Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği ödül programında yaptığı konuşma sırasında; “Yemek ödemelerinde restoran, lokanta ve yemek kartı kullanma zorunluluğunu kaldırıyoruz. Çalışanlara nakden ödenen yemek bedeli tutarları da vergi istisnası kapsamına girecektir.” cümleleri sonrasında çalışanından lokantacısına, yemek kartı hizmeti sunan şirketlere ve çalışanlarına yemek kartı ile yemek sağlayan işletmelere kadar çok geniş bir kesimde konu tartışılmaya başlandı.
Böyle bir değişiklik için kanun düzeyinde düzenleme yapılması gerekiyor. Anlaşılan, Meclis açıldıktan sonra sunulacak bir Torba Yasa teklifi ile bu yönde bir düzenleme önerilecek. Bu nedenle, düzenlemenin ayrıntılarını tam olarak bilmiyoruz. Ama, yukarıdaki cümlelerden anladığımız kadarıyla, işverenin çalışanlarına işyerinde veya müştemilatında yemek sağlaması veya yemek kartı vermesi alternatiflerine ilaveten belli tutara kadar nakden verilecek yemek bedelleri de ücret matrahına dahil edilmeyecek, başka bir deyişle yemek bedeli istisnası olarak işlem görecek.
Peki, böyle bir düzenleme çalışanın lehine midir? Kısa ve uzun vadeli etkileri ne olabilir? Lokanta, restoran ve büfe gibi işletmelerden oluşan yemek sektörünü nasıl etkiler? Kayıt dışılığı artırır mı? gibi sorulara aşağıda cevap aramaya çalıştım.
Düzenleyici etki analizi yapılmadığı anlaşılıyor
Milyonlarca çalışanı ve yüzbinlerce işyerini etkileyen böyle bir değişiklik için düzenleyici etki analizi yapılmalı ve paydaşların görüş ve önerilerine başvurulmalıdır.
Çalışanlara yemek bedelinin nakden ödenmesi durumunda da gelir vergisi istisnasından yararlanması milyonlarca çalışan ve yemek hizmeti veren onbinlerce lokanta, restoran, büfe ve benzeri işyerlerini doğrudan etkilemektedir. Aynı zamanda böyle bir düzenlemenin çalışanların özlük hakları, kısa ve uzun vadeli etkileri, kayıt dışı konularında ciddi sonuçları olacaktır.
Yemek istisnasının nakden ödemeler için de sağlanacağı şeklinde yapılan açıklamanın, sektörün neredeyse tüm paydaşları tarafından ilk kez açıklama yapıldığı zaman öğrenilmesi, bu konuda herhangi bir “Düzenleyici Etki Analizi” çalışmasının yapılmadığını, konunun paydaşlarının görüş, düşünce ve önerilerinin alınmadığını, konuya ilişkin daha önce farklı ülkelerdeki başarısız örneklerin incelenmediğini göstermektedir.
Oysa, daha 04 Haziran 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Düzenleyici Etki Analizinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı 5681 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 5. maddesine göre; yıllık bütçe yükü 100 milyon Türk Lirası’nın üzerindeki düzenlemeler için ayrıntılı düzenleyici etki analizi yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
Aynı Cumhurbaşkanı Kararı’nda, düzenleyici etki analizi: Kanun ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi taslaklarının bütçeye, mevzuata, sosyal, ekonomik ve ticari hayata, çevreye ve ilgili kesimlere etkilerini göstermek üzere yapılan ön değerlendirme olarak tanımlanmıştır. Kararın 6’ncı maddesinde düzenleyici etki analizinde tüm seçeneklerin içerdiği risk ve belirsizlikler ile birlikte dikkate alınması ve düzenlemeden etkilenecek tüm kesimlere etkilerinin ortaya konulması gerektiği belirtilmiştir.
Dolayısıyla, yemek istisna bedeline ilişkin düzenlemenin hızlı bir şekilde bir torba yasaya monte edilmek yerine, ilgili tüm paydaşlarının görüş ve önerileri alınarak, bu konudaki diğer ülke örnekleri incelenerek ve konunun tarafları için ortaya çıkaracağı etkilerin çeşitli alternatifler üzerinden değerlendirilerek hayata geçirilmesi çok daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır.
Yapılmasını ümit ettiğimiz düzenleyici etki analizine katkı sağlaması umudu ve amacıyla, yemek istisna bedelinin nakden ödenmesi alternatifinin konunun tarafları, özellikle de çalışanlar açısından ortaya çıkaracağı etkileri aşağıda özetle sunmaya çalıştım.
Çalışanlara, işyerinde yemek çıkarılması, dışardan sağlanan yemeğin işyerinde çalışanlara verilmesi veya yemek kartı ile çalışanların yemek ihtiyacının karşılanması uygulamaları için getirilen vergi istisnası sosyal niteliği olan bir vergi istisnasıdır. Böyle bir istisnanın getirilmesindeki temel amaç, çalışanın sağlıklı beslenmesini temindir. Bu nedenle de böyle bir istisna ihdas edilirken yemeğin ya doğrudan işyerinde veya müştemilatında verilmesi veya yemek kartı ile sağlanması şartı öngörülmüş, nakden ödeme istisna kapsamına alınmamıştır.
İşveren tarafından yapılacak nakden ödemelerin belli tutarı için de yemek kartında olduğu gibi bir istisna düzenlemesi yapılması durumunda çalışanlar için ortaya çıkması muhtemel etkileri şu şekilde sıralayabilirim:
- Orta ve uzun vadede yemek istisnası ücretin içinde eriyerek fiilen anlamsızlaşma riski taşımaktadır. Yemek bedelinin nakden verilmesi durumunda da vergi istisnasından yararlanılması işverenlerin bu yöntemi daha yaygın bir şekilde tercih etmesi söz konusu olacaktır. Uygulamanın ilk aylarında çalışan için cebine giren nakit para söz konusu olduğu için olumlu gibi gözüken bu durum, çalışanın aleyhine dönecektir. Maaşın içinde eriyecek nakdi yemek bedeli nedeniyle çalışan maaşına ek olarak aldığı yemek kartı imkanını da kaybetmiş olacaktır.
- Zaman içinde çalışanın maaşının içinde eriyecek olan nakdi yemek bedeli istisnası, çalışanın SGK prim miktarını ve uzun vadede emeklilikteki özlük haklarını da olumsuz yönde etkileyecektir.
- Daha önce işyerinde yemek sağlayan işletmeler, nakden ödemenin vergisel avantajları ve maliyet düşüklüğünü dikkate alarak, işyerindeki mutfaklarını kapatmayı tercih edebilecekler, çalışanların işveren üzerindeki maaş yükünü azaltmak için maaşların bir kısmını istisna yemek bedeli şeklinde göstermeyi tercih edebileceklerdir. Böylece, yemek kartı uygulamasına alternatif, pratik ve çalışan lehine gibi gözüken bu uygulama amaçlananın veya kamuoyuna sunulanın tam tersi sonuç verebilecektir.
- Çalışana nakden yapılacak yemek bedeli istisna tutarının çalışanın beslenmesi için harcanma garantisi yoktur. Yemek bedelini nakden alan çalışanın, bu parayı kendi önceliklerine göre beslenme dışındaki alanlara aktarması söz konusu olabilecektir. Bu ise, esas olarak çalışanın sağlıklı ve düzenli beslenmesi amacına matuf olarak ihdas edilen yemek bedeli istisnasının amacı ile çelişecektir.
Yukarıda birkaç başlıkta yer verdiğimiz ve artırılması muhtemel etkiler dikkate alındığında, yemek bedelinin nakden verilmesi durumunda da uygulanacak vergi istisnasının çalışan lehine olmaktan uzak olduğu, kısa vadede kişilerin cebine nakit olarak para girişi sağlaması nedeniyle kısa süreli bir refah artışı hissi yaratsa da uzun vadede hem maaşın içine gömülme hem de SGK primini düşürme etkileri nedeniyle işçinin sosyal refahı üzerinde ciddi olumsuz etkide bulunacağı anlaşılmaktadır.
Mevcut durumda, 5 milyon çalışan, 50 binden fazla lokanta, restoran, kafe-büfe gibi işletmelerde yemek kartı kullanmaktadır. Yemek kartı, pek çok küçük ve orta boy işletme için günlük sabit müşteri garantisi anlamına gelmektedir. Yemek kartı yerine yemek bedelinin nakden doğrudan çalışana ödenmesi durumunda, bu tutarın farklı amaçlarla kullanılması nedeniyle, restoran, büfe, lokanta ve kafe gibi işyerleri önemli sayıda müşteri kaybedecektir. Bu durumda cirosunun önemli bir kısmını yemek kartı müşterilerinden elde eden pek çok küçük işletme kapanacak veya küçülecek, burada çalışan pek çok kişi ise işini kaybedecektir.
Yemek bedelinin nakden ödenmesi için de istisna uygulaması kayıt dışılık ve bütçe gelirleri açısından da ciddi sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
- Yemek kartı sektörünün büyüklüğü yıllık 20 milyar TL civarındadır. Dolayısıyla yemek kartı uygulaması nedeniyle yemek sektöründeki 20 milyar liralık harcama kayıt altına alınmaktadır. Bu kayıt altına alınan tutar zincirleme olarak ileriye ve geriye doğru da kayıtlı sistemi teşvik etmektedir. Oysa nakden yapılacak yemek bedeli ödemelerinde yemek sektöründeki bu kayıt düzeni dejenere olacak ve kayıtdışılık artacaktır. Bu ise önemli ölçüde KDV, gelir ve kurumlar vergisi kaybına sebebiyet verecektir.
- Yemek bedelinin nakden ödenmesi durumu için de istisna uygulanması durumunda, işverenler bu uygulamayı suistimal edebilecek, daha önce çalışanlarına doğrudan işyerinde yemek sunma veya yemek kartı vermek şeklinde yemek sağlamayan işyerleri de bu istisnadan yararlanmak isteyecek, çalışanların maaşının bir istisnaya isabet eden kısmını yemek bedeli ödemesi olarak gösterecektir. Bu nedenle kamu vergi ve SGK prim kaybı yaşayacaktır.
