Pek çok mükellef işi ile ilgili olarak cep telefonu veya internet aboneliğine sahiptir ve telekomünikasyon şirketleri (kısaca artık T. Şirketi diyeceğim) alınan bu hizmetlerle ilgili olarak onlara düzenli şekilde aylık faturalar göndermekte ve bu faturalarda verilen hizmetler için ödenen özel iletişim vergisi ayrıca gösterilmektedir.
Uygulamada gördüğüm, mükelleflerin bu hizmet bedellerini giderleştirirken özel iletişim vergisini ayırdıkları ve gider yazmadıkları (kanunen kabul edilmeyen gider yaptıkları). Bunun nedenini sorduğumda ise herkes Gider Vergileri Kanunu’nun 39. maddesinde yer alan “Bu vergi (…) gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez” hükmünü gerekçe olarak göstermektedir.
Gider Vergileri Kanunu’nun bu düzenlemesi, acaba T. Şirketleri’nin abonelerinin söz konusu vergiyi gider yazmalarına engel midir? Bu konunun irdelenmesi gerekmektedir. Zira günümüzde bu vergi yıllık bazda önemli bir maliyet kalemini oluşturmaktadır.
Bu vergiyi düzenleyen söz konusu kanun maddesi, verginin konusunu, mükellefini, matrahını düzenlemiş ve daha sonra aktardığımız düzenlemeyi getirmiştir. Dolayısıyla düzenleme, bu verginin konusuna giren faaliyetleri yapan mükellefler için düzenlemeler içermekte, maddenin hiçbir yerinde bu mükelleflerden hizmet alanlara ilişkin düzenlemeler de yapıldığına dair bir ifadeye yer verilmemiştir.
Faturalarda anılan yasa maddesi gereğince de özel iletişim vergisinin ayrıca gösterilmesi, hizmet alanları mükellef haline getirmez. T. Şirketi, bu vergiyi beyan etmese ve/veya ödemese, bu vergi hizmet alanlardan talep edilemez. T. Şirketi, istese bu vergiyi müşterilerine yansıtmayabilir.
Burada karşımıza, T. Şirketi’nin ödediği vergiyi müşterilerine özel hukuk hükümleri uyarınca yansıtması söz konusudur. T. Şirketi fiyatı oluşturan bir unsuru, faturasında ayrıca göstererek müşterilerine yansıtmaktadır. Abonelerin ödediği, aslında vergi değil, hizmet bedelidir.
Mükellefler, abonelik sözleşmesinden dolayı hiçbir verginin mükellefi haline gelmez ve her hangi bir verginin mükellefleri için öngörülmüş mükellefiyetlerden sorumlu tutulamaz. Burada sadece kanun koyucunun KDV Kanunu kapsamındaki düzenlemeleri dolayısıyla fiyat üzerinden hesaplanan KDV, bu Kanunun indirim mekanizması kapsamında giderleştirilir (indirilir anlamında).
Buradaki uygulamayı çeşitli şekillere uygulayarak da sorumuza cevap arayabiliriz. T. Şirketi kârından ödediği kurumlar vergisini de faturalara paylaştırsa, bu verginin gider yazılamayacağına ilişkin hüküm dolayısıyla bu tutarı da mı gider yazamayacaktık. Veya bir başka soru. Araç kiralamalarında kiraya veren kira faturasında aracın motorlu taşıtlar vergisinin kira dönemine isabet eden kısmını ayrıca gösterse, kiracı binek araçlarının gider yazılamayacağına ilişkin bu tutarı gider yazamayacak mıydı?
Dolayısıyla Gider Vergileri Kanunu’nda yer alan “gider yazılamaz” düzenlemesi, aboneleri değil, bu verginin mükellefi olan T. Şirketini ilgilendirmektedir. Bu şirketlerin hizmet bedelleri üzerinden hesaplayarak ödedikleri özel iletişim vergisini, gider olarak yazmaları yasaklanmıştır.
Konuya ilişkin idari anlayışta önceleri, 2005 yılında verilen özelgelerle “abonelerin bu vergiyi gider yazabilecekleri, Gider Vergileri Kanunu’ndaki hükmün aboneleri kastetmediği” kabul edilirken sonradan yayınlanan 19 sayılı Kurumlar Vergisi Sirküleri ile aksi görüş benimsenmiştir. 12.3.2015 tarihli bir özelgede de aynı görüş savunulmuştur. İdari açıklamalarda, kanun değişmediği halde görüşün niçin değiştiği yönünde bir gerekçe de yer almamıştır.
Yargı anlayışında ise bu verginin gider yazılabileceği yönünde pek çok istinaf mahkemesi kararı mevcuttur. Danıştay 3. Dairesi de özetle; “6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 39.maddesinin 6.fıkrasının muhataplarının Telekomünikasyon Kurumu'ndan ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon altyapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmeciler olduğu, bu nedenle özel iletişim vergisi mükellefleri tarafından verilen telekomünikasyon hizmeti nedeniyle davacı şirket adına düzenlenen faturalarda yer alan hizmet bedeli üzerinden hesaplanan özel iletişim vergisinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerektiğinden bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı…” gerekçesiyle özel iletişim vergisinin gider yazılmasında yasal bir engel bulunmadığı yönünde karar vermiştir (E.2019/7253 K.2020/4086 T. 22.10.2020).
Bence doğru olan yargı anlayışıdır (1). Bu nedenle bu verginin T. Şirketi müşterilerince gider yazılmasına bence yasal bir engel bulunmamaktadır.
Tereddütte bulunan mükelleflerin ise işletmelerince ödenen ve KKEG yaptıkları özel iletişim vergilerini, yıllık beyannamelerinde ihtirazi kayıt konusu yaparak yargıya taşımalarına ise bir engel zaten yoktur.
(1). Aynı yönde bkz. Nadir Gülhan; “Güncel Bir Yargı Kararı Çerçevesinde Özel İletişim Vergisinin Giderleştirilmesi Sorunu” (https://www.muhasebenet.net/haber.php?haber_id=31133)
(Kaynak: Bumin Doğrusoz / Ekonomim.com | 17.08.2023)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.