Gelir İdaresi Başkanlığı’nca mart ayında yayımlanan bir Genel Tebliğ ile COVID-19 salgınından en çok etkilendiği düşünülen sektörler ile sokağa çıkma yasağı getirilen gerçek kişiler için mücbir sebep halinin varlığı kabul edildi. Bu çerçevede mücbir sebep hükümlerinden yararlanacak mükelleflerin bazı vergileri ötelendi.
İdare tarafından yapılan düzenleme hem sınırlı bir mükellef kitlesini kapsadı, hem de kapsama sınırlı sayıda dönem ve vergi alındı. Salgından etkilenen birçok mükellef grubu kapsama alınmadı.
Gelinen noktada ekonomik koşullara bakılırsa mücbir sebep kapsamına alınan/alınmayan birçok mükellef vergilerini ödemekte zorlanacaklar. Bu durumda olan mükelleflerin çoğunun beklentisi, yeni bir yapılandırma kanunu veya İdarenin yeni yetkiler kullanarak zor durumda olan mükellefler için bazı ödeme kolaylıkları sağlaması.
6183 sayılı Kanun’da tecil ve taksitlendirme müessesesi var ama bu müessese de hem bütün mükellefler için uygulanamıyor hem de düşük sayılmayacak bir faiz karşılığında yapılabiliyor.
Önümüzdeki kısa vadede yeni bir yapılandırma kanunu çıkmazsa yaygın olarak karşılaşacağımız taksitlendirme konusunu okuyuculara tekrar bir hatırlatayım istedim.
Yasal düzenleme
Tecil düzenlemesi Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (6183 sayılı Kanun) 48. maddesinde düzenlenmiş. Konuyla ilgili açıklamalar da Seri: A Sıra No:1 Tahsilât Genel Tebliğinin Birinci Kısım Dördüncü Bölümü’nün "I. Tecil" alt başlıklı bölümünde yer alıyor. Kanun’un 48/A maddesinde de vergiye uyumlu mükellefler için tecil müessesesi var ama bu makalede konuyu 48. madde kapsamında yapılan tecil ve taksitlendirmeyle sınırlı tutacağım.
Tecil yetkisi
Vergi borçlarının tecil yetkisi Hazine ve Maliye Bakanı’na ait. Ancak bu yetki 09.08.2018 tarih ve 2018/3 sayılı Tahsilât İç Genelgesi ile devredildi.
Genelgeye göre tecil yetkisi;
- 600.000 liraya kadar Vergi Dairesi Başkanı,
- 400.000 liraya kadar Defterdar,
- 200.000 liraya kadar Bağımsız Vergi Dairesi Müdürleri,
- 50.000 liraya kadar Bağlı Vergi Dairesi Müdürleri,
tarafından kullanılabiliyor. Yukarıda belirtilen tutarları aşan talepler Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından değerlendiriliyor.
Tecil edilebilecek vergiler
Tecil edilebilecek vergiler, 10.03.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’yle belirlenmiş. Bu İç Genelge’ye göre, tecil edilemeyeceği belirtilenler dışındaki bütün vergi ve harçların tecil edilmesi mümkün. Tecil edilemeyen, yaygın olarak karşılaşılan vergi ve harçlar şunlar: geçici vergi, özel tüketim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel iletişim vergisi, harçlar (ikmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç).
Katma değer vergisi tecil edilemeyecek vergiler arasında iken, 20.06.2016 tarihinde yayımlanan 2016/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’yle kapsama alındı. Dolayısıyla katma değer vergisi borçları için de tecil ve taksitlendirme istenebilir.
Tecil talep edebilecek olanlar
Kamu alacağının tecili, ödemenin veya zorla tahsille ilgili uygulamaların borçluyu çok zor duruma düşürecek olduğu hallerde yapılabiliyor. Talepte bulunan mükellefin "çok zor durumda" olup olmadığı da likidite oranlarına göre belirleniyor. Yürürlükte olan İç Genelge’ye göre, bilanço esasına göre defter tutanların likidite oranları; “(Dönen varlıklar – Stoklar) / Kısa vadeli yabancı kaynaklar” formülü kullanılarak tespit ediliyor.
Genelgeye göre, borcun tecil edilip edilmeyeceği, tecil edilecekse tecil süresi şu şekilde belirleniyor:
- Likidite oranının 1'den büyük olması durumunda borç tecil edilmiyor.
- Likidite oranının 1 veya 1'den küçük ve 0,50'den büyük olması durumunda 18 aya kadar tecil yapılabiliyor.
- Likidite oranının 0,50 veya 0,50'den küçük olması durumunda ise borçlar 36 aya kadar tecil edilebiliyor.
Yerel idareye tanınan 18 ve 36 aylık süreler azami süreler. Tecil süresinin tespitinde, borçlunun öteden beri borç ödemede iyi niyetli olup olmadığı, borç tutarının az veya çok oluşu, daha önce tecil edilen borçlarını tecil şartlarına uygun ödeyip ödemediği ve ödeme gücü göz önünde bulunduruluyor.
2016/2 sayılı İç Genelgede, katma değer vergisi alacakları için farklı bir süre belirlenmiş. Bu vergiden kaynaklanan borçlar ancak altı ayı geçmeyecek şekilde azami altı taksit olarak yeniden yapılandırılabiliyor.
Teminat gösterilmesi
Tecil ve taksitlendirme ancak tecil edilen borç için teminat gösterilmesi halinde mümkün. Borç tutarının 50.000 lirayı aşmaması durumunda teminat aranmıyor. Bu tutarın üzerindeki borçlarda ise bu tutarı aşan kısmın yarısı kadar teminat gösterilmesi gerekiyor.
Tecilin maliyeti
Tecil edilen vergi borçlarına yıllık %15 tecil faizi hesaplanıyor. Günümüz enflasyon ve faiz oranları dikkate alınırsa oldukça yüksek bir oran. Ödenen tecil faizinin gider kaydedilemediği de dikkate alınırsa, gerçekte tecilin maliyetinin çok yüksek olduğunu söylemek mümkün. Salgının genel olarak işletmelere olan etkisi de dikkate alınırsa, faiz oranının yeniden belirlenmesinde yarar var.
Hazine ve Maliye Bakanı’nın yetkisi
6183 sayılı Kanun’un 48. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, Hazine ve Maliye Bakanı’nın, mücbir sebep hali kapsamındaki borçluların, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etme yetkisi var. Yukarıda tecil faiz oranının bütün mükellefler için düşürülmesi gerektiğini ifade ettim. Bence mücbir sebep kapsamında olan mükellefler için ayrıca bu yetki de kullanılmalı.
(Kaynak: Recep Bıyık / Dünya Gazetesi | 22.05.2020)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.