İşverenler nakdi yemek bedeli istisnası uygulaması ile ciddi oranda vergi yükünden kurtularak kısa vadede fayda sağlayacak gibi gözükse de uzun vadede maaşın içine gömülecek nakdi yemek bedeli istisnası nedeniyle, çalışanlarında memnuniyetsizlik, verim ve motivasyon kaybına neden olacaklardır. İşverenler açısından avantaj sağlayacak gibi gözüken nakdi yemek bedeli istisnasının işverene toplam faydası kısa vadeli olacaktır. Uzun vadede beslenmesinden kısılan çalışan, iş verimi düşen çalışan demektir. Çalışana yapılan sosyal fayda yönü ağır basan mevcut uygulamanın işveren lehine olacak şekilde revize edilmesi, uzun vadede işvereni de olumsuz etkileyecektir. Ne yazık ki; Türkiye’de kurumsallaşamamış işletmelerin yaklaşımı kısa vadeli ve gözle görülür faydalar üzerine şekillenmektedir ve suistimale çok açık bir ortam yaratmaktadır.
Sonuç olarak; İşveren tarafından yemek bedelinin çalışanlara nakden ödenmesi için getirilecek istisnanın,
- Çalışanların dengeli ve yeterli beslenmesine katkı şeklindeki sosyal yardım ağırlıklı niteliğine ve düzenlemenin amacına uygun olmadığı,
- Nakdi ödemenin zaman içinde maaşın içine gömülerek, yemek istisna uygulamasının çok kısa bir süre içinde fiilen anlamsız hale gelme riskini bünyesinde barındırdığı,
- Çalışanın maaşına yedirildiği için eriyen nakdi yemek bedelinin, çalışanın SGK prim matrahını düşürerek uzun vadede emeklilik özlük haklarını da olumsuz etkileme riskini içerdiği,
- İşletmelerin, hali hazırda yemek kartı kullanmayan yaklaşık 23 milyon çalışana bu sistemi suistimal ederek maaşların önemli bir kısmını bu kapsamda gösterip devleti milyarlarca TL vergi kaybına uğratma ihtimalinin yüksekliği,
- Nakit yemek bedeli ‘adı altında’ verilen ödeneğin çalışanlar tarafından öncelikli olarak borç ödeme, kira ve benzeri nakdi harcamalarda kullanılacağı için yemeğe harcama oranının ciddi olarak düşmesi,
- Beş milyon civarındaki yemek kartı kullanıcısının ciddi oranda azalması nedeniyle, cirosunun önemli bir kısmını yemek kartı müşterisinden elde eden küçük ve orta boy ticaret odalarına bağlı pek çok işletmenin küçülme veya kapanma riski ile karşı karşıya kalabileceği, bunun ise işsizliği artırıcı etkide bulunabileceği,
- Yıllık 20 milyar TL civarındaki yemek kartı ile kayıt altına alınan yemek sektörü hizmetlerinin, nakdi yemek istisnası uygulaması ile kayıt dışılığa kaymasının ortaya çıkaracağı KDV, gelir ve kurumlar vergisi kayıplarına yol açacağı,
değerlendirilmelidir
Yukarıda sıraladığımız olumsuzluklar birlikte değerlendirildiğinde bizim konuya ilişkin üç önerimiz bulunmaktadır.
Birinci öneri: Düzenleyici etki analizi yapılmalı
Zaten Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca yapılması zorunlu olan Düzenleyici Etki Analizinin konunun taraflarının, tüm paydaşların görüş ve önerilerinin alındığı, değerlendirildiği; uygulama alternatiflerinin her bir kesim için doğuracağı etkilerin ortaya konulması ve bu analiz sonucuna göre en uygun alternatifin bilimsel yöntemlere göre tercih edilmesi
İkinci öneri: Nakdi yemek bedelinin amacına uygun harcandığının garantisi
Hem çalışanların sağlıklı beslenmesinin garanti altına alınması hem restoran, lokanta esnafının mağdur olmaması hem de olası suistimallere karşı devletin de vergisel zarar görmemesi amacıyla, bu ödeneğin restoranlardan fiş, fatura karşılığı kullandırılması.
Üçüncü önerimiz:
Sayın Cumhurbaşkanının doğalgaz ve elektrik için işverenlerin sağlayacağı 1.000 liralık desteğe getirilmesi düşünülen istisna benzeri bir uygulamanın, bir defaya mahsus olarak ve belli bir limit dahilinde çalışanlara yapılacak gıda yardımı adıyla uygulanması Böyle bir uygulamayla, çalışanın öğle yemeği hakkı korunarak, hanesine ilave gıda ürünün girmesi garanti edilmiş olacaktır. İstisna ile sağlanan teşvikin ve kamunun katlandığı maliyetin tüm haneyi etkileyen olumlu etkisi garanti edilmiş olacaktır.
(Kaynak: Ozan Bingöl / Dünya Gazetesi | 28.09.2022)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.