BASINDAN YAZILAR
Vergi Reform Paketinin Ayrıntıları Belli Oldu! - MuhasebeTR

Vergi Reform Paketinin Ayrıntıları Belli Oldu!

Kamuoyuna “Vergi Reform Paketi” adıyla duyurulan Kanun Teklifi’nde yer alan bir kaç önemli düzenleme, bir kaç gündür tabiri caizse el altından duyuruldu, gelecek tepkiler ölçüldü, düzenlemelerdeki olması muhtemel eksikliklerle ilgili tartışmalar yaptırıldı.

En iyi para; en hızlı elde ettiğin ve kasaya en hızlı koyduğun para!

Bu hafta içinde Meclise sunulması beklenen söz konusu Kanun Teklifinin ayrıntıları ise aşağı yukarı belli oldu. Teklife Meclis aşamasında da bazı ilavelerin yapılması bekleniyor.

Teklifte yer alan ve Maliye yani bütçe ile ilgili olan düzenlemeler, daha çok bütçeye hızlı gelir aktarılmasına ilişkin. Maliye’nin son yaptığı kısmi KDV tevkifat düzenlemeleri, yıllara sari işlerdeki gelir vergisi stopaj oranındaki artışlar da, hep bu amaca yönelik. Çünkü, “En iyi para, en hızlı elde ettiğin, kasaya en hızlı koyduğun paradır.”

Gerçekten de son yapılan düzenlemeler, hazinenin acil para ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

 

Reform paketinin ayrıntıları

Meclise sunulması beklenen Reform Paketi’nin ayrıntıları belli oldu. Meclise sunulmadan önce yapılacak son değerlendirmelerde yeni düzenleme ve değişiklikler yapılmadığı takdirde, şu an itibariyle paket son halini almış durumda.

Peki, son hali verilen pakette neler var?

Reform Paketi’nde çok sayıda yeni düzenleme ve değişiklik var. İşte ayrıntılar…

1) Şirketlerin 2020, 2021 ve 2022 yılı kazançlarına uygulanmak üzere vergi tevkifatı getiriliyor

Kanun Teklifi ile, Gelir Vergisi Kanununa “Kurum kazançlarında vergi tevkifatı” başlığıyla geçici 92. madde eklenerek, şirketlerin 2020, 2021 ve 2022 yılı kazançlarına uygulanmak üzere geçici olmak üzere vergi tevkifatı getiriliyor.

Bu düzenleme ile, gelecek dönemlerde ortaklara yapılacak kar dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar üzerinden yapılacak tevkifata mahsuben kurum kazancı üzerinden önceden vergi alınması öngörülüyor. Böylece fiili kar dağıtımı veya dar mükellef kurumlar için ana merkeze aktarımı olmayan durumlarda, kurum kazancının belli bir oran üzerinden vergilendirilmesi sağlanıyor.

Bu düzenlemeden bütçe vergi gelirlerinin yüzde 4’ü tutarında ek gelir bekleniyor.

Tevkifatın matrahı ve oranı ne olacak?

Tevkifat; şirketlerin kurumlar vergisi beyannamelerindeki ticari bilanço karlarına kanunen kabul edilmeyen giderlerini ekledikten sonra bulacakları tutardan, Kurumlar Vergisi Kanununun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (d) bentleri hükümlerine göre kurumlar vergisinden istisna edilen kazançları, varsa geçici 61. madde kapsamında elde edilen kazançları ve hesaplanan kurumlar vergisini düştükten sonraki kalan tutar üzerinden yapılacak ve belirlenen usul ve esaslara göre beyan edilerek ödenecek.

Düzenleme ile, 2020 yılı ve 2021 yılı vergilendirme dönemlerine ait kazançlardan yüzde 10, 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kazançlardan ise yüzde 5 oranında tevkifat yapılması öngörülüyor.

