SGK’dan önce çalışanların statüsüne göre kurulan sosyal güvenlik kurumları (işçilerin-SSK, memurların-Emekli Sandığı, esnaf ve diğer bağımsız çalışanların Bağ-Kur, banka ve meslek odaları çalışanları) “Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı”na devredilerek ortadan kaldırılmıştır. Buna karşın yeni kurulan SGK bünyesinde de statüye dayalı farklı hak ve yükümlülükleri olan çok sayıda sigortalılık çeşidi bulunmaktadır. Hâl böyle iken SGK öncesinde var olan sigortalılık hâllerinin birleşmesi veya çakışması dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir.
SSK’lı gösterilen Bağ-Kur’luların emeklilik ve hizmetlerinin iptal riski
SSK’dan emeklilik için emeklilik şartları ve bağlanacak emeklilik aylığı Bağ-Kur’a göre daha avantajlı olduğundan başta şirket ortakları ve iş yeri sahipleri olmak üzere çok sayıda Bağ-Kur’lu yalan yanlış bilgilere dayanarak Bağ-Kur yerine kendilerini SSK’lı göstermektedir. Ancak SSK kapsamında sigortalı gösterilmek bu sigortalılığın geçerli olduğu anlamına gelmemektedir.
Hukuki yönden SSK’lı olması mümkün olmadığı hâlde kendilerini SSK’lı gösteren Bağ-Kur’luların, SSK süreleri ne kadar olursa olsun hatta emekli olsalar bile SGK bu sigortalılık hizmetlerini iptal etmektedir. Emekli olanların ise emeklilikleri iptal edilmektedir..
Bu konuda daha önceden defalarca uyarmama rağmen yalan-yanlış bilgilere ya da bazı sahte uzmanlara dayanarak kendilerini SSK’lı gösteren Bağ-Kur’luların SSK hizmetlerinin geçersiz olduğunu SGK, en son yapmış olduğu düzenlemede net bir şekilde ortaya koymuştur.
(4/b) kaydı bulunan şirket ortağının (4/a) sigortalılığının geçerliliği
Bağ-Kur kapsamında şirket ortağı olması nedeniyle (4/b) kapsamında sigortalı olan şirket ortağının, daha sonraki bir tarihte ortağı olduğu şirketten (4/a) kapsamında sigortalı bildirilmesi hâlinde, önce başlayan sigortalılık sona ermediği sürece diğer sigortalılık devreye girmeyeceğinden, (4/a) kapsamındaki sigortalılık iptal edilecek (4/b) kapsamındaki sigortalılığı geçerli sayılacaktır.
(4/b) kaydı olmayan şirket ortağının (4/a) sigortalılığının geçerliliği
Şirket ortağı olup SGK tarafından (4/b) kapsamında tescili yapılmamış olanların, ortağı olduğu şirketten daha sonra veya aynı gün (4/a) kapsamında bildirilmiş olması hâlinde sigortalılıkların başladığı tarihler önem taşımaktadır.
1/10/2008 tarihinden önce Bağ-Kur kapsamında tescili yapılması gerektiği hâlde SSK kapsamında tescil yapıldığı söz konusu tarihten sonra tespit edilen sigortalıların (4/a) kapsamında yapılan tescil kaydı SGK tarafından kabul edilmemektedir.
SGK, (4/b) kapsamında sigortalı olması gereken tarih itibarıyla (4/b) kapsamında sigortalılığı başlatılacak ve (4/a) kapsamındaki hizmetler (4/b) kapsamında hizmet olarak değerlendirilecektir. (4/a) kapsamındaki hizmetlerin (4/b) kapsamında hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin iş ve işlemler cari usullere göre sonuçlandırılacaktır.
Bu durum, (4/a) kapsamında çalışmaya başladığı tarih ile şirket ortağı olduğu tarih aynı olan sigortalılar için de uygulanacaktır. Burada esas olan, (4/a) kapsamında çalışma devam ederken (4/b) kapsamında sigortalılığı gerektiren şirket ortaklığının gerçekleşmesidir. Ancak, şirket ortağı olduğu gün diğer bir ifadeyle, (4/b) kapsamında sigortalı olması gerektiği hâlde aynı gün ortağı olduğu şirketten (4/a) kapsamında bildirim yapıldığı tespit edilenlerin, şirket ortaklığı nedeniyle (4/b) kapsamında bildirimi;
(4/a) sigortalısı olup çalıştığı iş yerine veya başka bir şirkete ortak olanlar
2008/Ekim öncesinde (4/a) kapsamında hizmet akdiyle çalışırken, çalıştıkları iş yerine veya başka bir şirkete ortak, anonim şirkette ise kurucu ortak veya yönetim kurulu üyesi olanlar, (4/a) kapsamındaki sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar (4/b) kapsamına alınmayacaktır.
(4/a) kapsamındaki çalışmaları sona erdirip en az bir gün ara vererek ortağı olduğu şirketten yeniden hizmet akdine tabi çalışmaya başlanması durumunda hizmetler kesintiye uğramış kabul edilecektir.
(4/a) sigortalısı olup işçisi bulunmayan çalıştığı şirkete ortak olanlar
Tüzel kişiler, tıpkı gerçek kişiler gibi hak sahibi olabilen ve borç altına girebilen ve hukuk sisteminde kişi olarak kabul edilen mal veya kişi toplulukları olduğundan, tüzel kişilerin topluluğu oluşturan kişilerden ayrı bir kişilikleri bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle, hukukta belirli bir amaç çerçevesinde örgütlenmiş bazı insan ve mal toplulukları tek bir "varlık" niteliğinde kabul edilmiş ve bu topluluklara da insan gibi hak sahibi olmak, yükümlülük ve borç yüklenebilme imkânı tanınmıştır. Tüzel kişilikler yetkilerini organları marifetiyle kullanmakta olup, organlar ise gerçek kişilerden oluşmaktadır. Şirketlerin ortakları ile tüzel kişinin organı arasında kolektif, adi ve adi komandit şirketler hariç hizmet akdi kurulması mümkün bulunmaktadır.
Buna göre, ortağı olduğu şirketten (4/a) kapsamında hizmeti bildirilen ve kendinden başka (4/a) kapsamında sigortalı kalmayan şirket ortaklarının, çalıştıkları şirketin sermaye şirketi olması hâlinde ise, (4/a) kapsamında sigortalılığı devam ettirilecektir.
***
“Hayat bir ayna gibidir. Gülümserseniz, o da size gülümser.” Peace Pilgirim
(Kaynak: Türkiye Gazetesi | 14.05.2019)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.