Önceki gün, “Erken emeklilik fırsatı kaçtı mı?” başlıklı yazımda özellikle emeklilik planlaması yapanlar için bazı önemli hususları açıklamaya başlamıştık. Bugün de isteğe bağlı sigortadaki önemli hususları açıklamak istiyorum.
Herhangi bir işte çalışmayanlar, ev hanımları, öğrenciler ve kısmi zamanlı (part-time) çalışanlar isteğe bağlı sigorta ile sosyal güvenliklerini devam ettirme veya eksik günlerini 30 güne tamamlama imkanına sahip olmaktadır.
1 Ekim 2008 tarihinden önce hem 4 (a) kapsamında (SSK) hem Bağ-Kur kapsamında isteğe bağlı prim ödemek mümkündü.
Ancak 1 Ekim 2008 tarihinden geçerli olmak üzere, isteğe bağlı sigorta statüsü sadece Bağ-Kur kapsamında sayılmaktadır. Bu nedenle SSK şartlarından emekli olmayı düşünenler bu değişikliğe dikkat etmeli.
Özellikle bir çalışanın birden fazla sigorta statüsüne tabi prim ödemesi varsa ve ilk defa sigortalı olunan tarih de 1 Ekim 2008 öncesi ise hangi statüden emekli olacağının tespiti için prim ödenmiş son 2520 gün prime bakılıyor. Bu primler içinde en fazla prim ödenen statüye göre kişinin nereden ve hangi şartlarla emekli olacağı belirleniyor.
İşte daha önce SSK statüsünde prim ödemesi bulunanlar son 2520 gün priminin fazlasının SSK statüsünde olması için isteğe bağlı prim ödemesine dikkat etmelidir. Yani SSK sonrası 1260 günden fazla isteğe bağlı prim ödemesi (yani Bağ-Kur sigortalılığı) olursa kişinin SSK emeklisi olabilmesi için SSK’lı işe girip yeniden 1260 gün SSK prim ödemesinin gerekeceği hatırdan çıkarılmamalı.
İlk defa 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren sigortalılığı başlayanlar için son 2520 gün primine değil toplam prime bakılır ve en fazla hangi statüden prim ödenmişse kişi bu statüden emekli olur. Yani, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren sigortalı olanlar için, ileride emeklilik tarihleri geldiğinde, hangi statüye (4/a, 4/b, 4/c veya Banka Sandığı) göre prim ödemeleri fazla ise o statüye göre emekli aylığı bağlanır.
Yine emeklilik planlamasında en fazla yapılan yanlışlardan birisi de şirket ortaklarının kendilerini sahibi oldukları şirketlerden, işyerlerinden sigortalı yapmalarıdır.
Şirket ortağı olup kendisi ortak olduğu şirketten SSK sigortalısı bildirme düşüncesinde olanlarda 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren ortak olunan şirketten SSK sigortalısı olmanın mümkün olmadığına dikkat edilmeli.
Böyle bir yanlışa düşülürse SGK resen ödenen SSK primlerini Bağ-Kur prim borcuna saymaktadır. Yani kısaca 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren ortak olunan şirketten SSK sigortalı bildirimi geçerli ayılmıyor.
Ancak şirket sahipleri veya vergi mükellefleri kendilerine ait olmayan veya ortak ve yönetim kurulu üyesi olmadıkları işyerlerinden SSK sigortalısı olabilir.
Bağ-Kur sigortalıları veya Bağ-Kur sigorta tescili yapması gerekenler daha açık ifadeyle vergi mükellefleri, limitet şirket ortakları ve anonim şirketin yönetim kuruluna seçilen ortakları başka bir işyerinde SSK’lı çalışabilir ve bu SSK’lı çalışma döneminde Bağ-Kur geçici olarak durdurulur. Ancak SSK’lı çalışma sona ererse takip eden günden itibaren yeniden Bağ-Kur sigortalılığı başlatılır.
1 Ekim 2008 tarihinden önce vergi mükellefiyeti bulunan veya limitet şirket ortağı olan ya da anonim şirketin yönetim kuruluna seçilenlerin Bağ-Kur sigortalılığı ancak 1 Ekim 2008 tarihinde başlatılır. Yani, 1 Ekim 2008 öncesi Bağ-ur kaydı ve tescili olmayanların sigortalılık hak ve yükümlülükleri bu tarihten başlatılıyor.
(Kaynak: Star Gazetesi | 03.01.2019)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.