Tevkifat avans niteliğinde, sonradan mahsup edilebilecek

Belirtilen şekilde tevkifata tabi tutulan kazançların ortaklara dağıtılması veya ana merkeze aktarılması durumunda, kurum kazancı üzerinden tevkif edilen verginin, kurum kazancı üzerinden tevkif edilen vergiden karın ortaklara dağıtımı veya ana merkeze aktarımına konu edilen miktarına isabet eden kısmı, karın dağıtımı veya ana merkeze aktarımı aşamasında GVK 94 ve KVK 15 ve 30. maddeleri uyarınca yapılacak tevkifattan mahsup edilecek. Bu şekilde, ortaklara yapılacak kar dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar üzerinden tevkif suretiyle alınan vergi yükünde değişikliğin olmaması sağlanarak, mükerrer vergilendirme de önleniyor.

Tevkifat hangi durumda iade ediliyor?

Bu düzenleme kapsamında tevkifata tabi tutulan kazancın sermayeye eklenmesi durumunda sermayeye eklenen tutara isabet eden kısmın tevkifatı yapan kuruma, kurumlara kar payı olarak dağıtılması ve kazancı elde eden bu kurumlarca sermayeye eklenmesi durumunda ise sermayeye eklenen tutara isabet eden tevkifat tutarının sermaye artırımında bulunan kuruma iadesi imkanı sağlanıyor.

2) Araçların noterler tarafından ilk tescilden sonraki birinci satış ve devrine binde 5 harç getiriliyor

Kanun Teklifinde yer alan bir düzenleme ile, Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı tarifenin “I. Değer veya ağırlık üzerinden alınan nispi harçlar:” başlıklı bölümünün mülga (5) numaralı fıkrası yeniden düzenlenerek, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında tescil edilmiş araçların ilk tescilinden sonraki birinci satış ve devir işlemlerinde işlem tarihindeki araç kasko sigorta değerinden az olmamak üzere alım satım bedeli üzerinden üzerinden binde 5 noter harcı alınması öngörülüyor.

Noter harcının oranı, taşınmaz devirlerinden alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı yüzde 2 olmak üzere toplamda yüzde 4 olarak alınan tapu harcından bile yüksek. Harç oranının yeniden gözden geçirilmesinde fayda var. Bu harç düzenlemesinin ikinci el piyasasını ve özellikle araç kiralama şirketlerini olumsuz yönde etkileyeceği ifade ediliyor.

Bu düzenlemeden de, ciddi anlamda harç geliri elde edilmesi bekleniyor.

Ayrıca, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20. Maddesinde de değişiklik yapılarak, bu madde kapsamında noterler tarafından gerçekleştirilen tescil edilmiş araçların (2. el araçların) satış ve devir işlemlerine ilişkin harç istisnasının, tescil edilmiş araçların ilk tescilinden sonraki birinci satış ve devir işlemlerinde kaldırılması sağlanıyor.

3) ÖTV’de alkollü – alkolsüz içkiler ve sigarada konsinye satış kaldırılıyor, peşin vergiye geçiliyor

ÖTV Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı listelerde belirtilen malların komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarında ÖTV, malların alıcıya teslimi tarihinde doğuyor ve vergileme bu tarih itibariyle yapılıyordu.

Kanun Teklifinde yer alan bir düzenleme ile, (III) sayılı listede yer alan alkollü – alkolsüz içkiler ile sigaralar yönünden bu uygulamadan vazgeçiliyor, bu ürünlerin komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarında ÖTV’nin, imalatçı tarafından bu malların komisyoncuya veya konsinyi işletmelere verildiği anda vergilendirilmesi öngörülüyor.

Aslında bu düzenleme, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen özelgelerle fiilen bu şekilde yürütülüyordu. Ancak, uygulamaya yasallık kazandırılması açısından bu düzenlemenin Kanuna eklendiği anlaşılıyor. Maliye, akışkan ve günlük tüketime yönelik bu malların tüketiminin bekletilemeyeceği gerekçesiyle işletmeden çıkışında vergi alınması gerektiğini düşünüyor.

4) 7 Günlük fatura düzenleme süresinin kısaltılması için Maliye’ye yetki veriliyor!

