Gerçekten her geçen gün yeni bir sorunla karşılaşıyoruz. Bu sorunların bir kısmı mükellefler bir kısmı ise Maliye’den kaynaklanıyor. Peki, bunun nedeni tam olarak ne biliyor musunuz? Hemen cevaplayalım, yorum farklılıkları!
Bugünkü yazımızın konusu da, bunun en güzel örneklerinden birisi! Üstelik, şu an sahada fiili olarak yaşanıyor.
Aslında bu konuyu daha önce Gazetemizde 13 Şubat 2024 tarihinde yayınlanan “Stok beyan edip KDV iadesi talep edene vergi inceleme sürprizi!” başlıklı köşe yazımızla gündeme taşımıştık. Vergi Denetim Kurulu, o günden bu yana başlatılan vergi incelemelerini durdurmuştu. Ancak, sahadan tarafımıza yansıyan bilgiler, söz konusu incelemelere tekrar başlanılarak, devam ettirildiği şeklinde!
Konu, 7440 sayılı Af Kanunu’nda yer alan emtia stok beyanı düzenlemesi kapsamında beyan edilen emtialar nedeniyle ödenen ve indirilecek KDV hesabına alınan KDV’lerin, iade edilecek KDV’nin hesabında dikkate alınıp alınamayacağı ile ilgili.
7440 sayılı Kanuna göre emtia stok beyanında bulunup KDV iadesi talep eden mükelleflerin büyük bir kısmı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın aksi yöndeki görüşlerine rağmen, Vergi Denetim Kurulu tarafından incelemeye alındı, kalan kısmı ise incelemeye sevk edildi. Bu kapsamda binlerce vergi mükellefinin incelemeye alındığı ifade ediliyor.
Emtia stok beyanı düzenlemesiyle; gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtiaları yasal kayıtlarına intikal ettirmek suretiyle, kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirme imkanı sağlandı (7440 sayılı Kanun, Mad. 6/1).
Hemen belirtelim, emtia stok beyanı, yapılandırma yasalarında en çok ilgi gösterilen düzenlemelerden birisi. Mükellefler, 7440 sayılı Kanunda yer alan düzenlemelerden, önceki düzenlemelerde olduğu gibi yine en fazla emtia stok beyanı düzenlemesinden faydalandı. Çünkü, emtia stok beyanı, yararlananlara oldukça cazip avantajlar sağlıyordu! Bu avantajlar şu şekilde sıralanabilir: Faturasız emtianın faturası Devletten alınmış oluyor, faturasız emtia düşük oranda bir KDV ödenerek kayıtlara alınıyor, emtia stok beyanı için ödenen KDV indirim konusu yapılabiliyor, bildirilen emtianın değeri kaç TL ise, o kadar para işletmeden vergisiz olarak çekilebiliyor. Devlet güvencesinde geleceğe yönelik risksiz, düşük KDV’li stok yaratılıyor.
Emtia stok beyanı nedeniyle ödenecek yarım KDV’lerin indirimi ile ilgili düzenleme 7440 sayılı Kanunun 6/1-c maddesinde yer alıyor.
Söz konusu düzenlemede, beyan edilen emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak KDV hesaplanacağı ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödeneceği, emtia üzerinden ödenen verginin genel esaslara göre indirileceği, ancak iadeye konu edilmeyeceği belirtilmiş bulunuyor. 1 Sıra No.lu Tebliğde de aynı hususla ilgili olarak “Beyan edilen emtiaya ait hesaplanarak ödenen KDV, 1 No.lu KDV Beyannamesinde genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecek ancak iade konusu yapılamayacaktır.” şeklinde açıklama yer alıyor.
Mükellefler söz konusu düzenlemeye göre, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan faturasız emtiaları süresi içerisinde KDV yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine verdikleri beyanname ve eki envanter listesiyle bildirerek, bu şekilde kayıtlara intikal ettirecekleri emtia genel KDV oranına (o tarihlerde yüzde 18) tabi ise yüzde 9, indirimli KDV oranına (o tarihlerde yüzde 1, 8) tabi ise bu oranların yarısı (yüzde yarım, yüzde 4) kadar KDV hesaplayarak ödediler.
