Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesinde yer alan tanımlamaya göre “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır.”
3 YILLIK ZAMAN AŞIMI
Türk Ticaret Kanunu’nun 814’üncü maddesi uyarınca da “Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zaman aşımına uğrar.”
Diğer yandan “çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl geçmekle zaman aşımına” uğramaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesine göre değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline imkan kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacak olup, alacağın bu durumunun kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi (kanıtlanması) gerekmektedir. Bu bağlamda da kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş, icra takibinin yapılmış olması, bu başvuru ve takipler sonucunda alacağın ödemeyeceğine hakim tarafından hükmedilmiş bulunulması gerekmektedir. Ayrıca konuya ilişkin kanaat verici vesika temininden ise ödemeyi imkansız hale getiren hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış, delil özelliğini taşıyan belgeler anlaşılmalıdır.
İNANDIRICI BELGELER
Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması “değersiz alacak” uygulaması açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda da kanun koyucu tarafından da değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak takip edildiğine dair uğraş ve çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile tevsiki (kanıtlanması) öngörülmüştür.
Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise kanunda yeterli açıklama bulunmamakla birlikte söz konusu madde uygulamasında kanaat verici vesikalara;
ALACAĞIN DEĞERSİZ HALE GELDİĞİ YIL
Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesinin uygulanmasında alacağın değersiz hale geldiği yıl alacaklı tarafından hesaplarına söz konusu alacağı zarar olarak intikal ettirmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla alacaklı söz konusu alacağı dilediği yılda kayıtlarına intikal ettiremez. Çünkü değersiz alacaklar “bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.”
Değersiz alacak uygulaması açısından mükelleflerin bilanço veya işletme usulünde defter tutmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Kanun işletme hesabında defter tutanların değersiz alacak tutarını defterlerinin gider sayfalarına kaydedecekleri hükmüne yer vermiştir.
(Kaynak: İto | 27.11.2018)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.