Vergi Usul Kanununun 231. Maddesinde değişikliğe gidilerek, Maliye’ye; kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmek ve vergi güvenliğini sağlamak amacıyla mal veya hizmetin nev'i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, 7 günlük fatura düzenleme süresini indirme ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirme konusunda yetki veriliyor.

5) ÖTV’nin tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla teminat alma konusunda Maliye’ye, yetki veriliyor

Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasına (8) numaralı bent olarak eklenmesi öngörülen düzenleme ile Maliye’ye, ÖTV’ye tabi ürünlerin teslimi, ilk iktisabı veya ithalatı nedeniyle doğacak vergilerin tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla 6183 sayılı Kanunun 10. maddesinde yer alan menkul mallar hariç olmak üzere anılan maddeye göre teminat alma ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi veriliyor.

6) ÖTV teminatı konusunda getirilen zorunluluğa uymayanlara yüksek tutarda özel usulsüzlük cezası kesilecek

Yukarıda da ifade edildiği üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasına (8) numaralı bent olarak eklenmesi öngörülen düzenleme ile Maliye’ye, ÖTV’ye tabi ürünlerin teslimi, ilk iktisabı veya ithalatı nedeniyle doğacak vergilerin tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla 6183 sayılı Kanunun 10. maddesinde yer alan menkul mallar hariç olmak üzere anılan maddeye göre teminat alma yetkisi veriliyor.

Diğer bir madde ile de, bu (8) numaralı bentte yer alan zorunluluklara uymayanlar hakkında özel usulsüzlük cezası kesilmesini temin etmek amacıyla söz konusu Kanunun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapılıyor. Yapılacak değişiklikle, mükerrer 257. maddenin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan tutarın (2021 yılı için 2 bin 500 TL) 10 katından (25 bin TL) az olmamak üzere bir önceki hesap dönemine ait brüt satışlar toplamının % 2 si tutarında özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülüyor.

7) Yeni bir kaçakçılık suçu cezası geliyor

Vergi Usul Kanununun 359. maddesine (c) fıkrasından sonra gelmek üzere bir fıkra eklenerek, vergi güvenliğinin sağlanması, kayıt dışı ekonomi ve vergi kaçakçılığı ile etkin bir şekilde mücadele edilmesi amaçlarıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yetkilendirilmediği halde ödeme kaydedici cihaz mührünü kaldıran, donanım veya yazılımını değiştiren veya yetkilendirilmiş olsun ya da olmasın ödeme kaydedici cihazın hafıza birimlerine, elektronik devre elemanlarına veya harici donanım veya yazılımlarla olan bağlantı sistemine müdahale ederek; gerçekleştirilen satışlara ait mali belge veya bilgilerin cihazda kayıt altına alınmasını engelleyen, cihazda kayıt altına alınan bilgileri değiştiren veya silen, ödeme kaydedici cihaz veya bağlantılı diğer donanım ve sistemler tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyen veya bunların gerçeğe uygun olmayan şekilde iletilmesine sebebiyet verenlerin üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörülüyor.

8) Muhafazası tehlikeli veya masraflı olan menkul malların pazarlık usulü ile satılmasına ilişkin düzenleme yapılıyor

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 85. maddesinde değişiklik yapılarak, muhafazası tehlikeli veya masraflı olan menkul malların pazarlık usulü ile satılmasına imkân sağlanıyor. Ayrıca, asıl alıcıların artırmaya iştirak ederek malın gerçek değerinde satılmasını sağlamak amacıyla, artırmaya iştirak edecek kişilerden teminat alınacak ve alınmayacak durumlar ile teminat olarak para yerine teminat mektubu alınması hususlarında karar vermeye alacaklı amme idarelerine yetki veriliyor.

9) İhale edilen malı almaktan vazgeçenlerin ödemeleri gereken faiz tutarı artırılıyor

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 86. maddesinde değişiklik yapılarak, artırma sonucunda kendisine ihale edilen malı almaktan vazgeçen kişilerin ödemeleri gereken yıllık yüzde 5 oranındaki faiz yerine, tecil faizi oranında faiz (şu an yüzde 15) alınması öngörülüyor.

