Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan Bütçe Komisyonu, siyasetçiler, bürokratlar ve gazeteciler açısından adeta bir okuldur. Özellikle bütçe görüşmelerinde Türkiye’nin tüm sorunları günler boyunca tartışılır. Siyasi partiler Plan Bütçe Komisyonu’na uzman milletvekillerini gönderirler. Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP’nin eski ve yeni genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel komisyonda uzun süre görev yaptılar. Bu yasama döneminde de gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinden her biri alanlarında uzman olan değerli milletvekilleri görev yapıyor.
Komisyonda perşembe günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi görüşüldü. Görüşmeler sırasında İYİ Parti İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, Türkiye İstatistik Kurumu, Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT) ve OECD başta olmak üzere çeşitli kurumların verilerine dayalı olarak ücretler ve istihdama dair kapsamlı bir sunum yaptı. 2009 yılı birinci çeyreği 100 baz alınarak takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış saatlik reel kazanç endeksi ile reel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) karşılaştırmasına dikkat çekti. Buna göre, reel GSYH 2009’dan 2021 yılı ikinci çeyreğine kadar olan dönemde yüzde 104.2 oranında artarken, aynı dönemde saatlik reel kazanç endeksindeki artış yüzde 38.9 oldu.
Kişi başına milli gelir ise 2009-2020 arasında yüzde 45.3 oranında artarken, ücretli ve maaşlı çalışanların, yani işçiler ve memurların çalıştıkları işten elde ettikleri gelirlerdeki artış sadece yüzde 18.9 oldu. Yevmiyeli çalışanların geliri yüzde 37.5, esnaf, serbest meslek sahibi gibi kendi hesabına çalışanların yüzde 35.5, işverenlerin gelirleri ise yüzde 83.9 oranında arttı.
Türkiye’nin emeğe hakkını vermeden büyüdüğünü belirten Özlale, milli gelir artarken ücretler ve saatlik kazanç endeksinin çakılıp kaldığını söyledi. Kişi başı milli gelirin artıp artmadığı tartışmasının dışında bir ücret problemi olduğunu kaydeden Özlale, “Ücret probleminin temelinde de bu var. Bu ülkenin bir ücret problemi var. Bu ücret problemi giderilmedikçe Türkiye’deki sosyal problemler bir türlü gitmez” dedi.
“TÜRKİYE’NİN ÇALIŞAN SAYISINA GÖRE 9 MİLYON İLAVE İSTİHDAMA İHTİYAÇ VAR”
Özlale, çalışan nüfusun toplam nüfusa oranının Türkiye’de çok düşük olduğuna dikkat çekti. Özlale, tek başına işsizlik oranlarına bakmanın aldatıcı olabildiğini, çünkü, iş bulmaktan ümidini kesenler İŞKUR’a başvurmazsa işsiz kabul edilmediklerini, iş gücüne dahil edilmediklerini vurguladı. Özlale, çalışan sayısının toplam nüfusa oranı bakımından Türkiye’nin, içinde yer aldığı üst orta gelir grubundaki istihdam oranını yakalaması için 9 milyon, Çin kadar olması için ise 10.7 milyon daha ilave istihdama ihtiyacı olduğunu ifade etti. Sosyal güvenlik sistemini ayağa kaldırabilmek için de 9 ila 10 milyon civarı ilave istihdama ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
“YÜKSEK VASIF GEREKTİREN İŞLERDE ÇALIŞANLARIN GEÇİNME PROBLEMİ VAR”
Ümit Özlale, Türkiye’de asgari ücretlilerin oranının yüzde 40, Türkiye’den sonra en yüksek orana sahip Slovenya’da ise yüzde 15 olduğunu vurguladı. Şöyle devam etti:
“Burada çok ciddi bir problem var ama daha büyük problem ne diyorsanız bence şu: Türkiye’nin yüksek vasıf gerektiren işlerde çalışanlarının ücretlerinin nasıl düştüğüne bakın. TÜİK verilerine göre, bundan on sene önce ortalama ücret asgari ücretin 3 katıymış, şimdi 2 katı. Üniversite mezunları bu ülkeden neden gitmek istiyor derseniz, bence ideolojik sebeplerden dolayı değil. Onun etkisi olabilir ama burada yüksek vasıf gerektiren işlerde çalışanların çok ciddi bir geçinme problemi var. Ben demiyorum, TÜİK söylüyor. Bugün yüksek vasıflı bir üniversite mezununun aldığı ücret asgari ücretin sadece 2.2 katı. Yine beceri düzeylerine göre yüksek vasıf gerektiren işlerde çalışanların yaklaşık 5’te 1’i asgari ücret alıyor. Türkiye’nin temel problemi bu.”
