İş Kanunu’ndaki iş güvencesi, haksız işten atılan işçilere mahkeme kararıyla işe iade hakkı verir. İşverenin temsilcisi konumundaki yöneticiler iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Uygulamada, hangi yöneticilerin iş güvencesinden yararlanıp hangisinin yararlanamayacağı konusunda anlaşmazlık yaşanıyor. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, Yargıtay’ın son kararları ışığında yöneticilerin iş güvencesini yazdı
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde en az 6 aylık kıdemi olan işçiler iş güvencesinden yararlanabilir. İşveren bu işçilerin iş sözleşmesini feshederken, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından, ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda. Söz konusu iş yerlerinde iş akdi feshedilen işçiler işe iade davası açabilir. Mahkemenin işe iade kararına rağmen işçiyi işe almayan işveren boşta geçen 4 aylık ücrete ilave olarak 8 aylık ücrete kadar varan işe başlatmama tazminatı ödemek zorunda kalır.
Kanuna göre, “İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri” iş güvencesinden yararlanamaz. Ancak, uygulamada kimlerin “işveren vekili” olarak kabul edilip kimlerin edilmediği hususunda anlaşmazlıklar yaşanıyor.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin Esas no 2019/78, Karar no 2019/10754 sayılı 13 Mayıs 2019 tarihli kararına konu dosyada, bir şirkette satış pazarlama genel müdür yardımcısı olarak çalışan kişinin iş akdi feshedildi. Gerekçe olarak da şirketin yeniden yapılandırıldığı, kendisine uygun pozisyon bulunmadığı gösterildi.
Yönetici, işverenin ne iş yapısında ne de organizasyon yapısında hiçbir değişiklik yapmadığını, görevden alındığı pozisyonun da devam ettiğini belirterek işe iadesini istedi. Yerel mahkeme talebi kabul etti. İşverenin mahkemeye sunduğu belgelere göre, davacı yönetici, 3 milyon dolar ve karşılığı Türk Lirası tutara kadar işlemlerde işvereni temsil etmeye yetkili 3. derece imza yetkisine sahip iki kişiden biri durumunda. İstinaf mahkemesi, davacının, söz konusu tutara kadar ancak 2. bir kişiyle imza atması durumunda imzasının geçerli sayıldığına dikkat çekerek, imza yetkisinin sınırlı olduğuna, işyerinin tamamını sevk ve idare eden konumunda olmadığı için işveren vekili sayılamayacağına, bu nedenle iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceğine karar verdi.
İŞLETMENİN TÜMÜNÜ YÖNETEN GENEL MÜDÜR YARDIMCISINA İŞ GÜVENCESİ YOK
İşverenin temyiz başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk dairesi, iş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin her şeyden önce işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna dikkat çekti. Yargıtay kararında, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcılarının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacakları belirtildi.
Ancak, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılmasının tek başına iş güvencesi kapsamı dışında kalınması sonucunu doğurmayacağı, önemli olanın, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediği olduğu kaydedildi. Bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerektiğine dikkat çekilen kararda, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekillerinin de iş güvencesinden yararlanamayacakları belirtildi.
(Kaynak: Haber Türk | 25.02.2020)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.