Ayrıca, birinci artırmada talip çıkmaması veya ihale edilen malın alıcısı tarafından alımından vazgeçilmesi sonrasında yapılan ikinci artırmada mal kendisine ihale edilen kişinin bu malı almaktan vazgeçmesi halinde ikinci artırmada mal kendisine ihale edilen kişinin sorumluluğu netleştiriliyor ve ikinci ihale bedeli, diğer zararlar ve tecil faizi oranında faiz alınarak malın ikinci ihale alıcısına terk edilmesi öngörülüyor. Bu durumda dahi mal birinci defa kendisine ihale olunan kişinin, iki ihale bedeli arasındaki fark, diğer zararlar ve tecil faizi oranında faizi ödeme sorumluluğu devam ediyor.

10) Gayrimenkullerin elektronik ortamda satışına yönelik düzenleme yapılıyor

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 90. Maddesinde gayrimenkullerin elektronik ortamda satışına imkân sağlayacak düzenleme yapılıyor. Ayrıca, satış komisyonunun kimlerden oluşacağına ilişkin hüküm kaldırılarak, 6183 sayılı Kanunu tatbik etmekle görevli idarelerin yapılarına uygun komisyon oluşumuna imkan sağlamak amacıyla satış komisyonunun oluşumunu, çalışma usul ve esaslarını belirlemeye alacaklı amme idareleri yetkili kılınıyor.

Ayrıca, 6183 sayılı Kanuna 97/A maddesi eklenerek, menkul ve gayrimenkul malların elektronik ortamda satışına imkan sağlanıyor. Bu şekilde, satıştan daha çok kişinin haberdar olması, açık artırmaya katılımın en üst düzeye çıkarılması, malın gerçek değerinde satılması, alıcıların satış mahalline gelmeksizin elektronik ortamda teklif vererek satışın kısa sürede sonuçlandırılması amaçlanıyor.

11) Bedelin ödenmemesi nedeniyle ihalenin feshi halinde, kişinin sorumlu olacağı tutar netleştiriliyor

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 97. Maddesinde yapılması öngörülen düzenleme ile, gayrimenkul kendisine ihale olunan kimsenin bedeli ödememesi nedeniyle ihalenin feshedilmesi durumunda bu kişinin sorumlu olacağı tutarlar netleştiriliyor.

İhale bedelinin tamamını ödememek suretiyle ihalenin feshine sebep olan kimse teklif ettiği bedel ile bir sonraki ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve fark üzerinden hesaplanacak tecil faizi oranında faizden sorumlu olacak. Bu tutar ayrıca hükme gerek kalmaksızın teminattan mahsubu yapıldıktan sonra bakiyesi tahsil edilecek.

12) Akaryakıtta çember daraltılıyor

Kanun Teklifinde akaryakıt sektörüne yönelik ciddi düzenlemeler de yer alıyor.

Akaryakıt kaçakçılığına hapis cezası

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK) lisans verilen akaryakıt dağıtıcısı ve bayisi gibi firmalardan; kayıt dışılığa sebep olacak şekilde belgesiz olarak akaryakıt alım satımı yapanlar, sattıkları akaryakıtların belgelerini başka firmalar veya kişiler adına düzenleyenler ile bu belgeleri kullananlar, mahiyet veya miktar itibarıyla gerçek durumu yansıtmayan belgeleri düzenleyenler veya kullananların fiilleri kaçakçılık suçları kapsamına alınıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından akaryakıt ticareti için lisans verilenlerden; akaryakıtı belgesiz olarak alım satıma konu ettiği, gerçek bir ticari muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi ya da gerçek durumu mahiyet veya miktar itibarıyla yansıtmayacak şekilde belge düzenlediği veya kullandığı tespit edilenlerin iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılmaları öngörülüyor.

