Koronavirise (COVID-19) maruz kalan çok sayıda çalışan için iş kazası sayılıp sayılmayacağı konusunda ciddi belirsiz ve tartışmalar vardı. SGK Başkanlığı bu konuda kendi açısından noktayı koydu. Esasen koronavirüsün doğası gereği çalışanların salgın hastalığa ne zaman, nerede ve ne şekilde yakalandığının tespiti oldukça zordur. Bahsi geçen virüs solunum yolu ile bulaşmaktadır. Çalışanın iş yerinde veya sosyal hayatında hastalığı kapma ihtimali bulunmaktadır. Bu yüzden, çalışanın hastalığı görevi başında kapıp kapmadığı net olarak belirlenmesi oldukça zordur.
Başka bir ifadeyle çalışanların iş yeri veya iş yeri eklentileri dışında, ev veya sosyal hayatında, alışverişte ya da dışarıda herhangi bir yerde koronavirüs kapmış olma ihtimali bulunmaktadır.
SGK ne diyor?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) söz konusu belirsizliği ortadan kaldıracak bir genelge yayınlamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu 07/05/2020 tarihinde yayınladığı 5852699 esas sayılı genelge ile söz konusu duruma açıklık getirmiştir. Tüm ülkeleri olumsuz yönde etkileyen ve Dünya Sağlık Örgütü’nce pandemi (salgın) olarak ilan edilen koronavirüs, SGK açıklamaları doğrultusunda 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 15. maddesi gereğince hastalık olarak kabul edilmiştir.
Söz konusu kanun maddesinde; “5510 Sayılı Kanun’un 4 (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğe neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir” hükmü bulunmaktadır.
Dolayısıyla; COVID-19 virüsünün bulaşıcı bir hastalık olması dikkate alındığında, koronavirüse yakalanan ve sağlık hizmet sunucularına müracaat eden sigortalılara, başka bir ifadeyle tedavi olmak amacıyla hastaneye başvuran çalışanların durumu hastalık kapsamında değerlendirilecektir. Buna göre artık iş yerlerinin COVID-19 pozitif vakalarına iş yerinde veya dışarıda maruz kalıp kalmadığına bakılmaksızın SGK’ya iş kazası olarak bildirmeye gerek kalmamıştır. Ancak hemen belirtelim ki, koronavirüse iş yerinde maruz kalınmasının iş kazası mı, meslek hastalığı mı veya hastalık olarak mı değerlendirileceği konusundaki tartışmalar uzun bir süre devam edecek. İleride bu konuda çok tartışma yaşanacaktır, bir kısım çalışanların veya COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin ailelerinin bu yönde yargısal süreçlere girmeleri kaçınılmazdır.
Mevzuat yetersiz
Koronavirüs (COVID-19) hakkında tıbbi açıdan bilinenler çok sınırlı olduğu gibi, her geçen gün farklı bilgiler ortaya çıkıyor. Örneğin, virüse maruz kalan ve tedavi olan kişilerin organlarında ağır hasarlar kalacak mı, ne kadarlık bir süre zarfında tamamen iyileşme olacak, kalıcı bir hastalığa sebep olacak mı sorularının halen cevabı verilebilmiş değil. Bu tür salgın hastalıkların çalışma hayatına etkileri konusunda boşluk var. Salgın hastalıkların hangi kategoride ele alınacağı konusunda net bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Esasen koronavirüsü ile birlikte mevzuatımızın yetersiz olduğunu, ihtiyaçları karşılayamadığını ve başta iş kanunu, sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu, borçlar kanunu, vergi kanunları, ticaret kanunları gibi çalışma hayatını doğrudan ilgilendiren alanlarda yaşanan eksikliklerin giderilmesini sağlayacak yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtmeliyiz.
RESUL KURT
dunya.com
(Kaynak: Resul Kurt / Dünya Gazetesi | 11.05.2020)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.