5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, kanunun birinci maddesinde sayılı kurumların kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden dar mükellefiyet esasında vergilendirileceği hükme bağlanmış ve üçüncü fıkrasında da dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmıştır. Keza, Gelir Vergisi Kanunu’nun 6’ncı maddesinde, Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin (dar mükellef gerçek kişilerin) sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilecekleri hükme bağlanmış ve 7’nci maddesinde de kazanç ve iratların hangi hallerde Türkiye’de elde edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Dar mükellef gerçek kişi ve kurumların Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlarından ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları ve menkul sermaye iratları ile bazı değer atış kazançları için, genel uygulama olarak, bunlar için yapılan ödemelerden ödemeyi yapanlarca sorumlu sıfatıyla ”vergi tevkifatı” yapılarak vergi dairesine beyan edilmesi ve vergilerinin ödenmesi öngörülmüştür.
Yurt dışında yerleşik gerçek kişilerden ya da kurumlardan alınan yazılımlar için ödenen bedeller üzerinden Gelir veya Kurumlar Vergisi tevkifatı yapılıp yapılamayacağı öncelikle gelir ve kurumlar vergisi kanunlarımızdaki düzenlemeler göre, sonrasında da yazılımların alındığı kişi ya da kurumun mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında yapılmış Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması varsa, anlaşmadaki hükümlere bakılarak değerlendirilir.
Eğer yurt dışındaki mukim kişi gerçek kişi ise gelir Vergisi Kanunumuzun 94. maddesi hükmü, kurumsa, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi hükmü ve anılan maddeler hükümleri uyarınca çıkarılmış kararnamelerdeki oranlar dikkate alınarak vergileme yapılır.
Her iki kanun açısından da hangi oranlarda tevkifat yapılacağı, öncelikle yurt dışındaki kişinin kazancının niteliğinin belirlenmesini (Serbest meslek kazancı mı?, Ticari kazanç mı? Gayrimenkul Sermaye İradı mı? -Gayri Maddi Hak bedeli mi?) gerektirir.
Eğer yazılımlar, GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI-İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI tarafından verilmiş 03/11/2015 tarihli Özelge de açıklandığı gibi;
- Alınan programın piyasada bulunan bir program olması
ve
- Üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan ve/veya çoğaltmadan, nihai tüketicilere satılması
veya aynı şekilde işletmede kullanılması,
halinde elde edilen kazanç, ticari kazanç niteliğinde olup, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Kullanılmak veya müşterilere satışını yapmak üzere daha önce piyasada bulunmayan programın özel olarak hazırlatılması halinde, yurtdışındaki gerçek kişi ya da kurum tarafından elde edilen kazanç serbest meslek kazancı niteliği taşımaktadır.
"Copyright" kapsamında alınan programın çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme vb. gibi haklarının veya uygulama lisansının satın alınması halinde ise bir gayrimaddi hak elde edilecek olup, yurt dışındaki mukim kişilere yapılacak söz konusu ödemeler “gayrimaddi hak bedeli ödemesi- değer artış kazancı” niteliğinde olacaktır.
Yazılımın belli bir süreyle kullanım hakkının alınması ise esas itibariyle; Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde sayılı mal ve hakların kiralanması kapsamında, gayrimenkul Sermaye iradı niteliğinde kabul edilir.
Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları’nda, hakların satın alınması ya da kiralanması şeklindeki her iki durum da “gayri maddi hak bedeli” olarak değerlendirilmektedir.
Eğer yurt dışındaki gerçek kişi ya da kurum mukimlik belgesi ibraz etmez ise, aşağıdaki nitelikteki ödemeler üzerinden gerek gerçek kişinin gelir vergisi olarak, gerekse kurumun kurumlar vergisi olarak aşağıdaki vergi tevkifat oranları uygulanır:
- Serbest meslek kazancı sayılma durumunda %20
- Gayrimenkul sermaye iradı sayılma durumunda %20
- Telif ve patent haklarının satışı durumunda %20.
Eğer yurt dışındaki kişi mukimlik belgesi ibraz ederse; bu takdirde mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında yapılmış Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması varsa, bu anlaşmadaki hükümlere bakılarak vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ya da hangi oranda yapılacağı belirlenebilir.
Bu tür Anlaşmalarda genelde serbest meslek niteliğindeki kazançlar için, eğer bu faaliyet Türkiye’ye gelinmeden yapılıyorsa ya da Türkiye’ye gelinse bile genelde 1 yıllık dönemde (ya da 12 aylık bir dönemde) Türkiye’de kalınan süre 183 günü aşmıyorsa Türkiye’de vergileme yapılmayacağı belirtilmektedir. Dolayısıyla bu gibi durumlarda ödenen bedel üzerinden gelir ya da kurumlar vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Türkiye’ye gelerek bu faaliyette bulunulmuş ve Türkiye’de kalınan süre de 183 günü aşmışsa, bu takdirde söz konusu Anlaşmada öngörülen oran üzerinden gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapılması gerekir. Anlaşmalarda bu durumda öngörülen oran genellikle %10 olmaktadır.
Eğer yurt dışındaki kişi mukimlik belgesi ibraz ederse ve elde edilen gelirin niteliği “gayri maddi hak” (ki genelde anlaşmalarda; "gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filmleri, radyo televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar şeklinde tanımlanmaktadır.) niteliğinde ise, bu takdirde Anlaşmalarda genelde %10 oranında gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapılabileceği belirtilmektedir. Ülkelerle yapılmış Anlaşmalar bazında bu oranların ne olacağını gösteren liste Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde “Mevzuat- Uluslararası Mevzuat” bölümünde yer almaktadır. Gayri maddi hakların belli süre ile kullanımı için alınmış olması yerel mevzuatımızda gayrimenkul sermaye iradı olarak dikkate alınsa da, yukarıdaki tanım kapsamında, gayri maddi hak ödemesi olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, bu tür gayrimaddi hakların satın alınmasında da, bu hakkın belli bir süre için kullanılmasında da yapılacak ödemelerden bu kapsamda tevkifat yapmak gerekebilecektir.
Öte yandan, Çifte Vergilendirme Anlaşmaları gelir üzerinden alınan vergileri (gelir vergisini ve kurumlar vergisini) dikkate almakta olup, katma değer vergisi anlaşmalar kapsamında değildir. Bu nedenle, Katma Değer Vergisi Kanunumuzdaki düzenlemeler uyarınca, yurt dışında mukim kişilerden alınacak yazılımlarda, bu yazılımlar için yapılan ödemeler gerek serbest meslek faaliyeti ödemesi gerekse gayri maddi hak bedeli ödemesi olarak nitelense de bu yazılımlardan Türkiye’de faydalanıldığı için, Türkiye’ye hizmet ithali kapsamında görülmekte ve sorumlu sıfatıyla % 20 oranında kdv beyan edilmesini gerekli kılmaktadır. Ödenen bu KDV’ler aynı döneme ilişkin 1 Nolu KDV Beyannamesi’nde indirim konusu yapılabilmektedir.
(Kaynak: Akif Akarca, Dr.Mehmet Şafak / Ekonomim.com | 14.09.2023)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.