Bu şekilde beyan edilen emtiaya ait hesaplanan yarım KDV’lerin indirim konusu yapılabilmesi için, mutlak suretle ödenmesi gerekiyor. Bu yarım KDV’ler ödenmediği sürece indirim konusu yapılamıyor.
7440 sayılı Kanundan önce çıkarılan yapılandırma kanunlarının tamamında bu şekilde emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’ler hem indirim hem de iade konusu yapılabiliyordu. Ancak, 7440 sayılı Kanunda, emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’nin genel esaslara göre indirilebileceği ancak, iadeye konu edilemeyeceği özel olarak hükme bağlandı (7440 Sayılı Kanun, Mad. 6/1-c). Bunun nedeni ise, KDV iadelerinde emtia stok beyanı nedeniyle karşılaşılan sorunlardı.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın emtia stok beyanı nedeniyle ödenen yarım KDV’lerin iade konusu yapılmamasına ilişkin düzenlemeyle ilgili görüşü şu şekilde:
“Emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’ler, doğrudan yüklenim olarak iade hesabında dikkate alınamaz. Örneğin, ihracat istisnası, indirimli KDV oranına tabi teslimler gibi doğrudan yüklenim KDV’lerin iade edildiği iade işlemlerinde, emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’ler iade edilecek KDV’nin hesabında dikkate alınamaz ve iadesi talep edilemez. Ancak, doğrudan yüklenim KDV’lerin iadesinin yapılmadığı ihraç kayıtlı teslimler, kısmi tevkifat kapsamındaki işlemler ve ı̇malatçı-ı̇hracatçılara tanınan yüzde 10 götürü KDV ı̇adesı̇nde ise, iade hesabı yapılırken emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’ler indirilecek KDV tutarından düşülemez.”
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu görüşünü Defterdarlıklara gönderdiği çok sayıda yazı ile bildirdi:
“7440 sayılı Kanun kapsamında işletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtiaya ilişkin hesaplanarak ödenen KDV, 1 No.lu KDV Beyannamesinde genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecek, ancak KDV mevzuatı kapsamında KDV iadesi doğan bir işlem nedeniyle doğrudan yüklenim olarak iade hesabında dikkate alınmayacaktır. Bu itibarla, 7440 sayılı Kanunun 6/1-a maddesi kapsamında beyan edilen emtiaya ilişkin hesaplanarak ödenen ve indirim hesaplarına alınan KDV'nin, yüklenilen KDV'nin iadesinin yapılmadığı ihraç kayıtlı teslimlerden dolayı iade edilecek tutardan düşülmesi söz konusu olmayacaktır.” (GİB’in 09.08.2023 tarihli ve E-84958988-130[5420-535]-67243, 29.08.2023 tarihli ve E-64994458-130[5500-5248]-72357 sayılı yazıları).
“7440 sayılı Kanunun 6/1-a maddesi kapsamında beyan edilen emtiaya ilişkin hesaplanarak ödenen ve indirim hesaplarına alınan KDV'nin, yüklenilen KDV'nin iadesinin yapılmadığı kısmi tevkifat kapsamındaki işlemlere ilişkin iade edilecek tutardan düşülmesi söz konusu olmayacaktır.” (GİB’in 27.07.2023 tarihli ve E-43370460-130[5300-6214]-63226 sayılı yazısı).
Vergi Denetim Kurulu’nun görüşü ise, beyan edilen emtiaya ait hesaplanarak ödenen KDV’nin genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabileceği ancak hiçbir şekilde iade konusu yapılamayacağı, 7440 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin lafzında yer alan "iadeye konu edilmez" hükmünün yalnızca doğrudan yüklenim kaynaklı iadelerle sınırlı olmadığı, Kanun maddesinden, ödenerek ilgili dönemde indirilen ve devreden KDV yoluyla sonraki dönemlere devreden KDV'nin de iade hesabında dikkate alınamayacağının anlaşılması gerektiği, bu kapsamda iade edilecek KDV tutarının devreden KDV ile kıyas yoluyla tespit edildiği durumlarda, iade edilecek tutar hesaplanırken, indirilecek KDV veya devreden KDV içerisinde yer alan, beyan edilen emtiadan kaynaklanan indirim hariç tutarın dikkate alınması (iade edilebilir KDV tutarının emtia üzerinden ödenen KDV dikkate alınmadan hesaplanması ve emtiaya isabet eden KDV'nin indirim hakkı bulunduğundan devreden KDV tutarı içerisinde yer alması) gerektiği şeklinde.
