Kurumlar vergisi beyanname verme süresi, Gelir İdaresi tarafından 5 Mayıs 2023 Cuma günü sonuna kadar uzatıldı. Dolayısıyla beyan dönemi makalelerine devam. Bugünün konusu, yaygın bir uygulama olan bağış ve yardımların kurumlar vergisi matrahından indirimi.
Kurumlar beyannamesinde bağışlarla ilgili doldurulması gereken çok sayıda satır var.
Yaptığı bağışı kurum kazancından indirecek kurumların öncelikle toplam bağış tutarını matraha eklemeleri, sonra da indirebilecekleri kadar tutarı, bağışın nereye yapıldığına bağlı olarak ilgili satırlara yazmaları gerekiyor.
Sponsorluk harcamalarını da bu kapsamda kabul edersek, bağış ve yardımlara ilişkin beyannamede altı ayrı satır var. Bağış tutarının doğru satıra yazılması sonuçları itibariyle önemli. Dikkat edilmeli.
Bağışın yapıldığı alan veya kuruma bağlı olarak, bağış ve yardımların kurum kazancından indiriminde çeşitli sınırlar var. Yaygın bazı bağış ve yardılar için kısa hatırlatmalar yapmak gerekirse şunları söyleyebilirim:
- Yardıma ihtiyacı olan kişilere doğrudan yapılan bağış ve yardımların kurum kazancından indirilmesi mümkün değil. Ancak ihtiyacı olanlara yardım etmek üzere kurulan ve faaliyet gösteren, vergiden muaf vakıflara veya kamuya yararlı derneklere yapılan bağışların, kurum kazancının yüzde beşine kadar olan kısmı matrahtan indirilebilir.
- Kızılay ve Yeşilay’a yapılan nakdi bağışlar, gelirin veya kurum kazancının yüzde beşi sınırlamasına tabi olmaksızın matrahtan indirilebilir.
- Vergiden muaf vakıflara ve kamuya yararlı derneklere yapılan bağışlar, kurum kazancının yüzde 5’i sınırı çerçevesinde matrahtan indirilebilir. Vergiden muaf vakıf veya kamuya yararlı dernek statüsünde olmayan vakıf ve derneklere yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi matrahından indirimi, kural olarak mümkün değil.
- Mülki idare amirinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın denetimine tabi olan yaygın din eğitimi veren kuruluşlara yapılacak bağışların tamamı, matrahtan indirilebilir.
- Belediyelere yapılan bağışların, gelirin veya kazancın yüzde beşine kadar olan kısmı matrahtan indirilebilir.
- Gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek, yiyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı matrahtan indirilebilir.
- Kamu kurum ve kuruluşlarına; okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu gibi kanunda sayılan tesislerin yapılıp bağışlanması ya da bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirmeleri için yapılacak her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı matrahtan indirilebilir.
Konu uzun ve çok boyutlu ama kısaca belirteyim; vergi uygulamasında, ilişkili kişilerle yapılan işlemler, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmadığı kurumlarla yapılan işlemlerle aynı olmalı.
Dolayısıyla, ilke olarak, bir kurum ilişkili olmayan bir kuruma bağış yaptığında hangi ölçüler içinde indirim yapıyorsa, ilişkili bir kuruma bağış yaptığında da aynı sınırlar içinde uygulama yapabilir.
Gelir İdaresi’nce verilen bir özelgede, Şirketin %98 ortağı olan Sanayi Odasına yapılan ayni ve nakdi ödemelerin, gider olarak kabul edilmeyeceği gibi bağış ve yardım kapsamında da değerlendirilemeyeceği, Oda için yapılan tadilat ve tamirat işleri karşılığı ödemeler ile satın alınarak Oda'ya bedelsiz verilen demirbaş ve teçhizat bedelinin, kâr payı dağıtımı olarak kabul edilerek vergi kesintisine tabi tutulması gerektiği görüşünü vermiş. (23.12.2022 tarih ve 88561 sayılı özelge.)
Görüldüğü gibi Mali İdare, ilişkili kişiye yapılan bağışı, bağış olarak değil, kâr dağıtımı olarak görmüş. Bu görüşle benim yukarıda özetlediğim görüşüm birbiriyle çelişiyor mu emin değilim. İdare, ilişkili kişiye yapılan bu bağışı, üçüncü kişilere yapılan bağışlardan farklı gördüyse çelişmiyor. İdarenin ilişkili kişilere yapılan bütün bağışları kâr dağıtımı olarak görüyorsa da çelişiyor demektir. Ben kişisel olarak ilişkili kişilere yapılan bütün bağışları kâr dağıtımı olarak görmüyorum. Böyle bir işleminiz varsa, konuyu değerlendirin derim.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun bağışlarla ilgili düzenlemesinde açıkça, bağışların kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmış.
