Hazine ve Maliye Bakanı, yeni ekonomi programının yapısal dönüşüm adımlarını açıkladı. Açıklanan dönüşüm adımlarının gelir artırıcı adım projeksiyonu başlığı altında tek seferlik olmayan, hiç vergilendirilmeyen alanlar öncelikli, yüksek gelirin daha adil vergilendirilmesi hedefleri konularak 76 Milyar TL tasarruf ve gelir artırıcı tedbir alınacağı ifade edildi.
VERGİ DÖNÜŞÜMÜ NASIL OLACAK?
Yapısal dönüşüm adımlarının vergi dönüşümü başlığını taşıyan alanında, üçlü bir yapı karşımıza çıkıyor. Vergi dönüşümünün üç ana başlıkta yapılacağı ifade ediliyor: Bunlardan birincisi yeni vergi mimarisi, ikinci konu kayıt dışı ile mücadele üçüncü konuda mükellef hakları.
Yeni vergi mimarisi başlığı altında; istisna ve muafiyetlerin azaltılacağı, kurumlar vergisinin kademeli olarak düşürüleceği, beyanname uygulamasını yaygınlaştırılacağı, verginin tabana yayılacağı, gelire göre artan oranlarda vergilendirme yapılacağı, girişimciliğin ve yeni iş kurmanın kolaylaştırılacağı ifade edilmektedir.
Kayıt dışı ile mücadele başlığı altında ise; vergide gönüllü uyum, sahte ve yanıltıcı belge ile mücadele, bunun içinde etkin yaptırım, teknik çözüm, e-fatura ve benzersiz kodlu mal hareketi takibi yapılacağı ifade edilmektedir.
Mükellef haklarının korunması ve geliştirilmesi için; mükellef hakları icra kurulunun kurulacağı, dinleme hakkı usul-esaslarının belirleneceği, mükellef memnuniyetinin düzenli ve sürekli ölçüleceğini ve mükellef hakları bildirgesinin bağlayıcı hale getirileceği ifade edilmektedir.
Yine dönüşüm adımları içinde; kayıt dışının kayıt içine alınması, gelirden ziyade istihdam öncelikli vergi sistemi kurulacağı, mükellef odaklı sistemin inşası ve yeni vergi mimarisi ile birlikte vergi adaletinin sağlanacağı ifade edilmektedir.
HAYALLER VE GERÇEKLER
Türk vergi sisteminin adaletsiz dolaylı tüketim vergileri üzerine kurulu olduğu gerçeği karşısında; gelir ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergilere ağırlık vereceğiz tespiti doğru olmakla birlikte, aynı metinde kurumlar vergisinde oran indirimine gideceğiz açıklamasının büyük bir çelişki oluşturduğu muhakkaktır.
Bütçe gerçekleri karşısında, dolaylı vergilerden vazgeçmek mümkün değildir. İstisna ve muafiyetler azaltılabilir. Gelir ve kurumlar vergisinde yapılacak düzenlemelerin bu yıl içinde yapılması halinde, 01.01.2020 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği dikkate alındığında; önümüzdeki 2 yıldan önce dolaysız vergiler konusunda ilerleme sağlamak mümkün görülmemektedir.
NELER YAPILMALI?
Türk vergi sisteminde devrim zamanı geldi de geçiyor. Hiç lafı eveleyip, gevelemeden devrim için neler yapılması gerektiğini 30 yıllık bir maliyeci olarak aşağıda sizlere özetledim.
– Her şeyden önce Gelir Vergisi Kanunu'nda “kaynak kuramından” net artış kuramına geçilmek zorundadır.
– Vergi sistemi malı değil, parayı takip etmelidir.
– Vatandaşına bu harcamayı, ‘bu tasarrufu nasıl yaptın' diye soramayan bir devlet olamaz. Harcama ve tasarrufun kaynağı mutlaka sorulmalıdır.
– Yıllar itibariyle ülkemizde milyonerlerin sayısı ve bankalardaki mevduat tutarları yüzde 50'nin üstünde artarken, vergi gelirlerinin yüzde 15 seviyesinde kaldığı bir ülkede Maliye Bakanlığı'nın varlığı sorgulanmalıdır.
– Dolaylı vergilerin oranları düşürülmelidir. Bir paket sigarada yer alan 20 dal sigaranın 17 dalı vergiye gitmektedir. İçilen her 4 kadeh rakının 3 kadehi vergidir. Birada alkol oranı yüzde 5, vergi oranı yüzde 65'tir. Musluktan suyu alıp, benzin diye satmaya kalksanız 4.5 TL'den aşağıya satamazsınız.
– Türk vergi sisteminde verginin çalışan ve çalıştıran tarafından ödendiği gerçeği karşısında; istihdam üzerindeki vergi yükleri azaltılmalıdır. Çalışanların ölmeden yaşayabilmeleri için kazanmaları gereken tutar, gelir vergisi nden istisna tutulmalıdır.
– Kayıt dışı istihdam oranının resmi rakamlara göre yüzde 33, kayıt dışı ekonominin yüzde 40'lık bir büyüklüğe sahip olduğu bir ekonomide çok zor olsa da “kayıt dışı ekonomiye dayalı büyüme modeli” terkedilmelidir.
– Vergi denetimi çok etkin hale getirilmeli, artık her yıl çıkartılan af yasalarına bir son verilmelidir. Vergiyi tabana yaymak masalından vazgeçip, vergiyi tavana yaymanın yolları aranmalıdır.
– Ülkemizde toplanan her 100 TL'lik verginin; 10 TL'sini 806.000 kurumlar vergisi mükellefi, 22 TL'si ise gelir vergisi mükellefleri tarafından ödenmektedir. Gelir vergisinin yüzde 92'si tevkifat yoluyla tahsil edilmekte, ücretliler 22 TL toplam gelir vergisinin 14 TL'sini ödemekte, 4 milyon beyanname veren mükellef ise toplam gelir vergisinin 5 TL'sini ödemektedir. Toplam vergi gelirlerinin kalan 68 TL ise Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi gibi tüketim vergileri ve cüzi miktarda servet vergilerinden oluşmaktadır.
– Türkiye'nin vergi ödemeyenler için cennet olmaktan çıkartılıp, anayasada belirlenen mali güce göre vergi alınması ilkesine dönmek zorundadır. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımın maliye politikasının sosyal amacı olduğu gerçeğini hiçbir zaman ülkeyi yönetenler akıllarından çıkartmamalıdır.
(Kaynak: Sözcü Gazetesi | 30.04.2019)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.