Bu görüş, tam olarak vergi incelemelerine de yansımış durumda! İncelemelerde, “stok beyanı nedeniyle ödenen KDV olmasaydı mükellef ne kadar KDV iadesi alabilirdi?” görüşünden hareket ediliyor, stok beyanı ile ilgili KDV sadece sonraki döneme devreden KDV olarak dikkate alınabilir şeklinde değerlendiriliyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu arasındaki bu görüş farklılığı, stok beyanından yararlanıp KDV iadesi talep eden mükellefleri ciddi şekilde mağdur etmeye başladı. Bu konuda başlatılan vergi incelemeleri sonucunda, KDV iadesi alan mükellefler cezalı tarhiyatlarla karşı karşıya kalmaya başladı!
Vergi Müfettişleri Cumhurbaşkanı Kararı, Yönetmelik, Genel Tebliğ ve Sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemiyorlar. Rapor Değerlendirme Komisyonlarının ise söz konusu raporları Vergi Kanunları ile bunlara ilişkin Kararname, Tüzük, Yönetmelik, Genel Tebliğ, Sirküler ve Özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirmeleri gerekiyor. Rapor Değerlendirme Komisyonlarının vergi inceleme raporlarını değerlendirirken, sadece mükellefe verilen özelge ile sınırlı kalmamaları, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın konu ile ilgili verilen güncel özelgeleri de dikkate almaları zorunlu bulunuyor (425 Seri No.lu VUK Genel Tebliği ve 63 Sıra No.lu VUK Sirküleri).
Dolayısıyla, vergi inceleme raporu Kanunlara ve özelgeler dahil ikincil düzenlemelere aykırı olamaz, olmamalı da. Yani, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın vergi uygulaması ile ilgili görüş ve talimatlarını içeren yazıların Vergi Denetim Kurulu ve Vergi Müfettişleri tarafından dikkate alınmaması gibi bir durum söz konusu olamaz.
Bu konuda yapılacak iş oldukça basit, Vergi Denetim Kurulu Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan yazılı görüş ister, gelen cevaba göre de işlem tesis eder.
Eski bir KDV’ci olarak kişisel görüşümüz, emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’lerin, doğrudan yüklenim KDV olarak KDV iade hesabında dikkate alınamayacağı (örneğin, mal ve hizmet ihracatı istisnası, indirimli KDV oranına tabi teslim ve hizmetler gibi.) ancak, doğrudan yüklenim KDV’lerin iadesinin yapılmadığı ihraç kayıtlı teslimlerden doğan iadeler, kısmi tevkifat kapsamındaki işlemlerden doğan iadeler ve ı̇malatçı ı̇hracatçılara tanınan yüzde 10 oranında götürü KDV ı̇adesı̇nde ise, iade hesabında indirilecek KDV tutarından düşülmemesi gerektiği şeklinde. Yani, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görüşü ve uygulaması ile aynı paralelde!
Bize göre, stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’lerin, doğrudan yüklenim KDV’lerin iadesinin yapılmadığı ihraç kayıtlı teslimler (indirimli orana tabi olanlar hariç), kısmi tevkifat kapsamındaki işlemler ve ı̇malatçı ı̇hracatçılara tanınan yüzde 10 oranında götürü KDV ı̇adelerı̇nde, indirilecek KDV tutarından düşülerek iade edilecek KDV’nin hesaplanması görüşünden hareketle yapılacak cezalı tarhiyatların yargıdan dönme ihtimali oldukça yüksek görünüyor!
Yapılacak şey oldukça basit, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu bir araya gelerek, şu an sahada fiilen yaşanmakta olan bu sorunu kolaylıkla çözebilir. Aksine bir durum, mükelleflerin ciddi mağduriyetlerine neden olabilir. Bu konuda mağduriyet yaşayan ya da yaşayacak olan mükelleflerin tamamına yakın kısmının ise, yapılacak tarhiyatları yargıya götürmeleri kaçınılmaz görünüyor.
Kişisel görüşümüz, konunun Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görüşü çerçevesinde çözüme kavuşturulması doğrultusunda!
(Kaynak: Abdullah Tolu / Ekonomim.com | 02.12.2024)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.