Bugün sizlere, vergi müfettişleri tarafından doktorlar ile ilgili son iki yılda yapılan vergi incelemeleri sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporlarındaki yanlış yorumların 08.04.2022 tarihinde Meclis'te kabul edilen 7394 sayılı Kanun (Henüz Cumhurbaşkanı'nın onayının ardından Resmî Gazetede yayımlanmadı) ile nasıl çözüldüğünü anlatacağım.
DOKTOR ÜCRETLİ ÇALIŞIP AYNI ZAMANDA SERBEST MESLEK FAALİYETİ SÜRDÜREMEZ Mİ?
Doktorun iş sözleşmesi kapsamında bir işyerine bağlı olarak çalışması durumunda, elde ettiği gelir ücret olmakla birlikte; doktorun serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet tesis ettirerek hem ücret hem de serbest meslek kazancı elde etmesinin önünde hiçbir mevzuat engeli yok.
Meclis'in konuya el atıp, yasal düzenleme yapmasına neden olan incelemelerde vergi müfettişlerinin bir tıp merkezinde sorumlu müdür ya da radyoloji uzmanı olarak iş akdi ile çalışan doktorların serbest meslek faaliyeti kapsamında verdikleri tıbbi danışmanlık nedeni ile düzenledikleri serbest meslek makbuzlarını kabul etmeyerek, doktorları bütün faaliyetleri ile ilgili olarak “ücretli” kabul etmelerinden kaynaklanmıştır.
Müfettişler vergi inceleme raporlarında; doktorlar tarafından sağlık kuruluşlarına düzenlenen serbest meslek makbuzuna ait katma değer vergilerinin indirilecek katma değer vergisi tutarından çıkarıp, vergi ve bir kat vergi ziyaı cezalı tarhiyat önermişlerdir. Ayrıca, aylar itibarıyla düzenlenen serbest meslek makbuzlarında yer alan tutarları doktorun gelir vergisi tevkifatına tabi gelir vergisi matrahına ilave ederek, cezalı tarhiyatlar yapmışlardır.
Bu aşamada hepimizin aklına mutlaka şu soru geldi diye düşünüyorum. Doktorun serbest meslek erbabı olarak vergi dairesine ödediği vergiler ne olacak? Doktorlar ile ilgili düzenlenen raporlarda, doktorun makbuz düzenlediği tıp merkezleri tarhiyat sonucu çıkan vergileri öderse; doktorların serbest meslek faaliyeti ile ilgili ödedikleri vergiler talep halinde doktora iade edilebilecek!
SORUN NASIL ÇÖZÜLÜYOR?
Meclis'te kabul edilen 7394 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu'nun serbest meslek faaliyeti ile ilgili kazançların belirlendiği 66'ncı maddesinin ikinci fıkrasına “5510 sayılı Kanunun ek 10'uncu maddesi uyarınca anılan kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında; sigortalı sayılan hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler” benti eklenmiştir.
Bu değişiklikle, serbest meslek mükellefiyeti bulunan ve ayrı bir muayenehanesi ve organizasyonu bulunmaksızın faaliyetlerini özel sözleşmelere istinaden özel sağlık kuruluşları ile vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında yürüten diş hekimleri dahil hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre, uzman olan kişilerin gelirlerinin ücret olarak mı serbest meslek kazancı olarak mı vergilendirileceği hususunda yaşanan tereddütler gideriliyor. Bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin, serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi sağlanmış oluyor.
ZAMAN VE EMEK KAYBI…
Ülkemizde vergi kayıp ve kaçağı o kadar yüksek ki, her vergi müfettişine yetecek kadar matrah farkı var. Verimsiz sahte belge düzenleme ve kullanma incelemeleri yapıyor olmaktan şikâyet ederken, verimli incelemelerin (!) Meclis duvarına çarpmasını nasıl açıklamak gerekir?
Son 6 ay içinde, tarım sektöründe mazot ve gübre desteğini doğrudan gelir desteği saymayıp, yorum yolu ile %4 stopaj öneren raporlar, kanun değişikliği ile işlemden kaldırıldı. Üstelik son beş yılda tahsil edilen 5 milyar TL çiftçilere iade edilmeye başlandı bile.
2021 yılında serbest meslek kazancı tutarı 650.000 TL'yi aşan bir doktoru ücretli olarak değerlendirsek, tarife nedeni ile daha az gelir vergisi ödeyecek. Diyelim ki aşmadı, çok cüzi paralar için bu meslek grubunu yormanın kime ne faydası olacak? Kanun'un yayımından sonra tarhiyatlar ile ilgili vergi mahkemelerinde görülmekte olan davalar, doktorların ve serbest meslek makbuzu düzenledikleri kuruluşların lehine sonuçlanacak ve tarhiyatlar terkin edilecektir. Yapılan tarhiyatlara konu tutarları “uzlaşmaya” gidip ödeyenler ne olacak? Geçmiş olsun, onlar için yapacak bir şey yok. Tartışmalı ve yoruma açık konuların özellikle seçilmesi manidar.
Yine son dönemlerde, sermaye borcunun süresinde ödenmemesi halinde, şirketin sermaye olarak kullanması gereken nakdin ortaklar tarafından kullanıldığı ve ortağa menfaat sağlandığı yorumu yapılmaktadır. İdarenin bu görüşü ile ödenmeyen sermaye taahhütlerinin ortaklardan alacağa dönüştüğü, bu nedenle transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımı hükümleri kapsamında ortaklardan alacağa dönüşen bu tutarlar üzerinden faiz hesaplanarak gelir yazılması, gelir üzerinden KDV hesaplanması ve bu tutarların ortaklara fatura edilmesi yorumu ile vergi inceleme raporları düzenlenmektedir. Yargıya giden uyuşmazlıklar da yargı idareyi haklı bulmamakta, mükellefleri haklı bulmaktadır. Bu konu ile ilgili tarhiyatların da aynı akıbete uğrayacağını düşünüyorum.
Türkiye'de Vergi Denetim Kurulu'nun ve vergi dairelerinin bir konuda “biz böyle düşünüyoruz, yargı karar versin” anlayışını terk etmemesi ve ısrarla devam ettirmesi, çok büyük bir zaman ve emek kaybına neden olmaktadır.
(Kaynak: Nedim Türkmen / Sözcü Gazetesi | 11.04.2022)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.