştay’a kadar gelen bu konu, Maliye’nin, inşaat şirketlerinin aktifinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki taşınmazlarının (konut, ofis vb.) VUK’un geçici 31, geçici 31/7 ve geçici 32. maddeleri kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağına ilişkin düzenlemesi ile ilgili!
Hangi taşınmazlara yeniden değerleme yapılamıyordu?
İlgili düzenlemelere göre, sat-kirala-geri al (sale & leaseback) işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar için yeniden değerleme yapılamıyordu (VUK Geçici Mad. 31, 31/7, geçici 32).
Maliye kapsamı biraz daha genişletti!
Maliye, VUK’un geçici 31, geçici 31/7 ve geçici 32. Maddelerine istinaden çıkardığı Tebliğlerle, yeniden değerleme yapılamayacak taşınmazların kapsamını biraz daha genişletti (500, 530 ve 537 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri).
Kanunda açıkça “sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler” için yeniden değerleme yapılamayacağı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, Maliye çıkardığı Tebliğlerle, “iktisadi kıymetlerin alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetlerin de yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağını” açıkladı.
Maliye ayrıca verdiği özelgelerde de, inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı bulunan boş arsaların bu şirketler için emtia niteliğinde olduğu, bu arsaların kayıtlarda “250- Arazi ve Arsalar" hesabında izlenmesinin bu durumu değiştirmeyeceği, söz konusu arsalar için yeniden değerleme yapılamayacağı şeklinde görüş verdi (İstanbul VDB’nin 24.12.2021 tarihli ve 1163107, 01.02.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-71]-119677, 13.01.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-85]-49671, Bursa VDB’nin 04.08.2022 tarihli ve E-95462982-105[VUK.ÖZLG-2021-141]-182085 sayılı özelgeleri).
Peki, bu düzenlemelerle ilgili geçmişten bugüne görüşümüz nasıldı?
Gazetemizde muhtelif tarihlerde yayınlanan köşe yazılarımızda, Maliye’nin görüşünün hatalı olduğunu, inşaat şirketlerinin inşaat yapmak üzere satın alarak aktife kaydettikleri boş arsa ve arazilerin taşınmaz niteliğinde bulunduğunu, Maliye’nin kısıtlayıcı ve daraltıcı yorumlarla sektörün önünü tıkamaması gerektiğini, Maliye’nin Kanunla verilmiş bir hakkı sınırlandırma yetkisinin bulunmadığını, ilgili yasal düzenlemelerde, Maliye’ye verilmiş bir kısıtlama yetkisinin de söz konusu olmadığını, ilgili düzenlemelerde çok açık bir şekilde sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen iktisadi kıymetler için yeniden değerleme yapılamayacağının belirtildiğini, bunlar dışında yeniden değerlemenin kapsamı dışında bırakılan başka bir şeyin de bulunmadığını, bu konuda yaşanacak bir sorunun yargıya intikal ettirilmesi halinde, yargının yetki aşımı nedeniyle mükellef lehine karar vereceğini belirtmiştik.
Bu süreçte yeniden değerleme işlemi iptal edilen bir şirket dava açtı!
Aktifine kayıtlı arsa için yeniden değerleme işlemi yaparak bağlı olduğu vergi dairesine beyanname veren bir inşaat şirketi, bu başvurusunun kabul edilmeyerek reddedilmesi ve buna ilişkin vergi tahakkukunun iptal edilmesi üzerine iptal davası açtı.
Vergi Mahkemesi inşaat şirketini haklı buldu!
Davaya bakan Vergi Mahkemesi, davalı vergi dairesi tarafından Kanunda yer almayan bir kısıtlama getiren Tebliğe dayanılarak yapılan işlemin, Anayasa’nın 73. Maddesinde düzenlenmiş olan verginin kanuniliği ilkesine aykırılık teşkil ettiği ve dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verdi (İstanbul 1. Vergi Mahkemesi'nin 12.09.2019 tarih ve E:2018/2332, K:2019/1434 sayılı Kararı).
İstinaf kararı da Maliye aleyhine çıktı!
Maliye bu kararı istinaf yoluyla Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıyarak, itiraz etti. Ancak, istinaf süreci de Maliye aleyhine sonuçlandı. Bölge İdare Mahkemesi, Maliye’nin itirazını reddederek, söz konusu mahkeme kararını aynı gerekçelerle onadı (İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi’nin 29.09.2020 tarihli ve E.2020/529, K.2020/1452 sayılı Kararı).
Danıştay süreci ile ilgili kişisel görüşümüz nasıldı?
Danıştay süreci devam ederken, Maliye’nin yetkisi olmadığı halde, Kanunla mükelleflere verilen bir hakkı yorum yoluyla daraltması ve sınırlandırmasını doğru bulmadığımızı, Kanunda yer almayan bir sınırlamanın yorum yoluyla getirilmesinin son derece yanlış olduğunu, bu nedenle Danıştay’ın vereceği kararın yeniden değerleme yapan çok sayıda inşaat şirketi açısından son derece önemli olduğunu, bu konudaki kişisel görüşümüzün, Danıştay’ın istinaf kararını onayacağı ve aksi yönde bir bozma kararı vermeyeceği şeklinde olduğunu belirttik (Gazetemizde 18 Eylül 2024 tarihinde yayınlanan “Taşınmaz değerlemesi tartışması Danıştay’a taşındı!” başlıklı köşe yazımız).
Danıştay sektör lehine son noktayı koydu!
Danıştay 3. Dairesi, Kanunda yer almayan bir kısıtlama getiren 500 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği’ne dayanılarak yapılan yeniden değerleme iptal işleminin, Anayasa’nın 73. Maddesinde düzenlenmiş olan verginin kanuniliği ilkesine aykırılık teşkil ettiğini ve yapılan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığını belirterek, Maliye’nin temyiz talebini reddetti (Danıştay 3. Dairesi’nin 17.10.2024 tarihli ve E:2023/3517, K:2024/5408 sayılı Kararı).
İnşaat sektörü geç de olsa davayı kazandı!
Evet, yeniden değerleme düzenlemesinin getirilmesinde büyük katkı sağlayan ancak ikincil düzenlemelerle yeniden değerleme imkanından faydalandırılmayan inşaat sektörü geç de olsa, sektör açısından son derece önemli olan bu davayı kazandı!
Bu Karar, VUK Geçici Mad. 31/7 ve geçici 32. Maddeleri ile bu maddelere dayanılarak yayınlanan 530 ve 537 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri kapsamında yapılan yeniden değerleme işlemleri ile ilgili olarak açılan davalar için de emsal karar niteliğinde!
Sonuç olarak;
Tekraren belirtmek gerekirse, Maliye’nin Kanunla mükelleflere verilen bir hakkı yorum yoluyla daraltmasını ve sınırlandırmasını doğru bulmuyoruz. Ayrıca, Kanunda yer almayan bir sınırlamanın yorum yoluyla ikincil mevzuat niteliğindeki düzenlemelerle getirilmesi de son derece yanlış. Bu nedenle, Danıştay’ın verdiği bu kararı son derece önemsiyoruz.
(Kaynak: Abdullah Tolu / Ekonomim.com | 31.01.2025)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.