Değerli okurlar, bugün sizlere emeklilikte yaşa takılanlardan (EYT) ve son günlerde EYT’liler konusunda yaşanan gelişmelerden bahsedeceğim.
Bildiğiniz gibi emeklilikte yaşa takılanlar konusunu 2012-2013 yılından beri TV ekranlarında sunduğum programlarda 2015 yılının ilk günlerinden itibaren de gazetemizin bize ayırdığı çalışma hayatı köşemizden dile getirerek EYT’liler konusunu sürekli işleyerek gündem oluşması için mücadele ettim ve sorun çözülene kadar da gündemde tutmaya devam edeceğim.
Hükümet yetkililerinin daha önce birkaç defa “gündemimizde böyle bir konu yok” deyip gündeme alınmayan EYT’liler yapmış oldukları milyonluk mitingler ile inatçı ve kararlı tutumları ile öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dikkatlerini çekerek gündeme alındılar ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile emeklilikte yaşa takılanların (EYT) durumuyla ilgili olarak Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin’i görevlendirdiğini açıkladı. Bu açıklama sonrası EYT’liler umutlandı ve sonucu bir an önce bekliyorlar. Benim düşüncem Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin öncelikle SGK ile görüşecek ve gerekli verileri elde edip daha sonra bu konuda gerek TV’de gerek ise gazetelerde köşe yazarlığı yapıp direkt halkın soru ve sorunlarını gündeme taşıyıp çözüm yolları arayan iş ve sosyal güvenlik uzmanlarının da olduğu ve EYT ile alakalı STK’lardan görevliler ile bir heyet oluşturup konunun çözümüne dair toplantılara geçip umutla bekleyen EYT’lilere bir an önce müjdeli haberler verilmedir.
Bu arada geçtiğimiz günlerde EYT Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak ile Çankaya Köşkü’nde Prof. Dr. Vedat Bilgin bir görüşme yaptılar ve toplantı sonucunda EYT’liler Sayın Vedat Bilgin Bey’den de bir açıklama beklemektedir. Bir de umarız ileriki günlerde Sayın Prof. Dr. Vedat Bilgin sosyal güvenliğe dair yazanlar ile TV’lerde program hazırlayanlarla da bir görüşme yapıp halkın EYT ile ilgili beklentilerine dair görüşleri ve çözüm önerilerini de alarak sorunun daha uzamadan çözüm önerileri ile birlikte bir rapor olarak Sayın Cumhurbaşkanı’na sunar.
Evet EYT’liler 09.09.1999 tarihinden itibaren 20 yılı aşkındır büyük bir mücadele göstererek hedeflerine adım adım yaklaşmaktadırlar. Hayat şartlarının gitgide zorlaştığı dönemlerde dağ gibi büyüyen bu sorunun bir an önce çözümünü beklemektedirler. Dernekleşme olmadan önce sosyal medya aracılığı ile bu işe öncülük edenler ayaküstü de olsa birkaç defa zamanın başbakanı şimdinin cumhurbaşkanı ile görüşüp kendilerine EYT dosyası sunduklarını biliyoruz hatta Sayın Cumhurbaşkanı’nın da bu konuya dair haklılıklarına dair açıklamaları olduğundan bu dönemde umutlar kat ve kat artmıştır inşallah EYT’lilerin umutları boşa çıkmaz diyoruz.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere özel sektörde yaşlı diye işe alınmayanlar emeklilik için müracaat ettiklerinde daha yaşın genç diye emeklilikleri ret olunan EYT’liler sorunu nasıl oluştu.
Değerli okurlar, bugünkü EYT sorununun kökü 8 Eylül 1999 tarihine dayanıyor. Bu tarihten önce SSK’lı olan sigortalıların emekli olabilmeleri için kadın çalışanların 20 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin gün prim ödemiş olması; erkek çalışanların da 25 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin gün prim ödemiş olması gerekiyordu. Bağ-Kur’lularda ise kadınlar 20, erkekler 25 yıl prim ödediklerinde emekliliğe hak kazanıyorlardı. Yani, emeklilik için yaş şartı aranmıyordu. Ancak 1999’un Eylül ayında sosyal güvenlik sisteminde büyük bir değişiklik yapıldı ve sigortalılık süresi, prim gün sayısına ek olarak emeklilik için bir de yaş şartı getirildi. Buna göre de emekli olabilmek için emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlar için 58, erkek çalışanlar içinse 60’a çekildi ve prim gün sayısı da 7 bin güne çıkarıldı. Bir gecede yapılan değişiklikle emeklilik koşuluna yaş şartı eklendi. İşte bu durum, son yıllarda konuştuğumuz emeklilikte yaşa takılanlar sorununu doğurdu. Başlarda bu durumdan etkilenenlerin sayısı azdı ancak zaman geçtikçe prim gün sayısını doldurup da emekli olamayanların sayısı neredeyse her evde yaşanmaya başlanınca sokakta, kahvede, işyerinde en çok konuşulan sorun haline geldi.
Değerli okurlar, ekonomimizin zor süreçten geçtiği bugünlerde bütçedeki aktüeryal denge de gözetilerek ortak bir noktada uzlaşılmalıdır. Bu konuda daha önce de gündeme gelen yurtdışı benzer örnekler uygulanabilir. Almanya’da normalde emeklilik yaşı işe giriş ve doğum tarihlerine göre 65 veya 67 yaşıdır. Ancak, 63 yaşına gelmiş olanlar her eksik yaş için yüzde 2’lik daha düşük emekli aylığı bağlama oranı ile 67 yaşını beklemeden emekli de olabiliyorlar. Ancak, daha sonra çalışsalar bile emekli aylıkları bir daha artmıyor. Finlandiya’da da benzer uygulama var ama daha güzel, eksik aylık bağlama oranı ile daha erken yaşlarda emekli olanlar, emekli olduktan sonra çalışmaya devam ederlerse bu kere her çalıştıkları yıl aldıkları emekli aylığı yüzde 2 artarak gerçek emekli aylıklarına yükseliyor. Örnek olarak sunmuş olduğum 2 tür çözüm önerileri veya görüşmeler neticesinde gündeme getirilecek alternatif çözüm önerileri ile sorun çözülebilir.
Yazımı EYT’lilerin dillerimize pelesenk olmuş o muhteşem cümlesi ile bitiriyorum:
“Edirne’den Kars’a, Jüpiter’den Mars’a, Çıksın Artık Bu Yasa!”
(Kaynak: Milli Gazete | 21.09.2019)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.