Kıdem tazminatı, genel olarak işverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu para olarak tanımlanmaktadır.
Kıdem tazminatı, iş akdinin sona erdiği her durumda değil, kanunda öngörülen hallerin varlığı halinde belirli bir kıdeme sahip olan işçilere kıdemleri oranında ödenmektedir.
Yazımızda kıdem tazminatına hangi hallerde hak kazanıldığı, hesaplamasının nasıl yapıldığı ve merak edilen diğer hususlara değinilecektir.
Kıdem tazminatından 4857 sayılı İş Kanunu, 5953 Sayılı Basın İş Kanunu ve 4373 Deniz İş Kanunu’na tabi çalışanlar yararlanabilmektedir.
Kıdem tazminatından yararlanmak için iki temel şart aranmaktadır.
- İşçinin aynı işverene ait aynı veya farklı işyerlerinde en az bir yıl çalışmasının bulunması,
- İş sözleşmesinin işçi veya işveren tarafından kıdem tazminatına hak kazanılacak şekilde sonlandırılması,
İşçinin işten ayrılırken kıdem tazminatı almasını sağlayan haller şunlardır;
- İşveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında iş sözleşmesinin feshi,
- İşçi tarafından 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinde gösterilen sebeplerle iş sözleşmesinin feshi,
- Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla iş sözleşmesinin feshi,
- İşçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla iş sözleşmesinin feshi,
- Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesi,
- İşçinin ölümü nedeniyle iş sözleşmesinin sona ermesi,
- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 60. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı kanunun geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçilerin kendi istekleri ile işten ayrılmaları
İşçinin, işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince, son ödenen aylık brüt ücretin çalışma yılı ile çarpılması sonucu hesaplanır. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
İş Kanunu’nun 15. maddesine istinaden taraflar arasında “deneme süresi” öngörülmüş ise bu durumda deneme süresi kıdeme dâhil olup, kıdemin başlangıcı da kıdemin ilk günüdür.
Kıdem süresinin sonu, genel olarak iş sözleşmesinin sona erdiği tarihtir. Ancak, iş sözleşmesi fesih bildirimi yoluyla sona ermişse ihbar sürelerinin bitimi, bildirimsiz fesihte ise bildirimin yapıldığı gün kıdem süresinin son günü olarak hesaplanması gerekmektedir.
Kıdem tazminatı hesaplanırken süreklilik arz eden para veya parasal karşılığı olan menfaatler (ücret, ikramiye, kasa tazminatı, yemek yardımı, gıda ve erzak yardımı, yakacak yardımı, taşıt yardımı, konut yardımı, aile yardımı, çocuk yardımı vb.) dikkate alınır.
Süreklilik arz etmeyen ödemeler (doğum yardımı, ölüm yardımı, fazla çalışma ücreti, harcırah vb.) kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz.
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde kıdem tazminatı ile ilgili bir tavan öngörülmüştür.
Anılan maddede “…Devlet Memurları kanuna tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.” hükmü ile bu tavanın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesinin miktarı ile sınırlandırılmıştır.
Önceleri en yüksek devlet memuru olarak Başbakanlık Müsteşarı kabul edilirken 2018 yılında yapılan bir düzenlemeyle birlikte (703 sayılı KHK'nın 178’inci maddesi) en yüksek Devlet memuru Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı olarak değişmiştir.
Buna göre, 2022 yılı ikinci dönemi için kıdem tazminatı tavanı 15.371,40 TL’dir.
Kıdem tazminatından gelir vergisi ve sigorta primi kesintisi yapılmaz. Yalnızca damga vergisi kesintisi yapılarak kalan tutar işçiye ödenir.
İşçinin herhangi bir sebeple vefat etmesi halinde, bir yıldan daha uzun süre çalışması da varsa kıdem tazminatını eşi veya diğer yasal mirasçıları alabilir.
Kural olarak kıdem tazminatının iş akdinin feshinde ödenmesi gerekir. Ancak, işçinin de onay vermesi halinde taksitler halinde ödeme yapılabilir. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde mevduata uygulanan en yüksek faiz istenebilir.
Zaman aşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması nedeniyle dava edilebilme özelliğinden yoksun kalınmasını ifade etmektedir.
Kıdem tazminatında zamanaşımının başlangıcı, iş akdinin feshedildiği tarihtir.
Buna göre, kıdem tazminatında zamanaşımı süresi 5 yıldır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile iş davalarında zorunlu arabuluculuk kurumu ihdas edilmiştir. Söz konusu kanun ile iş sözleşmesinden doğan bazı alacaklar (iş kazası ve meslek hastalığı sebebiyle açılan maddi ya da manevi tazminat davaları haricinde fazla mesai, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ayrımcılık tazminatı vb. her türlü işçilik alacağı ve işe iade davaları) bakımından zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulması dava şartı haline getirilmiştir.
Buna göre, kıdem tazminatını hak edecek şekilde iş akdi feshedilmesine rağmen kıdem tazminatı ödenmeyen işçi, öncelikle Adliyelerdeki arabuluculuk bürosuna başvurması, arabuluculukta anlaşma sağlanamaması halinde de İş Mahkemesinde dava açması gerekmektedir.
(Kaynak: Celal Özcan / Dünya Gazetesi | 07.09.2022)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.