7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM’de 01.07.2022 tarihinde kabul edildi. Bu Kanunun 50 maddesine de “varlık barışı“ dediğimiz düzenleme eklendi. Bu varlık barışı 12. yılda 6. kez çıkartılmış oldu. Çıkartılan bu varlık barışları ile 150 milyar TL’lik gelir beyan edildiği tahmin edilmekte.
Son varlık barışı 30.06.2022 tarihinde son bulmuştu. Ancak son bulan varlık barışı kanununda oldukça önemli boşluklar/belirsizlikler bulunmakta idi ve mükellefler bu boşluklardan yararlanıyordu. Yargı kararlarında da kanun düzeyinde sınırlama olmayan konularda idarenin kanunu sınırlayacak düzenlemeler yapamayacağı açıkça belirtiliyordu.
Daha önce bu köşede varlık barışı gizli matrah artırımıdır diye yazıldığında çok sayıda itiraz edilmişti. Ancak o yazımızda dile getirdiğimiz hususlar mükellefler tarafından uygulanmış, idare itiraz etmiş ve yargı tarafı da mükellefleri haklı bulmuştu ve açılan davalar mükellefler lehine sonuçlanıyordu.
Ancak, bu kez yürürlüğe girecek olan varlık barışında kurallar daha net bir şekilde ortaya konulmuştur. Olması gereken de budur. Kurallar net olarak ortaya konulur ise kanundan yararlanacak olanlar ve uygulayıcılar da ne yapması gerektiğini bilerek adım atacaklardır. Şimdi yeni getirilen varlık barışını ele alalım.
7417 sayılı Kanunun 50. Maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa Geçici 15. Madde eklenmiştir. Buna göre varlık barışı uygulaması 31.03.2023 tarihine kadar uygulanacaktır. Bu düzenleme yurt dışından getirilecek varlıklar ile yurt içinde bulunan varlıkları da kapsamaktadır.
YURT DIŞINDA BULUNAN VARLIKLAR!
Gerçek veya tüzel kişilerce, yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları 31/3/2023 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirilir.
Para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/3/2023 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların en geç 31/3/2023 tarihine kadar defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlanılabilinecektir.
TÜRKİYE’DE BULUNAN VARLIKLAR
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31/3/2023 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilir.
Yurt dışında veya yurt içinde bulunan ve bildirilen veya beyan edilen varlıklar 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler tarafından bildirim veya beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilemez, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmez.
Bu düzenleme önceki kanunda bu şekilde yer almamakta idi. Yeni düzenleme uyarınca iki yıl boyunca beyan edilen varlık fon hesabında tutulacak ve bu iki yıl içerisinde sermayeye ilave dışında çekilemeyecek ve iki yıl sonra ortaklar fonda bulunan tutarı vergisiz çekebileceklerdir. Önceki düzenlemede iki yıllık süre sınırı bulunmuyordu.
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler.
Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir.
MÜKELLEFİYET ŞARTI ARANMAYACAKTIR!
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar da, beyan dışındaki diğer şartlar aranmaksızın madde hükümlerinden yararlanabilirler, bunlar tarafından taşınmaz dışındaki varlıkların en geç beyan tarihi itibarıyla banka veya aracı kurumlara yatırılmak suretiyle tevsik edilmesi zorunludur.
Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden, 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca harç alınmaz, bu taşınmazların işletmeye devri 193 sayılı Kanunun mükerrer 80 inci maddesi uygulamasında elden çıkarma sayılmaz.
Düzenlemenin bu kısmı da daha önce muğlak olan tartışılan bir konu idi. Bu yeni düzenleme ile taşınmazların varlık barışı ile işletmeye devri tapu harcından istisna edilmiştir. Asıl önemli kısım ise 193 sayılı Kanunun mükerrer 80. Maddesine istisna getirilmiş olmasıdır. Örneğin ortak elinde maliyeti 1 milyon TL olan gayrimenkulü şirkete gerçek değeri 10 milyon TL üzerinden koyacak olur ise 9 milyon TL maliyet yaratmış olacaktır. Ortak elindeki gayrimenkulü şahsi olarak satsa idi 9 milyon TL (endeksleme ihmal edilmiştir) kar edecek iken şirkete kanun çerçevesinde konulduğunda maliyet 10 milyon TL’ye çıkmış olacaktır. Bu daha önce kanun düzeyinde açıklığa kavuşturulmamış idi!
BU DÜZENLEMEDE VERGİ GELMİŞTİR!
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak bildirim sahibinden bildirilen varlıkların değeri üzerinden 30/9/2022 tarihine kadar yapılan bildirimler için %1, 1/10/2022 tarihi ila 31/12/2022 tarihi (bu tarih dahil) arasında yapılan bildirimler için %2, 31/3/2023 tarihine kadar yapılan bildirimler için %3 oranında peşin olarak tahsil ettikleri vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler.
Şu kadar ki vergi oranı; bildirilen varlıkların, Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılan hesaplara transfer edildiği veya yurt dışından getirilerek bu hesaplara yatırıldığı tarihten itibaren en az bir yıl süreyle tutulması halinde %0 olarak uygulanır. Bu takdirde, banka ve aracı kurumlar tarafından bildirim esnasında tahsil edilerek vergi dairesine ödenen vergi, bildirim sahibinin ilgili vergi dairesine başvurusu üzerine iade edilir.
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %3 oranında vergi tarh edilir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir.
ÖDENEN VERGİLER GİDER YAZILAMAYACAK, AMORTİSMAN AYRILAMAYACAKTIR!
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %3 oranında ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamaz ve başka bir vergiden mahsup edilemez.
Bildirim ve beyana konu edilen varlıklarla ilgili olarak 213 sayılı Kanunun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez.
BİLDİRİLEN VE BEYAN EDİLEN VARLIKLAR İÇİN İNCELEME YAPILAMAZ!
Bildirilen veya beyan edilen varlıklara isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Diğer nedenlerle başlayan vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan matrah farkının madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti ve bildirilen veya beyan edilen varlık tutarının, bulunan matrah farkına eşit ya da fazla olması durumunda matrah farkına ilişkin tarhiyat yapılmaz. Bulunan matrah farkının, bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespitine rağmen söz konusu varlık tutarlarından büyük olması durumunda sadece aradaki fark tutar üzerinden vergi tarhiyatı yapılır.
Vergi incelemesi veya takdir komisyonu kararları sonucunda bildirim veya beyana konu edilen varlıklar dışındaki nedenlerle matrah farkı tespit edilmesi durumunda, bu madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlar, bulunan matrah farkından mahsup edilmeksizin tarhiyat yapılır.
Eski kanunda düzenlemenin bu kısmı çok muğlaktı. Burada biraz daha düzenleme ile netlik sağlanmış olmakla birlikte muğlaklık hala devam ediyor aslında. Bildirimde bulunulan varlığın kaynağını bilecek olan mükellefin kendisidir aslında. Müfettiş bir matrah farkı rakamı bulduğunda mükellef te bu bulunan rakam benim beyan ettiğim rakamdır dediğinde Müfettişin bunu kabul etmesi gerekir.
Ancak Müfettiş varlık barışı kapsamında beyan edilen rakam bu benim bulduğum matrah farkını kapsamıyor der ise ne olacaktır? Nitekim bu durum uygulamada ciddi sorun yaratmaktadır. Mahkemelerin genel kanaati bildirilen rakamın kaynağını mükelleflerin bilebileceği yönündedir. Bu konu en azından tebliğ düzeyinde açıklığa kavuşturulmalıdır.
YURTDIŞI VARLIKLARIN BİLDİRİME KONU EDİLİP GETİRİLMEMESİ!
Yurtdışı varlıkların bildirildiği halde, bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmemesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmemesi ile bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen vergilerin süresinde ödenmemesi ve bu maddede yer alan diğer şartların yerine getirilmemesi hallerinde vergi incelemesi yapılmaması hükmünden yararlanılamayacaktır. Vergi incelemesine başlanılan veya takdir komisyonuna sevk edilen tarihten sonra bu madde kapsamında yapılan bildirim ve beyanlar dolayısıyla söz konusu inceleme veya takdir komisyonu kararları sonucunda yapılacak tarhiyatlar için incelenmeme hükmü uygulanmaz. Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi vergi aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsiline engel teşkil etmez. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmez.
NAKDİ SERMAYE ARTIŞI FAİZ İNDİRİMİNE SÜRE GETİRİLMİŞTİR!
Kurumlar Vergisi Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yapılan değişiklik hükmü, 7147 sayılı Kanunun bu maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce sermaye artırımı yapan veya ilk defa kurulan şirketler için 2022 yılı hesap dönemi dahil olmak üzere 5 hesap dönemi için uygulanır.
Bu düzenleme ile nakdi sermaye artışından kaynaklı olarak faiz indiriminden yararlanmanın süresine 5 yıllık süre sınırı getirilmiştir. Daha önce bazı görüşler nakdi faiz artırımından kaynaklı olarak yararlanılabilecek faiz indirimi süresinin 5 yıl olduğu şeklinde idi. Kanunla yapılan bu düzenleme ile daha önceki düzenlemede süre sınırın olmadığı ortaya konulmuştur.
(Kaynak: Ekrem Öncü / Finans Gündem | 04.07.2022)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.