24 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanan yazımızda kollektif şirketleri ve vergileme durumunu ele almıştık Bu gün yazımızda kollektif şirketlerin ve diğer tüzel kişiliği olan şirketlerin kanuni sorumlulukları üzerinde duracağız.
Tüzel kişilerin vergisel sorumluluklarına ilişkin hükümler Vergi Usul Kanunu’nun 10.11. ve 333.ncü maddelerinde yer almaktadır. Tüzel kişilerin kanuni sorumlulukları bunların kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilir.
Tüzel kişilerin en önemli organları karar ve yürütme organlarıdır. Karar organı tüzel kişilerin iradesinin oluşmasını sağlayan ,diğer organların davranış biçimini tayin eden ve tüzel kişiliğin amaçlarının gerçekleştirilmesi için gerekli talimatları verme yetkisine sahip şirketin işleyişi ile ilgili kararları alan organdır. Genel kurul veya ortaklar kurulu olarak ifade edilebilir.
Yürütme organı ise tüzel kişinin karar organının aldığı kararların icra edilmesini sağlayan ,işlerini gören, üçüncü kişilerle dış ilişkileri yürüten organdır. Anonim şirket yönetim kurulu yürütme organıdır. Yasal olarak şirketi temsil eder.
Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların ,Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri ,tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir(VUK Madde 10).
Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükellef veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar ,kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin temsilcileri için de aynı hüküm uygulanır.
Kanuni temsilcilerin varlığına gidebilmek için, tüzel kişiliğin varlığının yeterli olmaması ve belli şartların gerçekleşmiş olması gerekir.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükellefe rücu edebilirler.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin ,tasfiye öncesi dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi ,müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden tasfiye dönemi için tasfiye memurlarından her hangi biri adına yapılır.
Limited şirket ortakları ,tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar.
Tasfiye memurlarının sorumluluğu tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.
Yukarıdaki(maddenin 5.nci fıkrası) hüküm kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde ,sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi müteselsilen sorumlu olmak üzere, kanuni temsilcilerden veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler(adi ortaklıklarda ortaklardan her biri) ve varsa bunların temsilcilerinden her biri adına yapılır.
Yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, vergilerin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bunlarla ilgili ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar. Bu sorumluluk, bunların ödedikleri vergilerden dolayı asıl mükelleflere rücu etme hakkını kaldırmaz.
Mal alım satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların ,bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanlar ,hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye ,organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludur. Mal üreten çiftçiler ile nihai tüketiciler için bu sorumluluk söz konusu değildir.
Vergi kesenlerin sorumluluğunu düzenleyen Vergi Usul Kanunu’nun 11.nci maddesinde Haine ve Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığına geniş yetki verilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 333.ncü maddesinde tüzel kişilerin cezai sorumluluğu düzenlenmiştir. Tüzel kişilerin idare ve tasfiyesinde Vergi Kanunlarına aykırı hareketlerden ortaya çıkacak vergi cezaları tüzel kişiler adına kesilir.
Tüzel Kişilerin kanuni temsilcilerinin vergi sorumluluğu hakkındaki yukarıda açıklanan 10.ncu madde hükmü vergi cezaları hakkında da uygulanır.
Hürriyeti bağlayıcı cezaları da gerektiren Vergi Usul Kanunu’nun 359 .ncu maddesinde yazılı fiillerin işlenmesi halinde bu fiiller için 359. ve 360.ncı maddelerde ön görülen cezalar bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunur.
Bilindiği üzere, genel ceza hukukunun önemli prensiplerinden biri, cezaların gerçek kişiler adına düzenlenmiş olmasıdır. Cezanın, suçu bilfiil işleyenlere çektirilmesi de cezanın şahsiliği prensibinin gereğidir. Maddenin son paragrafındaki düzenleme bu prensip dikkate alınarak yapılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, Vergi Usul Kanunu’nun 10.ncu ,11.nci ve 333ncü maddelerinde tüzel kişiler ve kanuni temsilcilerinin sorumlulukları hükme bağlanmıştır. Tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları durumunda, kanuni temsilcilerinin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ,buna bağlı ceza ve diğer alacaklar kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.
Tüzel kişilerde vergi kaçakçılığına neden olan fiillerin işlenmesi halin(VUK 359) bu fiiller için öngörülen hapis cezaları bu fiilleri işleyenler hakkında uygulanır.
VUK’nun 333.ncü maddesinde tüzel kişilerin idare ve tasfiyesinde vergi kanunlarına aykırı hareketlerden ortaya çıkacak vergi cezaları tüzel kişiler adına kesili ,hükmü bulunmaktadır. Tüzel kişiliği olan kollektif(ve adi komandit)şirketlerde vergi incelemeleri sonucunda tespit edilen vergi farkları ortaklıktaki payları oranında ortaklar adına tarh edilir; cezalar ise şirket tüzel kişiliği adına kesilir.
Şirket sözleşmesinde veya ortakların çoğunluk kararı ile şirketin idari işleri bir yada birkaç ortağa verilmedikçe ortaklardan her biri ayrı ayrı şirketi idare hak ve görevine haizdir. Bu çerçevede şirketi temsil görevi de şirketi idare hak ve görevine haiz olanlara aittir.
Vergi Usul Kanunu açısından da kollektif şirketin mükellef olması dolayısıyla üzerine düşen ödevler şirketi temsile yetkili olan ortak yada ortaklarca yerine getirilmek durumundadır. Bu ödevleri kanuna uygun olarak yerine getirmemeleri halinde ek vergi tarhiyatı ve cezaya muhatap olurlar.
(Kaynak: Akif Akarca, Dr.Mehmet Şafak / Ekonomim.com | 31.08.2023)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.