Şirketimiz çokuluslu bir kuruluştur. Türkiye'ye zaman zaman diğer ülkelerde mukim üye şirketlerden personel atanmakta olup, bu tür personel için Türkiye ile ilgili ülke arasında mevcut olan ikili sosyal güvenlik sözleşmesi gereği olarak, Türkiye'de görevli kılınan kişinin kendi ülkesindeki sosyal güvenlik kuruluşuna prim ödemesine kesinti yapılmamakta, ancak buna karşılık kendi ülkesinde ödenen sosyal güvenlik primleri Türkiye'ye fatura edilmektedir. Buna göre ülkemizde görevli kılındığı sürece söz konusu kişinin ülkesinde ödenen sigorta primlerini kayıtlarımıza gider olarak intikal ettirebilir miyiz? Ayrıca söz konusu kendi ülkesinde ödenmiş olan ve Türkiye'ye fatura edilmiş olan bu primleri ilgili personelin bordrosunda ülkemizde ödenen ücret açısından indirim konusu yapabilir miyiz?
Kurumlar Vergisi Yasası'nın "Safi Kurum Kazancı" başlıklı 6. maddesi uyarınca "Kurumlar Vergisi", mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanmaktadır. Safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Yasası'nın ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.
Gelir Vergisi Yasası'nın 37. maddesi uyarınca ticari kazanç "Vergi Usul Kanunu" hükümlerine göre ve bu yasada yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usule göre tespit edilir. Buna bağlı olarak yine aynı yasanın 38. maddesinde hükme bağlandığı üzere ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Yasası'nın 40 ve 41. maddelerinde yer alan "indirilecek giderler" ile "gider olarak kabul edilmeyen ödemeler" dikkate alınmaktadır.
Gelir Vergisi Yasası'nın 40. maddesinin ikinci bendi uyarınca "hizmetli ve işçilerin işyerinde veya işyerinin müştemilatında iaşe ve ibade giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzelkişiliği haiz bulunmaları şartıyla) safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmektedir.
Gelir Vergisi Yasası'nın 40. maddesinin (2) numaralı bendinde belirtilen sigorta primleri ve emekli aidatları, esas olarak kanuni zorunluluk nedeni ile yapılan ve gider kabul edilen ödemelerdir.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Yasası'nın 61. maddesinde "ücret" işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Bu bağlamda da ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı) tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Yasası'nın 63. maddesi uyarınca "Kanunla kurulan emekli sandıkları ile Sosyal Sigortalar Kanunu"nun geçici 20. maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler ücretin safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir. Söz konusu maddeye göre indirilecek aidat ve primler Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 20. maddesi kapsamındaki sandıklara ödenen aidatlar da yine aynı kapsamdadır.
Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödenen aidat ve primlerin Gelir Vergisi Yasası'nın 63. maddesinin 2. bendi uyarınca ücretin gayri safi tutarından indirilecek kısmı, sadece işçi paylarını kapsamaktadır.
Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde, şirketinizde çalışan ve diğer ülke mukimi olduğu ifade edilen personelin mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında yapılan "İkili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi" hükümleri gereğince, personelin mukimi olduğu ülkenin sosyal güvenlik kuruluşuna ödenen ve kurumunuza fatura edilen sigorta primlerinin ülkemizdeki mevzuat hükümlerine göre hesaplanan prim tutarı ile sınırlı olmak üzere, Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenen sigorta primlerinde olduğu gibi gider kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ayrıca, ödenmesi yasal zorunluluktan kaynaklanan ve Gelir Vergisi Yasası'nın 63. maddesinin 2. bendi kapsamında bulunup, Türkiye ile yapılan İkili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümleri gereğince bahse konu personelin mukimi olduğu ülkenin sosyal güvenlik kuruluşuna ödenen ve Türkiye'ye fatura edilen sigorta primleri yasa hükümlerine uygun olarak prime esas azami ücret üzerinden hesaplanan prim tutarı ile sınırlı olmak ve ödenmiş olması şartıyla söz konusu personelin ücretine ilişkin olarak ilgili ayda düzenlenecek olan ücret bordrosunda ücretlinin Gelir Vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkündür. Bu aşamada indirim konusu yapılacak kısım sadece çalışan tarafından ödenmesi zorunlu olan kısımla sınırlıdır.
