Değerli okurlar, vergi artışları ile bütçe açıklarının kapatılmaya çalışılmasını tabi ki anlıyoruz. Ancak devletin tasarruf tedbirleri aldığını kemer sıktığını, gereksiz, yersiz, lüks harcamalar yapmayı durduğunu da görmek istiyoruz.
Geçmişte bu tür dönemlerde en azından görünürde de olsa tasarruf yapılır, makam araçları - lüks ve gereksiz araç alımları sınırlandırılmaya çalışılırdı. Vatandaşlar olarak, bu kadar bizlerden özveri beklenen bu günlerde devletin tasarruf olarak ne yaptığını da bilmenin hakkımız olduğunu düşünüyorum.
Görünen köy kılavuz istemez
Değerli okurlar, demiştim demek istemiyorum çünkü gidişat çok belliydi. Gelinen noktada yapılan artışların yeterli olacağını sanmıyorum.
- Devlet destekli ne kadar tüketim ürünü (gaz, elektrik, petrol) varsa devlet desteği azaltılacak ya da kaldırılmak zorunda kalınacak.
-Muhtemeldir ki destekleme alımları oldukça sınırlı ve etkisiz kalacak.
-Çok büyük bir ihtimalle servet vergileri (ki, ikinci MTV de servet vergisidir) getirilmek zorunda kalınacak.
-Artırılmamış bir vergi türü kalmayacak.
-Vergi istisna ve muafiyetleri minimum seviyelere inecek.
Faturayı kim ödeyecek?
Tüm zor dönemlerde olduğu gibi bu kez de fatura yine büyük ölçüde dolaylı vergiler yoluyla tüm tüketicilere ödettirilecek gibi duruyor. Mutlaka, çeyrek yüzyılda hangi kesimler mevcut ekonomi politikaları yoluyla servet edindilerse, fatura ödeme döneminde de yükün taşınmasında pay sahibi yapılmalıdır.
Vergi incelemeleri artacak
Vergilerin bu kadar arttırıldığı dönemlerde kayıt dışılık artar ve vergiye uyum azalmaya başlar. Bu kadar vergi affı sonrası bir sonraki af muhtemeldir ki beş yıldan önce olmaz. Bu nedenle ısrarla, altını çizerek belirteyim ki risk almayın. Bedeli ağır olur.
Tatlı yemektense öldürün!
14. yüzyıl gezginlerinden İbn Batuta'nın ‘Seyahatname'sinde, Türklerin tatlı yemeyi ayıp saydıkları anlatılır. Batuta'nın yolu Kırım'a düşer. Yöredeki Altınordu Türk Devleti'nin Sultanı Uzbek'in huzuruna çıkar. Kendisine yapılan ikramların ve ihtişamlı ağırlamanın altında kalmamak için o gece arkadaşlarının yaptığı tatlıyı Sultan’a ikram eder.
Sultan tatlıya sadece parmağıyla dokunup tatmakla yetinir. Rivayete göre Sultan kölesine, "Bu tatlıyı yersen tüm ailenle birlikte seni azat ederim!" der. Köle; "Beni öldürsen de yemem" diyerek yemeyi reddeder.
Velhasıl bir dönem tatlı yememek için ölmeyi göze alırken şimdi, tatlı yiyerek ölmeyi göze aldığımız bir döneme gelmişiz. Bunu vergiye nasıl bağlayacağız?
Tepeden tırnağa her şeye vergi gelecek bu günlerde, bari sağlığı da düşünerek selektif vergi artışı yoluna gidelim. Şekerin, plastiğin vergisini artırmakla başlayabiliriz. Son söz: Dibi delik havuz çeşme suyuyla dolmaz.
(Kaynak: Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi | 10.07.2023)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.