Lisans için vergi borcu olmama şartı geliyor

Bir başka düzenleme ile, lisans türleri ile EPDK tarafından belirlenecek diğer lisans türlerinde gerçekleştirilen faaliyetlerden doğan kamu alacaklarının tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla belirli işlemlerde ve her yılın belirli ayında lisans sahiplerinin vergi dairesine borcu bulunmadığına ilişkin belge ibrazı zorunluluğu getiriliyor.

Bu Kanunda belirtilen 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunmamasına ilişkin koşulu sağlayamayan lisans sahiplerinin lisans kapsamındaki faaliyeti EPDK tarafından bir ay süreyle geçici olarak durdurulacak ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmeyecek.

Ayrıca, petrol piyasasında rekabet ortamının iyileştirilmesi ve kayıt dışı ekonomi ile mücadele amaçları doğrultusunda EPDK’ya lisans sahipleri için teknoloji, kalite, güvenlik, hizmet ve teşebbüsün sürdürülebilirliğine yönelik teknik ve ekonomik kriterler ve özel şartlar belirleme yetkisi veriliyor. Belirlenen kriter ve şartları sağlayamayanların lisansı sona erdirilecek.

Dağıtıcının dağıtıcıya akaryakıt satışı yasaklanıyor!

Başka bir düzenleme ile de, dağıtıcıların başka bir dağıtıcıdan aldığı akaryakıtı başka bir dağıtıcıya tekrar satmasına yasak getirilerek dağıtıcılar arası ticaret yeniden düzenleniyor.

Bu Kanunda yer alan dağıtıcılar arası akaryakıt ticaretine ilişkin hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen dağıtıcının lisans kapsamındaki faaliyeti EPDK tarafından bir ay süreyle geçici olarak durdurulacak ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmeyecek.

Hile ve yalan beyanda bulunanların lisansı iptal edilecek

Diğer bir düzenleme ile, VUK’un 359. maddesinde ihdas edilen (ç) bendinde yer alan fiilleri işlediği tespit edilenler ile dağıtıcılar arası akaryakıt ticareti ile ilgili hükümlere aykırı hareket edenler hakkında idari yaptırım uygulanabilmesi ve Kanuna karşı hile veya yalan beyanda bulunulmasından dolayı lisansı iptal edilenlerin tekrar piyasaya girişinin engellenmesine yönelik değişiklikler yapılıyor.

Buna göre,

- 5015 sayılı Petrol Kanununun 20. Maddesi kapsamında yapılan talep veya işlemlerde, kanuna karşı hile veya yalan beyanda bulunulduğunun tespiti hâlinde lisans iptal edilecek. Bu şekilde lisansı iptal olanlara yeniden lisans verilmeyecek. Lisans sahibinin tüzel kişi olması durumunda söz konusu iptale konu fiilin işlendiği tarih itibarıyla yüzde ondan fazla paya sahip ortaklar ile görevden ayrılmış olan veya halen görevde bulunan yönetim kurulu başkan ve üyelerine, temsil ve ilzama yetkili olanlara lisans verilmeyecek ve bu kişiler lisans başvurusu yapan tüzel kişiliklerde doğrudan pay sahibi olamayacak.

- Vergi Usul Kanununun 359. maddesinin (ç) bendinde belirtilen kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen rafineri hariç her türlü tesiste lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar EPDK tarafından geçici olarak durdurulacak ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmeyecek. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilecek.

Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) ve elektrik piyasalarında belirli izinler almak suretiyle faaliyette bulunanlara da vergi borcu bulunmama şartı geliyor

5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında enerji alanında belirli izinler almak suretiyle bulunulan faaliyetler katma değeri yüksek ürünlere ilişkin. Bu ürünler Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında yüksek oranlarda vergiye tabi stratejik ürünler.

Yapılan düzenleme ile, bu Kanuna göre dağıtıcı ve bayilik lisansları ile Kurum tarafından belirlenen diğer lisans türlerine ilişkin olarak lisans başvurusu, lisans tadili veya lisans süresi uzatılmasına ilişkin taleplerin yerine getirilmesi için 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcunun bulunmaması şartı getiriliyor. Ayrıca, söz konusu lisans sahiplerinin her yılın Nisan ayının son günü itibarıyla 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunmadığına dair belgeyi izleyen ayın onbeşinci günü sonuna kadar EPDK’ya ibraz etmeleri zorunlu tutuluyor.