Konuya ilişkin olarak TC İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş benzer bir mukteza (özelge) Mali Pusula dergisinin ağustos ayı sayısında yer almış bulunmaktadır. (Mali Pusula Sayı 44, sf: 121-122) (V. Seviğ)
VERGİ USUL YASASI'NDA CEZAYA İTİRAZ
2005 yılında kapatmış olduğum işyerine istinaden dün elime bir ceza bildirimi geldi. Ben işyerimi kapattığımda beyanname verdim ve vergi dairesi artık bir işlem yapmama gerek olmadığını söyledi. Ancak Vergi Usul Kanunu'nun 355/2 maddesi gereği 680 YTL ceza geldi. Buna itirazım mümkün mü? Yardımcı olur musunuz?
Vergi Usul Yasası'nın mükerrer 355/2. maddesi aynı yasanın 86, 148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile aynı yasanın mükerrer 257. maddesi gereği getirilen zorunluluklara uymayanlar hakkında kesilecek cezayı belirlemektedir.
Bu hükme göre ya idarenin istediği bilgileri süresinde (zamanında) vermediğiniz için veyahut da Vergi Usul Yasası'nın mükerrer 257. maddesinde ayrı ayrı belirtilmiş hallerde, mevcut hukuki düzenlemelere uymadığınız için söz konusu ceza kesilmiş olabilir.
Ayrıca bu ceza miktarı 2008 yılında yapılan bir fiil ile ilgili bulunmaktadır. Çünkü sorunuzda ifade ettiğiniz 680 YTL 2008 yılı için geçerli olan miktardır.
Bu tür bir fiil ile ilişkiniz yoksa bu takdirde konuyu Vergi Usul Yasası'nın 377. maddesinden yararlanarak dava konusu yapabilirsiniz. Bu bağlamda "Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemelerinde dava açabilirler."
Sizin öncelikle konuyu hakkınızda kesilen vergi cezasının nedenini belirleyerek değerlendirmenizde yarar vardır. (V. Seviğ)
YARGI KARARLARINDA
İhtiyati haciz
Danıştay 4. Dairesi E.2005/1452 K.2005/2538 T.22.12.2005
X anonim şirketinin kesinleştiği halde ödenmediği ileri sürülen muhtelif vergi borçları nedeniyle yönetim kurulu başkanı ve başkanvekili olan davacılar hakkında ihtiyati haciz işlemi tesis edilmişse de 6183 sayılı yasanın 13/1. fıkrasının 1. bendi ile 9. maddesine göre ancak vergi incelemesinin devam ettiği durumlarda yapılan ilk hesaplamalara göre teminat istenebilecek ve ihtiyati haciz kararı alınabilecek olması, bu düzenleme uyarınca ilgililer hakkında ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için incelemenin henüz tamamlanmamış olması gerekirken olayda bu yönde bir inceleme ya da işlemin bulunmaması, şirketin kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının şirketten tahsil olanağı kalmadığı ileri sürülerek kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla davacılar hakkında anılan yasal gerekçeyle ihtiyati haciz kararı alındığının anlaşılması ve kesinleşen vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı yasanın 13/1 fıkrasının 1. bendine göre ihtiyati haciz kararı alınmasının mümkün olmaması sebepleriyle, uyuşmazlıkta 6183 sayılı yasada ihtiyati haciz kararı alınması için aranan şartlar gerçekleşmemiş olduğundan, davacılar hakkında tesis edilen ihtiyati haciz işleminde yasal isabet yoktur.
Danıştay 3. Dairesi E.2001/2074 K.2004/318 T.13.2.2004
X limited şirketinin vergi borçlarından dolayı kamu alacağının teminat altına alınması amacıyla ortak olan davacının maaşına ihtiyati haciz işlemi uygulanmışsa da 6183 sayılı yasanın 35. mad. göre, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkânı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacağı, aynı yasanın 13. mad. yazılı hallerden birinin mevcut olması durumunda limited şirket ortağının malvarlığına ihtiyati haciz uygulanması mümkünse de aynı madde hükmünde ihtiyati haciz uygulanabilmesi alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararının bulunması gereği kurala bağlanmış olup, adına alınmış bir ihtiyati haciz kararı bulunmaksızın limited şirket ortağının malvarlığına ihtiyati haciz uygulanmasına olanak bulunmaması, olayda, davacı adına alınmış bir ihtiyati haciz kararı olmaması ve idarece bu yönde bir iddia da ileri sürülmemiş olması sebepleriyle paydaşı bulunduğu limited şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak kararın tarafı olmayan davacının maaşına ihtiyati haciz uygulanmasında yasal isabet yoktur.
