mustafa.mt@gmail.com
Şirketler için önemli finansman kaynağı da yurtiçi veya yurtdışı borçlanmalardır. Borçlanma söz konusu olunca da vergi kanunlarındaki bazı düzenlemelere dikkat etmek gerekiyor. Bu düzenlemelerden biri de örtülü sermayedir.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin en çok ihtilaf yaşadığı konulardan biridir örtülü sermaye. Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) ile birlikte eskiden var olan bazı belirsizlikler kısmen giderildi. Yeni sistem de kendi içinde eleştirilebilir. Ancak biz bu yazımızda yurtdışı borçlanmalarla ilgili vergi sorumluluğuna değineceğiz.
KVK'nın 12'nci maddesi uyarınca kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları her türlü borcun, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılmıştır.
Bir borcun örtülü sermaye sayılması yanında önemli olan bu borç dolayısıyla herhangi bir faiz, kur farkı, komisyon vs. hesaplanıp hesaplanmadığı veya ödenip ödenmediği konusudur. Ortaktan veya ortakla ilgili kişiden öz sermayenin 10 katında bir borçlanma gerçekleştirilmiş olsa bile, şayet bu borç dolayısıyla faiz, kur farkı vb gider hesaplanmamış ve ödenmemiş ise örtülü sermaye açısından kanunen eleştirilecek bir husus olmayacaktır.
İlişkili kişilerden yapılan borçlanmaları, örtülü sermaye sayılan ve sayılmayan kısım diye ayırmak gerekiyor. Örtülü sermaye sayılmayan kısma isabet eden faiz ve kur farkı vb gider kabul edilecek. Örtülü sermaye sayılan kısma isabet eden faiz ve kur farkı vb ise kanunen kabul edilmeyen gider sayılacak. Faiz ödemesi söz konusu ise ödeme yapılan ilişkili kişinin mükellefiyet durumuna göre Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/6-b maddesi çerçevesinde tevkifat yapılabilecektir.
Özellikle yurtdışından yapılan borçlanmalarda vergi kesintisi üzerinde dikkatle durulması gerekiyor. Yurtdışında mukim ilişkili kişiden borç alan kurumlar vergisi mükellefleri, bu borçları öderken stopaj yapmak durumundadır.
Peki, bu stopaj her durumda söz konusu mu? Hayır. KVK'nın dar mükelleflere yapılan ödemelerde tevkifata ilişkin 30'uncu maddesi ve bu madde ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) belirleyici düzenlemelerdir.
Dar mükellefiyete tabi kurumlara KVK'nın 30'uncu maddesinde sayılı kazanç ve iratları nakden veya hesaben ödeyenler kanunda belirlenen oranlara göre vergi kesmek zorundadır. Anılan maddede tevkifat oranı %15'tir. Ancak BKK ile ödeme türleri itibariyle yeni oranlar tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, nitelik itibariyle menkul sermaye iradı olan, yurtdışındaki kurumlardan temin edilen krediler nedeniyle ödenen faizler tevkifata tabidir. 2006/11447 sayılı BKK'nn 2'nci maddesinin (e) bendine göre dar mükellef kurumlara ödenen alacak faizleri üzerinden % 0 veya % 10 oranında tevkifat yapılacaktır. Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı banka ve kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizler (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kar payları dahil) üzerinden % 0 oranında tevkifat yapılacaktır. Bunun haricinde kalan alacak faizlerinde ise % 10 oranında tevkifat yapılacaktır.
Dar mükellef kurumlara örtülü sermaye üzerinden ödenecek faizler, ana merkeze aktarılan tutar kabul edilmekte ve % 15 oranında kesintiye tabi tutulmaktadır.
Şayet örtülü sermaye sınırı aşılmaz ise bu takdirde dar mükellef kuruma ödenen faiz alacak faizi olarak kabul edilmeli ve % 10 oranında tevkifata tabi tutulmalıdır. Ancak tevkifat yapılabilmesi için dar mükellef kurumun, faizi Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcisi aracılığıyla elde etmemiş olması gerekiyor.
Kararda geçen "kurum" ve "diğerlerinden" ibaresi açıklanmaya muhtaçtır. "Kurum" ifadesinin her türlü kurumu kapsadığı düşünülmemelidir. Aksi halde "diğerlerinden" ibaresi herhangi bir anlam ifade etmeyecektir. Karar, yabancı banka ve kurumlar derken bizce finans kurumlarını kasdetmektedir. Yoksa her türlü kredi veya alacak faizi için %0 oranında tevkifat uygulamak gerekir ki bu takdirde belirlenen %10 oranının uygulanacağı alan bulunmamaktadır. Kararın 2/e-i alt bendinde geçen "kurum" ibaresi bankalar haricinde kredi işlemi yapabilen finans kurumlarını kapsamaktadır. "Diğerlerinden" ibaresi ise banka ve finans kurumu haricinde kredi işlemleri ile münhasıran iştigal etmeyen kurumları ifade etmektedir.
Sonuç olarak, yurtdışındaki ilişkili kişiden alınan borç, örtülü sermaye sayılsa da sayılmasa da ödenen faiz için tevkifat sorumluluğuna dikkat etmek gerekiyor.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 08.04.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.