Vergiden muaf bir vakfa bağış yapan bir kuruma, bu bağışı beyannamede göstermediği için yapılan tarhiyatı dava konusu yapması sonucu konuyu inceleyen vergi mahkemesi, bağış yapılan Vakfın Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıflar arasında yer aldığı, bu vakfa yapılan bağışın sadece, kurumlar vergisi beyannamesinde ayrı bir sütunda gösterilmediğinden bahisle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca bağış tutarının indirim konusu olarak kabul edilmemesinde hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varmış ve davanın kabulüne karar vermiş. Temyiz talebini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi de Vergi Mahkemesi kararının onamış. (Danıştay Dördüncü Dairesinin 16.09.2020 tarih ve E:2016/19328 K:2020/2984 sayılı kararı)
Evet, böyle bir karar var, oy çokluğuyla alınmış bir karar. Kanun lafzının açık olması nedeniyle, bu kararı bilin ama karara bakarak hareket etmeyin derim. Telafi edilemez sonuçları olabilir.
Kurum kazancının belli bir yüzdesiyle sınırlı olan bağışlarda hesaplamaya esas olacak kurum kazancı, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğine göre, [Ticari Bilanço Karı-(İştirak Kazançları + Geçmiş Yıl Zararları)] formülüyle hesaplanıyor. Formülde kanunen kabul edilmeyen giderlere yer verilmemiş. Gelir İdaresinin, indirilecek bağış ve yardımların bazının belirlenmesinde esas alınan kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen giderlerin kurum kazancına eklenmeyeceği görüşünde olduğu anlaşılıyor.
Yargı kararları Gelir İdaresi görüşüyle paralel değil. Eski kararlar da var ama yeni sayılacak bir Danıştay Kararı’ndan kısaca bahsedeyim.
Dava konusu olayda Vergi Mahkemesi özetle, mali bilanço kârına göre üzerinden kurumlar vergisi hesaplanan kurum kazancı içinde kanunen kabul edilmeyen giderlerin de yer aldığı, bu durumda, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda, yapılacak bağışın, kurum kazancından indirilmesinin öngörülmesi karşısında, davacı tarafından yapılan bağış ve yardımın tespitinde mali bilanço karına göre, üzerinden kurumlar vergisi hesaplanan kurum kazancının esas alınması gerektiği gerekçesiyle dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık görmemiş ve davanın kabulüne karar vermiş, temyiz talebini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi de Vergi Mahkemesi kararını onamış. (Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 04.02.2021 tarih ve E:2016/14325 K:2021/753 sayılı kararı.)
Danıştay kararına ben de katılıyorum. Genel Tebliğde yapılan tanımın Kanun’a uygun olmadığını düşünüyorum.
Kurum kazancının belli bir oranı ile sınırlandırılmayan bağış ve yardımların indiriminde de bir sınır var. Bu sınır bağış ve yardımın yapıldığı yılın kurum kazancı. Bu tutarı geçen bağış ve yardımlar sonraki yıllara devretmiyor.
Bağış veya yardım tutarı, bağış veya yardımın yapıldığı hesap döneminde kurum kazancından indirilebiliyor. Aşağıda bahsedeceğim bazı özel durumlar dışında, indirim zamanıyla ilgili bir özellik yok.
Kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu ve huzurevi inşası dolaysıyla yapılan harcamaların indirim zamanı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş değil. Gelir İdaresince öteden beri hukuken bağışın yapıldığı, bağışa konu değerin mülkiyetinin bağış yapılan kurum veya kuruluşa geçtiği tarih esas alınıyor. Bu çerçevede;
- Tesislerin kamu kurum ve kuruluşlarına ait arsa üzerine inşa ettirilmesi halinde, inşaat için yapılan harcamaların, harcamanın yapıldığı yılın kazancından,
- Tesislerin mükellefin kendi arsası üzerine inşa ettirilmesi halinde ise, bu tesislerin inşası için yapılan harcamaların, tesisin tamamlanarak bağışlandığı yılın kazancından,
indirim konusu yapılması gerektiği kabul ediliyor.
Çek bir ödeme aracı. Dolayısıyla, keşide edildiği tarih itibariyle bağışın yapıldığının kabul edilmesi ve bu dönem kazancından indirilmesi gerekiyor.
Ancak, 2009 yılında yapılan bir geçici düzenlemeyle, çekin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul edileceği hükme bağlandı. Geçici düzenlemenin süresi birkaç defa uzatıldı. Mevcut durumda süre 2023 sonunda bitecek. Bu dönem içinde çek, ödeme aracı olmaktan çok vadeli senet niteliğine dönüştü. Böyle olunca, ileri tarihli olarak düzenlenen çek bedelinin, vade tarihinde indirim konusu yapılması gerekir.
Gelir İdaresi’nin görüşü de bu şekilde. Verilen bir özelgede, özetlediğim geçici düzenlemeden hareketle, geçici düzenleme süresi sonuna kadar çeklerin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ödenmek üzere muhatap bankaya ibrazı ve tahsili mümkün olmadığından, bir üniversiteye çekle yapılan bağış ve yardım, söz konusu çekin üzerinde yazılı tarih esas alınarak kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği, ancak üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının ödenmiş olması halinde kurum kazancının tespitinde ödemenin gerçekleştiği tarihin esas alınacağı belirtilmiş. (21.06.2012 tarih ve 611 sayılı özelge.)
(Kaynak: Recep Bıyık / Ekonomim.com | 28.04.2023)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.