İş dünyasının daha çok düşük düzeyli becerili insanlar aradığını belirten Özlale, “Bir akademisyen olarak bu kadar çok üniversite açılmasına karşıyım. Üniversitelerin iki senelik teknoloji kampüsleri haline revize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar çok üniversite mezunu çıkarttıktan sonra iş dünyası üretim düzeyini ancak düşük becerili insanlar çalıştıracak durumda tutarsa işte o zaman orada problem oluyor, beceri uyumsuzluğu oluyor. İş dünyası çok yüksek vasıflı ya da orta yüksek vasıflı kişiler aramıyor… Türkiye’nin üretim deseni bu kadar fazla becerikli üniversite mezununa iş bulacak, onları istihdam edecek seviyede değil” diye konuştu.
İŞLETMELERİN ÇALIŞANLARINA EĞİTİM VERME ORANI DÜŞÜK
Emek piyasası küresel bir dönüşümün içinden geçerken Türkiye’nin iş gücünü aktif politikalarla yarına hazırlaması gerektiğini kaydeden Ümit Özlale, yeni nesil teknolojik dönüşümlerin Türkiye’deki istihdamın yüzde 60’ını etkileyeceğinin tahmin edildiğini belirtti. Bu bağlamda istihdam kayıpları olacağı kadar istihdam kazanımlarının da olacağını vurguladı.
Özlale, Türkiye’nin mevcut çalışanların dijital dönüşüme uyuma yönelik becerilerini geliştirmek için yeterli kaynak ayıramadığını belirtti. Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede çalışanlarına bilgi ve iletişim becerilerini geliştirmek için eğitim veren işletmelerin toplam işletme sayısı içindeki payının küçük işletmelerde yüzde 17.7, orta ölçekli işletmelerde yüzde 40.0, büyük ölçekli işletmelerde ise yüzde 69.5 olduğunu anlattı. Türkiye’de ise bu oranın küçük işletmelerde yüzde 13.6, orta ölçekli işletmelerde yüzde 25.7, büyük ölçekli işletmelerde yüzde 53.1 olduğunu belirtti.
Dünyanın bir yetenek yarışında olduğunu ve Türkiye’nin bu yarışta geride kaldığını ifade eden Özlale, Türkiye’nin yeni bir müfredatla yeni bir beceri politikası belirlemesi gerektiğini söyledi. Özlale, “Eğer bu tabloyu değiştiremezsek maalesef hem beceri uyumsuzluğu problemi devam edecek, hem ücret problemi devam edecek ve bizler hala rekabeti ucuz işgücü ve değersiz Türk lirası üzerinden kurmaya çalışacağız” diye konuştu.
“YAŞLI ŞİRKETLER YENİ İSTİHDAM YARATAMIYOR, TEŞVİKİ GENÇ ŞİRKETLERE VERİN”
Türkiye’de işleri genç ve küçük ölçekli şirketlerin sağladığını, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeni istihdam yaratılacaksa genç şirketlere teşvik verilmesi gerektiğini savundu. Yaşlı şirketlere teşvik verildiği zaman istihdam yaratamadıklarını belirten Özlale, “Maalesef kamu bankaları başta olmak üzere krediler onlara gidiyor ve bunlar yüzdürülüyor. Onlar istihdam yaratmıyor, verimliliği de sağlayamıyor. Yeni Dünya Bankası raporudur. Teşvik verecekseniz genç ve küçük ölçekli şirketlere verin” dedi.
(Kaynak: Ahmet Kıvanç / Haber Türk | 06.11.2023)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.