Seçime katılacak siyasi partilerin pek çoğu program veya seçim bildirgelerini açıkladılar. Bazı partiler ise vaatlerini veya programlarını ittifak olarak açıkladılar. Ben de bunlardan bazılarını irdeledim. Kanaatlerimi ise kısa kısa aktarmaya çalışacağım.
İlk tespitim, program veya bildirgelerin, vergiye ilişkin vaatlerini, vergi hukukçuları hazırlamamış. Vergiciler (vergi ile ilgilenip hukukçu olmayanlar) veya maliyeciler (verginin iktisadi yönü ile ilgilenenler) tarafından kalınmış. Çünkü bazılarında teknik terim hataları dahi var.
İl önce iktidar ile başlayalım. AK Parti tarafından hazırlanan seçim bildirgesinde vergi konusunda, yapılanlardan çok yapılmış olanlar anlatılmakta. Rapordaki somut ve elegelir tek vaad, “üniversitede okuyanlara bir defaya mahsus uygulanmak üzere getirilmesi düşünülen cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti”. Bunun dışındakiler daha ziyade somutlaşmamış, genel geçer vaatler. Örneğin, “vergi tabanının genişletilmesi”, “indirim, istisna ve muafiyetlerin gözden geçirilerek vergi ve teşvik sisteminin sadeleştirilmesi”, “kayıt dışılığın azaltılması”, “gönüllü uyumun artırılması”, dijital dönüşümün gibi. Bir önemli vaad ise “yeniden yapılandırma” uygulamalarını gerektiren koşulları ortadan kaldıracak şekilde vergi hukukumuzda var olan mekanizmaları etkinleştirmek. Bu son vaat için “günaydın” demek geliyor içimden. Olmayacak duaya “amin” gibi. Vergi politikasına ait vaatler de kısaca; “çevre dostu yeşil vergilemeyi esas alan bir sistemi oluşturma, yatırımı, istihdamı, üretimi ve rekabet ortamını destekleyen vergi politikalarımızı güçlendirme, gelir dağılımında adaleti ve toplumsal refahı artıracak uygulamaları sürdürme, selektif ve hedef odaklı vergi teşviklerini sürdürme” şeklinde sayılabilir.
Millet İttifakı’nın “Ortak Politikalar Mutabak Metni”nde yer alan vaatler ise daha somut. Öne çıkan vaatler ise; Vergi Harcamaları Raporu’nun da TBMM’ye sunulması, beyana tabi gelir unsurlarının kapsamını genişletilmesi, ücretlilerde beyanı genişleterek eğitim-sağlık harcaması, özel sigorta primleri, bağış ve yardımların indirimine ilişkin uygulamadan yararlandırılması, tarım sektöründe kullanılan mazottaki ÖTV yükünün kaldırılması, teşvikli yatırımlarda vergi indirimini daha yalın ve yönetilebilir hale getirme, ilk kez konut alımında tapu harcının alınmaması, eğitim ve öğretim hizmetinde KDV’yi indirimi, işlem vergilerinin azaltılması, emlak vergisindeki değer karmaşasına ve makul olmayan artışların sonlandırılması, kentsel rantların ve kripto varlıklardan elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi, gelir ve kurumlar vergileri kanunlarında yeşil yatırım ve yeşil finansmanı teşvik, vergi cennetlerine yapılan ödemelerden stopaj alınması, ihtisas vergi dairesi sayısının artırılması, vergi iade sürecinin azaltılması. Bir de klasik vaatler var. Onlar da “vergi yükünün azaltılması”, “sistemdeki dolaylı vergilerin payının düşürülmesi” ve “kayıt dışı ekonominin önlenmesi”.
Bu arada en göze batan vaatler ise “vergi denetimini iş dünyası üzerinde siyasi baskı kurmanın bir aracı olmaktan çıkarmak”, “Gelir İdaresi’ni özerk hale getirmek ve performans denetimine tabi tutmak”, “ekonomik ve teknik gerekçeleri olmayan vergi affı ile özellikle matrah artırımı ve varlık barışı uygulamalarına son vermek.
Bir önemli vaat ise vergi konseyinin adını “Ulusal Vergi Konseyi” şeklinde değiştirerek etkin çalışma ortamına kavuşturmak. Geçmişte çok önemli çalışmalar yapmış, Kurumlar Vergisi ve pek çok kanun tasarısına imza atmış olan Vergi Konseyi, maalesef Mehmet Şimşek’in Bakanlığı dönemi ve sonrasında hep ikinci plana atıldı. Halen dahi ne yaptığını bilmiyorum. Somut bir iş yaptığını da zannetmiyorum.
İYİ Parti’nin seçim bildirgesinde yer alan vaatler, ise mutabakat metinin tekrarı gibi. Pek yeni bir şey yok.
Bir de vergi yazınında ismini duyurmuş Ozan Bingöl’ü aday olarak gösteren TİP’in seçim bildirgesine bakayım dedim. Pek bir şey bulamadım. Tek ve bence en önemli vaat, “çok kazanan ve çok tüketenden daha fazla vergi alınması”. Çok kazanandan çok vergi alınmasını anladım. Mali güce göre vergilendirme ilkesinin sonucu. Çok tüketeni çok vergilendirmeyi nasıl yapacaklarını ise anlayamadım. Yani bir ekmek alana nazara 10 ekmek alandan daha fazla mı KDV alacağız. Üç buzdolabı alanın ÖTV’si mi artacak. Bunu yapabilirlerse, maliye tarihine çok önemli bir katkı olur, çünkü yapabilen ülke yok.
Yeşil Sol Parti’nin vergi konusundaki temel vaatleri ise şunlar. Konutu bir spekülasyon, rant aracı olmaktan çıkaracak, artan oranlı rant vergisini uygulamak, büyük sermayeye uygulanan vergi muafiyeti, istisnası, indirimi ve vergi aflarına son vermek, kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkları kaldırarak, büyük servetleri vergilendirmek, servete ve gelire göre artan oranlı bir vergi sistemi oluşturmak ve dolaylı vergilerin payını hızla azaltmak. Bu partinin seçim bildirgesinde emeğe önemli ölçüde yer verilmiş ama emeğin vergi yüküne ilişkin kesin bir vaat yok, sadece bu konuda çalışmalar yapılacağı vaadedilmiş.
Sonuç olarak “mükellef haklarını güçlendireceğiz” diyen yok. “6183 sayılı Kanun’un ceberrut hükümlerini gözden geçireceğiz” diyen yok. “Adil bir vergi sistemi için vergi kanunlarını yeniden yazacağız” diyen yok. “Adil olmayan vergi ceza sistemini yeniden kuracağız” diyen yok. Sistemi bozan ve adaletsizlik yaratan “vergi aflarını” kaldıracağız diyen yok. Aslında var da hep açık kapı bırakarak deniliyor. “Vergi yargısında savunma haklarını güçlendireceğiz” diyen yok. “Gelir vergisinin aşınmış tarifesini yeniden düzenleme” yok.
Yokların hepsini saymayacağım. Çünkü “yok”lar, “var”lardan fazla. Kısaca mükellefler için pek bir şey yok.
(Kaynak: Bumin Doğrusoz / Ekonomim.com | 02.05.2023)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.