13) Geçici iş göremezlik ödeneği hesaplamasına üst limit getiriliyor

Geçici iş göremezlik ödeneği hesaplanırken, ödeneğe esas kazanç sigortalının son 3 aydaki ortalama kazancına göre belirleniyor. Sahte sigortalılık yapılarak ve ödeneğe esas kazanç ilgili üç aylık dönemde daha yüksek gösterilerek yüksek geçici iş göremezlik ödenekleri alınabiliyor.

Yapılacak düzenleme ile, hastalık ve analık sigortasından ödenecek olan geçici iş göremezlik ödeneğine esas günlük kazancın hesabında dikkate alınan üç aylık dönemin oniki aya çıkarılması ve belirli bir prim ödeme gün sayısı şartını sağlamayan sigortalılara ödenek tutarında üst limit belirlenmesi suretiyle fazla ödenek ödenmesinin engellenmesi amaçlanıyor.

Yapılacak düzenleme şu şekilde:

“5510 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncüsü fıkrasının (b) bendinde yer alan “üç aylık” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının olduğu, meslek hastalığında ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde; analık ve hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde 180 günden az kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olanlara hastalık ve analık halinde ödeneğe esas tutulacak günlük kazanç, iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırının iki katını geçemez.”

14) Prim teşviki, destek ve indirimlerden geriye dönük yararlanma ve başka teşvikle değiştirme imkanı kaldırılıyor

Gerek 5510 gerekse diğer Kanunlarla getirilen teşviklerden geriye yönelik olarak yararlanma hakları, Hazine veya finansmanını sağlayan kurumun ya da fonun yükünün artmasına sebebiyet vermesi ve uygulamada karmaşaya neden olması gerekçesiyle kaldırılıyor. Düzenleme yasalaştığı takdirde, işverenler geriye dönük olarak 5510 sayılı Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmayan ay/dönemler için geriye yönelik prim teşviki, destek ve indirimlerden yararlanamayacaklar, yararlanmış oldukları prim teşviki, destek ve indirimler başka bir prim teşviki, destek ve indirim ile değiştiremeyecekler.

Konu ile ilgili olarak 5510 sayılı Kanunun ek 17. maddesinin birinci fıkrasında yapılması öngörülen değişiklik şu şekilde:

“Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmayan ay/dönemler için geriye yönelik prim teşviki, destek ve indirimlerden yararlanılamaz, yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimler başka bir prim teşviki, destek ve indirim ile değiştirilemez.”

15) Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan tarımsal krediler yapılandırılıyor

Tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak açısından, Covid-19 salgınının tarım sektöründe yaratabileceği olumsuz etkiler de göz önünde bulundurularak üreticilerin kredi ödemelerini yapabilmeleri için tarımsal kredi borçlarının yapılandırılması ihtiyacı dikkate alınarak üreticilerin 31 Aralık 2020 tarihi itibariyle tasfiye olunacak alacaklar hesaplarına aktarılmış olan tarımsal kredi borçları yapılandırılıyor.

Bu amaçla 6824 sayılı Kanuna geçici bir madde eklenerek, Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan tarımsal kredi alacaklarından 2020 sonu itibarıyla tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarılan borçlular, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar kooperatife başvuruda bulunulması kaydıyla yapılandırılması öngörülüyor.

Yapılandırmaya esas tutarın; defaten ödenmesi halinde borcun tamamı, taksitlendirilmesi halinde ise peşinata tekabül eden yüzde 30’u 2021 yılının Ekim ayı sonuna kadar, kalan tutarı ise 2022 yılının Ekim ayından başlamak üzere her yıl tekabül ettiği ayda üç eşit taksitte ödenmesi gerekiyor.

(Kaynak: Abdullah Tolu / Dünya Gazetesi | 01.03.2021)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM