26 Mayıs 2022 tarihli DÜNYA Gazetesi’nde yayınlanan yazımızda gerçek kişilerce yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarından elde edilen gelirlerin vergilemesi üzerinde durmuştuk, Bu gün yazımızda Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve kira sertifikalarından gerçek kişilerce sağlanan gelirin vergilemesini ele alacağız.
2001 yılında çıkarılan 4632 Sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile bireylerin gönüllü katılımına dayanan sistem oluşturuldu. Sistem fiilen 2003 yılında işlemeye başladı.
Bireysel emeklilik sisteminin ana amacı sosyal güvenlik sistemimizin tamamlayıcısı olmak üzere, bireylerin emeklilik dönemi için yaptıkları birikimlerinin finansal yatırımlara yönlendirilmesi suretiyle emeklilik dönemlerinde ek gelir elde etmelerini sağlamaktır. Aynı zamanda bu yolla ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratılmış olmaktadır.
- Mevcut vergileme durumu
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/16’ncı maddesine göre; “Bireysel emeklilik sisteminden;
Menkul sermaye iradı sayılan bu gelirler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/16’ncı maddesi uyarınca, yukarıda açıklanan a) bölümüne giren iratlar dan %15, b) bölümüne giren iratlardan %10 ve c)bölümüne giren iratlardan %5 gelir vergisi tevkifata tabidir.
Tevkifat nihai vergileme niteliğini taşımaktadır. Tevkif suretiyle yapılan bu vergi ödemeler gelir vergisi beyannamesine dahil edilmez.
Tevkifata tabi olacak irat tutarı, hak kazanılan Devlet katkısı ve getirileri dahil ödemeye konu toplam tutarından (varsa ertelenmiş giriş aidatı indirilmeksizin )ödenen katkı payları ve Devlet katkısının hakkedilen kısmı indirilerek bulunur.
Yabancı para cinsinden yapılan katkı payı ödemelerinin yatırıldığı yabancı para cinsinden kurulan emeklilik yatırım fonlarından elde edilen irat tutarının hesabında kur farkı dikkate alınmaz.
6327 Sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler öncesinde(2013 yılından önce) BES’ten emekli olmaksızın veya emekli olarak ayrılanlar ile vefat, malullük veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin tamamı menkul sermaye iradı kabul edilerek gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmaktaydı. Genel gelir tanımına ve eşitlik ilkesine uygun düşmeyen bu hüküm bir çok eleştiriye maruz kalmıştır. Yargı kararları da uygulamalar aleyhine sonuçlanmıştır. Danıştay 4.ncü Dairesi 2011 yılında verdiği bir kararı özetle, aşağıdaki şekildedir.
“….davacının sigorta şirketine üç yıl boyunca nakden yaptığı ödemeler dolayısıyla elde ettiği gelir, menkul sermaye iradı sayılacağından ,sigorta şirketinin yaptığı ödemelerin tamamı değil, bu ödemelerin anapara dışında kalan kısmı menkul sermaye iradı niteliğindedir. Davacıya yapılan toplam ödeme üzerinden … tevkifat yapılması hukuka uygun değildir.’’
Konu ile ilgili eleştiriler ve aleyhte verilen yargı kararları dikkate alınarak bireysel emeklilik gelirlerinin vergilemeyi düzenleyen kanun hükümleri yukarıdaki bölümlerde açıklanan şekilde değiştirilmiştir.
6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 61.nci maddesinde, kira sertifikaları, her türlü varlık ve hakkın finansmanını sağlamak amacıyla varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen ve sahiplerinin bu varlık veya haklardan elde dilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan nitelikleri Kurulca belirlenen sermaye piyasası araçlarıdır.
Kira sertifikaları, münhasıran kira sertifikası çıkarmak üzere anonim şirket şeklinde kurulan varlık kiralama şirketlerince ihraç edilir. SPK mevzuatına tabidir.
Türkiye’de kurulu varlık kiralama şirketlerinden kişiler iki şekilde gelir elde edebilir. Kira sertifikalarından kar payı elde edebilirler ya da sertifikaların alım satımından kazanç sağlarlar.
Türkiye’de ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan kar payları tevkifata tabidir; tevkifat nihai vergi niteliğindedir. Beyan edilmez. Tevkifat oranları sertifikaların vadelerine ve fon kullanıcısının bankalar olup olmamasına göre %15 ,%0 arasında değişebilmektedir. Bazı hallerde iktisap tarihi de oranı etkilemektedir.
Yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler vadesine göre %7- %0 oranında tevkifata tabidir. Yabancı para cinsinden ihraç edilen sertifikaların itfasında ortaya çıkan kur farkı gelir sayılmaz ve tevkifata tabi olmaz. Elde edilen gelirlerin tevkifata tabi olmuş diğer gayri menkul ve menkul sermaye iratları dahil toplamı o yıl beyan sınırını aşması halinde gelirin tamamının beyan edilmesi gerekir. Dar mükellef gerçek kişilerde tevkifat nihai vergidir.
Türkiye sınırları içinde ihraç edilen sertifikalardan sağlanan alım satım kazançlarında da tevkifata tabidir ve tevkifat nihai vergi niteliğindedir; beyanname verilmez. Tevkifat oranları sertifikaların vadelerine, fon kullanıcılarının bankalar olup olmadığına göre %15-%0 arasında değişmektedir.
Yurt dışında ihraç edilenlerden sağlanan alım-satım kazançları stopaja tabi değildir. Kazanç TL bazında hesaplanır. Kazancın belirlenmesinde alış bedeli endekslemeye tabi tutulur. Endeksleme için YİÜFE artışının %10 geçmesi gerekir. Alım satımdan doğan zararlar karlarla mahsup edilir. Kazancın tutarı ilgili yıl beyan sınırını aşıyorsa beyan edilir. Dar mükellef gerçek kişilerde tevkifat nihai vergi niteliğindedir.
(Kaynak: Akif Akarca / Dr.Mehmet Şafak / Dünya Gazetesi | 09.06.2022)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.