BASINDAN YAZILAR
Yarı Kararlarında Menkul Sermaye İradı / Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - MuhasebeTR

Yarı Kararlarında Menkul Sermaye İradı / Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz

Danıştay 4. Dairesi E. 2004/1526 K. 2005/515 T. 31.3.2005

Davacı adına 2000 yılında tahakkuk eden kâr payından dolayı elde ettiği menkul sermaye iradını beyan etmediği ileri sürülerek düzenlenen rapora göre beyan dışı bıraktığı tespit edilen matraha esas kazancın ortaklara dağıtılmış olduğu kabul edilmiş ve davacı ortağın hissesine düşen payın davacı açısından elde edilmiş kâr payı olduğu belirtilerek tarhiyat yapılmış ise de; menkul sermaye iradının elde edilmiş sayılabilmesinin sadece hukuken tasarruf edilebilmesine yani tahsil edilebilir hale gelmesine değil, iradı iktisaden tasarruf edebilme imkânının da bulunmasına bağlı olması, limited şirketlerde kâr  paylarının dağıtımının gerçekleşebilmesi, yani menkul sermaye iradının elde edilmiş sayılabilmesi için şirketin yetkili organlarınca karar alınarak fiilen dağıtımın gerçekleşmiş olması ve dağıtımın yapıldığının kesin olarak saptanmaması durumunda ortağın kâr payı elde etmesinin söz konusu olamayacak olması sebepleriyle, şirketin kâr payı dağıttığı yönünde somut ve kesin bir tespit olmadan sadece varsayıma dayanılarak ortağın kâr payı elde ettiğinden bahisle menkul sermaye iradı elde ettiği kabul edilemez.

 

Danıştay 4. Dairesi E. 1998/2733  K.1999/2216 T.25.5.1999

Davacı vakıf, 1997 yılı Eylül ayında ihtirazi kayıtla beyan edilip ödenen gelir(stopaj) vergisinin red ve iadesi istemiyle dava açmış ise de; Vakfın özel okul işletmeciliği faaliyetinin iktisadi faaliyet olmasından dolayı kurumlar vergisine tabi olması, Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınmış olsa dahi özel okul işletmeciliği faaliyetinden vakfın elde ettiği menkul sermaye iradının muafiyet kapsamında bulunmaması ve buna göre vakfın iktisadi işletmesi olan Özel X Lisesi tarafından kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilen kazancından kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın davacı vakfın menkul sermaye iradı olması sebepleriyle, davacı vakfın GVK'nun 94/6-b md. uyarınca tevkifata tabi tutulmasında hukuka aykırılık yoktur.

 

Danıştay 4. Dairesi E. 1997/3683  K.1998/2097 T.21.5.1998

Davacının ortağı olduğu şirketin serbest bölgede faaliyette bulunduğu ve elde ettiği kazançtan dolayı kâr payı dağıttığı olayda, elde ettiği bu kâr payının serbest bölgede elde edilen gelir olması nedeniyle vergiden muaf olduğunu belirterek beyannamesini ihtirazi kayıtla veren davacı adına gelir vergisi tahakkuk ettirilmiştir. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 6.maddesinde, serbest bölgelerin gümrük hattı dışında sayılacağı, bu bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mükelleflerine dair mevzuat hükümlerinin uygulanmayacağı, Türkiye'deki tam ve dar mükellef gerçek ve tüzel kişilerin serbest bölgedeki faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazanç ve iratların Türkiye'nin diğer yerlerine getirildiğinin kambiyo mevzuatına göre tevsiki halinde de gelir ve kurumlar vergisinden muaf olacakları hükme bağlanmış olup, bu hükme göre gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin serbest bölgelerdeki faaliyetlerinden elde ettikleri kazanç ve iratlar gelir ve kurumlar vergisine tabi olmamakla birlikte, kurumlar açısından serbest bölgedeki faaliyetlerden sağlanan kazanç ve iratların ortaklara kâr payı olarak dağıtılması halinde, bu kâr payını elde eden ortaklar açısından serbest bölgede elde edilen bir kazanç veya irat olmaktan çıkıp GVK'na göre beyanı gereken bir menkul sermaye iradı olduğundan, tahakkuk ettirilen gelir vergisinde kanuna aykırılık yoktur.

(Kaynak: Referans Gazetesi | 18.06.2008)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM