Son günlerin moda kavramlarından biri de stokçuluktur. Zira iktidarın siyasetçilerine göre fiyat artışlarının temel suçlusu stokçulardır. Fiyatlar onların yüzünden artmaktadır. İktisatçılara göre ise stokçuluk enflasyondaki ve kurlardaki artış beklentisinin sonucudur. Fiyatların artışına stokçuların sebep olduğunu düşünenler bu maksatla stokçulara verilecek cezaların artırılması için Kanun Tasarısı dahi hazırlayarak Meclis’e sunmuşlardır. Ben de hem stokçuluk kavramını ve stokçulara uygulanacak yaptırımları mevzuat açısından irdeleyeyim istedim.
Stokçuluk olarak adlandırılan fiillere uygulanacak yaptırım iki kanunda ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Bu kanunlardan bir 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’dur. Diğeri ise perakende ticaretin serbest piyasa ortamında etkin ve sürdürülebilir rekabet şartlarına göre yapılması, tüketicinin korunması, perakende işletmelerin dengeli bir şekilde büyüme ve gelişmesinin sağlanması ve perakende işletmelerin faaliyetleri ile bunların birbirleri, üretici ve tedarikçilerle ilişkilerinin düzenlenmesi amaçları ile 14.1.2015 tarihinde kabul edilmiş bulunan 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’dur.
Ceza Kanunu’nun 240. maddesine göre; “bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişiye altı aydan iki yıla kadar” hapis cezası verilir. Maddede stokçuluktan açıkça söz edilmemekte ise de bir malı gizlemek, depolamak veya satıldığını ileri sürmek suretiyle satmamak maddede suç olarak düzenlenmiştir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için satmamak, bir başka deyişle elindeki malı tedavülden saklamak maksadıyla yapılan hareketin kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olması gerekir. Acil ihtiyaç, gıdada, ilaçta, halkın ısınması, aydınlanması, temizliği alanlarında ortaya çıkabilir. Önceki mülga Ceza Kanunu’nda bu suçun izdüşümü olan madde uygulamasında Yargıtay, ilaç, et, şeker ve kahve kamuya elzem emtia olarak kabul edilerek stokçular cezalandırılırken filtreli sigara kamuya elzem madde olarak kabul edilmemiştir. Bu açıdan bakılınca sıfır otomobil de bence kamuya elzem değildir.
İkinci düzenleme ve ayrıntılı düzenleme ise 6585 sayılı Kanun’un ek 1. maddesinin 2. fıkrasında “üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde” bulunma yasağı biçiminde yer almış ve bu fiilin yaptırımı 18. maddenin (ı) bendinde elli bin Türk Lirası’ndan beş yüz bin Türk Lirası’na kadar idari para cezası olarak belirlenmiştir.
6585 sayılı Kanun’un söz konusu maddesinde yer alan ve yaptırıma bağlanan fillere ilişkin somut belirleme ise bu kanunun verdiği yetki uyarınca kabul edilen Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği’nde stokçuluk adı altında somutlaştırılmıştır. Anılan Yönetmeliğe göre stokçuluk, “olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ve diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetler”dir. Görüldüğü gibi yönetmelik, stokçuluk olarak adlandırılan fiillerin yaptırıma bağlanabilmesini, fillerin olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ve diğer acil durumlarda işlenmesi koşulunu getirerek kanunun uygulanma alanını daraltmıştır. Burada, “zaten bu hallerin dışında stokçuluk olmaz ki” şeklinde de düşünmek mümkündür.
6585 sayılı kanun, stokçuluk yapan üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin tespit ve yaptırım uygulanması konusunda yetkiyi, “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na vermiştir. Kurul stokçuluk soruşturmasını şikâyet üzerine yapabileceği gibi re’sen de yapabilir. Kurulun yaptırım kararı verebilmesi için, stokçulukla itham edilen işletmenin savunmasının istenmesi şarttır. Kurul yaptırım uygulanmasına delillere ve savunmaya göre salt çoğunlukla karar vermektedir. Kurul uygulanacak idari para cezasını, kanunun belirlediği alt ve üst sınırlar içerisinde, işlenen fiilin ağırlığı ve haksızlığın içeriği, işletmenin türü, büyüklüğü ve bulunduğu sektör, stokçuluk faaliyetinden sağlanan menfaat ile daha önce aynı konuda idari para cezası uygulanıp uygulanmadığı gibi hususlara bakarak belirlemektedir.
Kurulun vereceği kabahat niteliğindeki idari para cezaları, hiç şüphesiz yargı denetimine tabidir.
Meclis’e sunulan bir Tasarı ile 6585 sayılı Kanun’la stokçulara verilmesi öngörülen “elli bin Türk Lirası’ndan beş yüz bin Türk Lirası’na kadar” olan idari para cezasının miktarının, 1.1.2022’den geçerli olmak üzere “yüz bin liradan iki milyon Türk Lirası’na” kadar şeklinde değiştirilerek artırılması öngörülmektedir.
Burada stokçuluk suçlamalarında önemli olan, kendini fiyat artışlarından korumak için, üretiminde ve siparişlerinde istikrar sağlamak için, maliyetlerinde istikrarı sağlamak için stok yapanları haksız suçlamalara maruz bırakmamak. Önemli olan yaşın yanında kuruyu da yakarak ekonomik aktörleri küstürmemek.
(Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi | 21.12.2021)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.