Danıştay 9. Dairesi E.1999/4729 K.2000/1934 T.31.5.2000
Yükümlü şirket adına ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz işlemi tesis edilmişse de 6183 sayılı yasanın 9. ve 13. maddelerinin 1. bendi hükümlerine göre ihtiyati haciz uygulanabilmesi için VUK'nın kaçakçılık ve ağır kusur (4369 sayılı kanun sonrası için vergi ziyaı fiilini teşkil eden) eylemlerinin varlığını gösteren ve bu cezaların uygulanmasını gerektiren bir işleme başlanmış olması, vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre muhtemel bir amme alacağının saptanması ve bu miktar üzerinden ilgiliden teminat istenmesi gerekirken olayda vergi dairesince bir başka şirket hesabının yeminli mali müşavirce incelenmesi sonucunda yükümlünün sahte fatura düzenlediği sonucuna varılmış ve dava konusu işlem tesis edilmiş ise de yükümlü temyiz dilekçesinde hakkında vergi incelemesine başlanmadığını belirtmiş olup vergi dairesince verilen savunmada bunun aksinin iddia edilmemiş olması ve dolayısıyla yükümlü hakkında açıklanan madde hükümlerince bir incelemenin söz konusu olmaması sebepleriyle olayda ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haczin uygulanma şartları gerçekleşmediğinden, haciz işleminin iptali gerekmektedir.
EYLÜL AYI MALİ TAKVİMİ
TARİH - KONU
8 EYLÜL
* Ağustos 2008 DÖNEMİ ÇEKLERE AİT DEĞERLİ KÂĞITLAR VERGİSİ BİLDİRİMİ VE ÖDEMESİ
9 EYLÜL
* 16-31 Ağustos 2008 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi
10 EYLÜL
* 16-31 Ağustos 2008 dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
15 EYLÜL
* Ağustos 2008 dönemi kolalı gazozlar, alkollü içecekler ve tütün mamullerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi motorlu taşıt araçlarına ilişkin (tescile tabi olmayanlar) Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi dayanıklı tüketim malları ve diğer mallara ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi BSMV beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi Özel İletişim Vergisi beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi KKDF kesintilerinin bildirim ve ödemesi
22 EYLÜL
* Ağustos 2008 dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin ek:4 no'lu ÖTV bildirim formu
* Ağustos 2008 dönemine ait kolalı gazozlara ilişkin ek:7 no'lu ÖTV bildirim formu
* Ağustos 2008 dönemine ait alkollü içeceklere ilişkin ek:8 no'lu ÖTV bildirim formu
* Ağustos 2008 dönemine ait tütün mamullerine ilişkin ek:9 no'lu ÖTV bildirim formu
* Ağustos 2008 dönemine ait dayanıklı tüketim ve diğer mallara ilişkin ek:10 no'lu ÖTV bildirim formu
* Ağustos 2008 dönemine ait yarışma ve çekiliş ile futbol müsabakalarına ve at yarışlarına ait İntikal Vergisi beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi İlan ve Reklam Vergisi beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemine ait Şans Oyunları Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi müşterek bahislere ait Eğlence Vergisi beyan ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemine ait Yangın Sigortası Vergisi beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemine ait Elektrik ve Havagazı Tüketimi Vergisi beyanı ve ödemesi
23 EYLÜL
* Ağustos 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının muhtasar beyanname ile beyanı
* Ağustos 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının muhtasar beyanname ile beyanı
* Ağustos 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen Damga Vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken Damga Vergisi'nin beyanı
24 EYLÜL
* Ağustos 2008 dönemi Katma Değer Vergisi'nin beyanı
* 1-15 Eylül 2008 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi
25 EYLÜL
* 1-15 Eylül dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
26 EYLÜL
* Ağustos 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının ödenmesi
* Ağustos 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ödenmesi
* Ağustos 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen Damga Vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken Damga Vergisi'nin ödenmesi
* Ağustos 2008 dönemi Katma Değer Vergisi'nin ödenmesi
3 EKİM
* Ağustos 2008 dönemine ait Haberleşme Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
* Ağustos 2008 dönemi SSK sigorta primlerinin ödemesi
* Bağ-Kur sigortalılarının eylül 2008 sigorta primi ve sağlık sigorta primlerinin ödemesi
SÖZÜN ÖZÜ
Küçük kafalar insanları, orta kafalar olayları, büyük kafalar fikirleri konuşur.
HYMANG
(Kaynak: Referans Gazetesi | 03.09.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.