Son yazılarımda mücbir sebebin sonuçlarının hep daraltıcı yoruma tabi tutulduğunu, bunun da mükellef haklarını dışlayıcı sonuç yarattığını, oysa bu önemli sorunun yorum yolu ile aşılabileceğini söylemiştim.
İçinde bulunduğumuz olumsuz koşulların hem hak kaybına yol açmaması, hem de kişilerin yargı yolundan yararlanmak amacıyla adliyelerde sosyal mesafeyi tehlikeye düşürecek şekilde bir araya gelmesini önlemek amacıyla çıkartılan 7226 sayılı Kanun’un yargı ile ilgili bir kısım süre ve başvuru yollarını durduran ve hakları koruyan hükümlerini de aktarmıştım. Ancak bu kanunda (geçici md. 1) geçen “bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin haklar” ibaresinin, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan bir kısım hakları da kapsadığını veya en azından kapsar şekilde yorumlanması gerektiğini, bu sebeple de uzlaşma, indirimden yararlanma gibi müesseselere müracaat sürelerinin de durması gerektiğini, ancak bazı hukukçuların bu ibarenin yargı yolları ile ilgili olarak anlamlandırılması gerektiğine ilişkin görüşleri dolayısıyla bu konuda duraksama olduğunu ifade etmiştim.
Nihayet Gelir İdaresi Başkanlığı konuya ilişkin yorumunu açıkladı. 31.3.2020 tarih ve 41721 sayı ile duyurulan 2020/2 sayılı Uygulama İç Genelgesi ile ifade edilen uygulamayı yönlendirici açıklamanın sonuç bölümü aynen şöyle;
“Bu hüküm (7226 s.K. gç. md. 1) uyarınca 2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında cezada indirim talep etme, uzlaşma başvurusu, kanun yolundan vazgeçme süreleri, dava açma süreleri gibi bir hakkın doğumu, kullanımı ve sona ermesine ilişkin süreler 30.4.2020 tarihine kadar durmuş bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun kapsamında ise işlemler ve 30.4.2020 tarihine kadar durmuş bulunmaktadır”.
Gelir İdaresi’nin, 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde yer alan “bir hakkın doğumu, kullanımı ve sona ermesine ilişkin süreler” ibaresin, amaca uygun şekilde ve mükellef haklarını da gözeterek yaptığı yorum, son derece doğru, haklı ve yerinde bir yorumdur. Ve kutlamak gerekir.
Hukukta asıl olan kişilerin haklarını kısıtlamak, hak kayıplarına elverişli yorumlar yapmak, süreleri dar yorumlayarak mükellefleri hep belirsizlikler veya zor durumlar içinde bırakmak, maharet veya hukuk değildir.
Bu İç genelge 7226 sayılı Kanunu’nun geçici 1. maddesi kapsamında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenen cezada indirim talep etme, uzlaşma başvurusu, kanun yolundan vazgeçme sürelerinin de 30.4.2020 tarihi sonuna kadar durduğu açıklığa kavuşmuştur.
Hata ve düzeltme başvuru sürelerinin burada zikredilmemesi ise bir eksiklik değildir. Zira bu konuda kanunda bir süre yoktur. Tarh zamanaşımı süresi içerisinde her zaman düzeltme talep edilebilir. Tarh zamanaşımı süresi ise zaten genelde yılsonunda dolmaktadır. Düzeltme talep edilenlerin şikâyet yoluna gitmeleri (VUK. md. 124) hususunda da zaten bir süre kanunda yoktur.
Söz konusu İç genelge de bir önemli açıklama da, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun kapsamındaki işlemlerin 30.4.2020 tarihine kadar durdurulduğu açıklamasıdır. İdare bu açıklaması ile ödeme emri tebliği, haciz, satış gibi işlemleri de durdurduğunu açıklamaktadır. Bu açıklama da zaten zor durumda olan, virüs korkusuyla yaşayan kişi ve mükelleflere gösterilen bir anlayışı yansıtması bakımından son derece olumludur.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 09.04.2020)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.