Dünya Gazetesi’nde 7 Şubat 2022 tarihinde yayınlanan köşe yazımda, kamuoyunun gündemini şu an itibariyle 5 önemli konunun oluşturduğunu, bunlardan 3’ünün kısa bir süre içerisinde, kalan 2’inin ise kısa/orta vadede çözüme kavuşturularak, kamuoyuna açıklanmasının beklendiğini açıklamıştım.
Şimdi bu 5 önemli konu neydi diye merak ediyorsunuz değil mi? Hemen sıralayalım:
1) Şirketlere 3 ay vadeli kur korumalı TL mevduat ve katılma hesabı imlanı verilecek mi?
2) Kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları, bankalar tarafından kullandırılacak kredilerde teminat olarak gösterilmesine izin verilecek mi?
3) KDV oranlarına ilişkin düzenlemeler ne oldu, ne zaman açıklanacak?
4) Borç yapılandırması ve matrah/vergi artırımları bozulanlara yeni bir hak verilecek mi?
5) Vatandaş istiyor, İmar Barışı ile ilgili yeni bir düzenleme yapılacak mı?
Maliye, tam da tahmin ettiğimiz gibi, yukarıda belirtilen ilk 3 konuyu kısa bir süre içerisinde çözüme kavuşturarak, kamuoyuna açıkladı.
Evet, yukarıda belirtilen 5 konudan sadece 4 ve 5. Maddelerde belirttiğimiz 2 konu kaldı. Her ikisi de kamuoyunun merakla çözümünü beklediği, talep ettiği şeyler. Birincisi imar barışı düzenlemesi, ikincisi ise borç yapılandırması ve matrah/vergi artırımları bozulanlara yeni bir hak verilmesine ilişkin düzenleme.
Vatandaşlar uzun bir süredir imar barışı ile ilgili yeni bir düzenleme yapılmasını talep ediyor. Bu taleplerini çok kez Sayın Cumhurbaşkanımız, TBMM ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yazılı olarak ilettiler.
Bu taleplerin bir kısmı, taksit ödemelerini yapamamaları nedeniyle ihlal ettikleri imar barışı haklarının yeni bir ödeme (peşin ödeme) imkanı verilerek ihya edilmesi, diğer kısmı ise, belli bir tarihten önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için yeni bir imar barışı düzenlemesi yapılmasına yönelik.
Maalesef ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılar ülkemizin kabul edilmesi gereken bir gerçeği! Peki, bu yapılarla ilgili ne yapılması lazım? Ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapıların tamamı yıkılabilir mi? Kesinlikle hayır, bunlar milli servetimiz, insanlarımızın yıllarca yaptıkları tasarrufları. Kamuoyunun bir kısmı, yeni imar barışı düzenlemelerine karşı iken, diğer kısmı ise imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılarla ilgili olarak vatandaşların devletle ihtilaflı durumunun ortadan kaldırılması, bu yapıların kayıt altına alınarak bunlara yasallık kazandırılması gerektiği görüşünde.
2018 yılında 7143 sayılı Kanunla İmar Barışı ile ilgili böyle bir düzenleme yapıldı (İmar Kanunu, Mad. Geçici 16). Ancak, iyi anlatılamaması nedeniyle vatandaşların büyük bir kısmı bu düzenlemeden yararlanmadı. Bir kısmı ise, başvuruda bulundu ancak, taksit ödemelerini yapamadıkları için bu haklarını ihlal etti. Bu konuda sıkıntı ve sorun yaşayan binlerce insanımızın yok sayılması mümkün değil. Bu nedenle, söz konusu sorunun da artık çözülmesi şart.
Dolayısıyla, vatandaşların bu konudaki ısrarlı talepleri dikkate alındığında, imar barışı ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması konusunun kısa bir süre içerisinde tekrar gündeme geleceğini ve buna ilişkin çalışmanın yine kısa bir süre içerisinde kamuoyu ile paylaşılacağını düşünüyorum.
7326 sayılı Kanun kapsamında vergi borcu yapılandırması yapan mükelleflerin önemli bir kısmı yapılandırmanın ilk 2 taksitini ödeyemediler. Maliye ise, taksitle ödemeyi seçip, ilk 2 taksit ödemesini sürelerinde yapamayan/yapmayan mükelleflerin yapılandırma, matrah ve vergi artırımlarını iptal etti, borçlarını yapılandırma öncesine döndürdü, matrah ve vergi artırımlarından kaynaklanan borçları ise takibe almaya başladı.
Bu şekilde mağdur durumda olan binlerce mükellef, 7326 sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırmaya yasal süresi içerisinde başvurmak kaydıyla, taksitle ödeme yolunu seçenlerin, ilk 2 taksiti ödeyip ödemediklerine bakılmaksızın verilecek 30 günlük süre içerisinde peşin ödeme talebinde bulunmaları ve aynı süre içerisinde peşin olarak hesaplanan tutarı 6183 sayılı Kanunun 51. Maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı üzerinden hesaplanacak geç ödeme zammıyla birlikte ödemeleri halinde, borç yapılandırmaları ile matrah ve vergi artırımlarının geçerli sayılmasını istiyorlar.
Peşin ödeme Maliye’nin de işine gelir, haklarını kaybeden mükelleflerin de! Özellikle matrah ve vergi artırım haklarının kaybedilmesi mükellefler açısından çok önemli sonuçlar doğuruyor. Matrah ve vergi artırımı yaparak buna ilişkin vergiyi ödeyen mükellefler, matrah ve vergi artırımı yaptıkları yıl veya yıllar için, artırım konusu vergi türleri yönünden “vergi incelemesi yapılmama garantisi” elde ediyorlar. Böyle önemli bir avantajı kim kaybetmek ister ki?
Aslında ortada çözülemeyecek bir durum kesinlikle yok, Maliye, yapılandırma borçları ile matrah ve vergi artırım vergilerini tahsil etmek, mükellefler de ödemek istiyor. Ancak, bunun için, yeni bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor.
Türkiye’de 2021 yılında tahakkuk tahsilat oranı yüzde 80,6 olarak gerçekleşti. 2020 yılında ise bu oran, yüzde 80,1 olarak açıklanmıştı. 2022 yılında tahakkuk tahsilat oranı ise, 2021 yılına göre toparlamış ve artmış bulunuyor. Buna karşılık, mükelleflerin önemli bir kısmı, ekonomimizdeki olumsuz gelişmelere paralel olarak vergi borçlarını maalesef ödeyemiyor. Bu arada, bütçeye dahil bulunan tahsili olanaksız hale gelen alacakların tutarı da günden güne artıyor.
Sahadan yani reel sektörden, daha uzun vadeli ve daha düşük faiz oranıyla yeni bir borç yapılandırma düzenlemesi yapılması talepleri gelmeye ve günden güne artmaya başladı.
Piyasa ve ekonomimizin içinde bulunduğu durum da dikkate alındığında, yeni bir borç yapılandırma düzenlemesi yapılması konusu tekrar gündeme gelebilir, gelmeli de!
(Kaynak: Abdullah Tolu / Dünya Gazetesi | 04.04.2022)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.